Başlıklara tıkladıkça Rastgele yeni kayıtlar gelicektir

La Faile İllallah

Abdest aldın kıyama durdun "Allahuekber" diyecektin ki bir baktın, seccadeyi sermemişsin. Seccadeyi sererken Fail O, hiçbirşey bilmezdik, bilemeyiz de, Öğreten, Hatırlatan O; unutmak, hatırlamak ; Fail hep O, Latif Rab O.. Yol O.. İz O.. Seyreyle OL Ân'ı, OLduran O.

Hu ~ Kulluk

Özünde O'ndan bir Ruh, Suretinde bir Resimden ibaret olan, O'nu görmek, O'nu bilmek istiyor. Rabbim Kuluna Sen'den Güzel, Sen'den başka Rabb olur mu.

Kulluk

Bazen öyle OLur bazen böyle. OLan sana bazen hoş gelmese de, madem öyle de böyle de Güzel ise ; Sensin orada güzel OLan, Hakkın Kulu. Sen bi öyle bi böyle olanları da bırak, olmayı da bırak.

Birlik ~ La Faile İllallah ~ Kulluk ~ İrade

Sen hareket ettiğinde Alem de hareket etse. Ve sen durduğunda Alem de dursa. O Birlik böyle olur. Ve bütün kulları içine alarak bunu Ahirette yapmak Allah'a kolay bir iştir. Hoş zaten Celalinden Cemalinden geçip Zatının Kemal'ine eriştirilen için O'nun Takdir ve de Hükmünden başka Fiil olamaz, yani Halk ve Emir çelişmez, Zulmetmez, Hakk'a Kul olmuş Kemal bulmuş olanın da Gönlü bulanmaz ya; ama herkesler şimdi bunu bilemez, Hakk'a dayanılmaz, Cehennemi Cennet, Cenneti Cehennem zanneder, küser, unutur, inkar eder, şirk koşar. Hem Cenabı Hakk'a hem Kula en büyük Zulümdür; Sen Şirk koşma. Şimdi bu Dünya'da, OLan her şeyden ancak senin Kast ettiğine göre Yankı, yani kazanç ve kayıp görünür olmaktadır. Yani İraden değil, Mutlak İrade'de Kast ettiğin veya Zannettiğinden soruluyor. Zan, İman, Şüphe, İkan, Hakk soruluyor. Cenabı Hakk senden Hakkı, Kendisini soruyor.

Şeyh - Biat - Tarikat ~ Nefs ile Cihad ~ Kemal ~ Kulluk

Nefs ile Cihad olmadan, O Kadir ile Hızırı bulmadan, Biat ile Kemal buldum, Hakk'a Erdim zannetme. Şeyh İçinde olmadan, İçindekini Şeyh tutmadan, dışardakiyle dışındakine, büyüklenip böbürlenme.

Kader ~ Cüz-i İrade ~ Cennet - Cehennem ~ Ruh

Allah bizi -Cüz-i irade sahibi olan Cinleri ve İnsan'ı- yaratmazdan önce neler olacağını biliyordu.Tek tek neler yapacağımızı ve bu yaptıklarımıza göre bize ne hükümler vereceğini, her bir İnsan'ın Akibetinin ne olacağını biliyordu. Hepsini öylece de Kader Kitabına Yazdı, kaydetti. Ve Yaratmakla Tecelli ederek, olacaklara, Kendi Varlığıyla İzin vermektedir. Suretinde İsa'ya (as) İzin verip kuş heykeline Can verdiği gibi, bize de Ama'da Kendi Katında, Ruhuyla Hayat verdi, Kendi Ruhundan olan bu Ruhları Adem'in (as) Zürriyeti Suretinde Toprağa ekti, bu Surette gizledi ve gizlendi. El An öyledir ! Şimdi sen, Dünya Suretinde seni İntihara sürükleyecek bir çok sebepler görebilir bulabilirsin !? fakat Allah, hiçkimseyi ne tutup çatıdan aşağı atarak öldürdü, ne de kimseye "Tecavüz et" diye emretti ! Aksine, O'nun Yaptıkları, ve Emirleri Yasakları, bizi her an Cennet yaşantısına yükselttiği gibi Cehennem yaşantısından da uzaklaştırmaktadır. Bizi An be An, Kendi Mertebesi olan Hakk olmaklığa döndürmektedir ! Neler yapar neler ! Melekler bizi O'na yakıştıramamış da O neleri üzerine almış ! Hakkını Helal edenlere, Tevbe edenlere ne mutlu ! Nurundan azıcığı Güneş olmuş, Cezbesinden bir parçacığı Felekleri Meydana getirmiş ! O'nun için her şeye değmez mi ya, Sabredenlere ne mutlu ! Sevgili olduksa, Sevgilinin Cefası da Lütuf olmaz mı ya ! Görmezden gelir bilmezden gelir, Celali de Cemali de Bize Kemali olmaz mı ya ! Bil ki ! Yaptıklarını ve Emirlerini Yasaklarını hafife alarak Hakk'a Tecavüz etmeye ve O'nu görmezden gelerek Ümitleri kesip Öldürmeye Azm eden kim varsa, ancak ve ancak kendisini öldürmekte, kendisine tecavüz etmekte, kendi kendisine Zulm etmektedir ! Cehenneme girene sormalı, orada ne işi varmış !.. Şüpesiz ki Allah, hiçbir kimseye Zulmetmez !

İlk İnsan ~ Akıl

İlk İnsan, Susuzluğunun Su istediğini Allah'tan başka kimden öğrenebilirdi ki. Aklından mı... Şimdi onun her türlü susuzluğunu, Rabbinden başka kim giderebilir.

Celal - Cemal ~ Merhamet ~ Kemal

Şımartılmış, ne istediğini bilmeyen bir çocuğa ancak Merhamet edebilirsiniz; Kemal vermeniz mümkün değildir. İlk ikazınızda o sizi kendisinden uzaklaştıracak, artık her söyleyeceğinize kör ve sağır kesilecektir. Hatta biraz daha ileri giderseniz şımartılmış nefsini korumak adına sizi düşman belleyecektir. İşte yetişkin de olsa Kemal'e ulaşma arzusu taşımayan şımarık kimsenin durumu da aynı böyledir. O Allah'ın Celalinden hiçbir şey elde edemediği gibi Cemalinden de sadece Şımarıklığı ve Merhameti satın almıştır. Sizde göreceği Sıfat sırf Celal, görmek isteyeceği Sıfat ise sırf Cemal olacaktır. Cemal ve Celali bir olan Kemal sahibi Zat'ı asla görmek istemeyecektir. İşte bu da ona O Allah'dan en uygun bir cezadır zaten; asla göremeyeceği bir Merhametin yanında hiçbir zaman ulaşamayacağı bir Kemal. Allah bize Yüce Zatının Kemali gayrında sırf Cemal ve sırf Celal yüzünden göstermesin! Amin.

Cüz-i irade ~ Kulluk ~ Muhabbet ~ Aşk

Cüz-i irade yok diyen bir kişiden Allah'ın Kulluk muradı ümidi yok demektir; bu söz en fazla, o kimsenin hükmü verilmiş olup an be an cehennem için ibret olarak yaratıldığını gösterir. Yani o kişinin cüz-i iradesinden sığınabileceği Mutlak bir Rab kalmamıştır. Halbuki insan bilmez, bilmese de muhatabı an be an Hakk'tır, ve Allah An'dadır geçmiş gelecekde değil, dilediğine hükmedebilir ; insan'dan muradı kulluk, ve ona lütfetmektir; ebedi bir zıtlaşma değil. Yoksa sırf ezeli ilmiyle hükmedip direkt cennet ve cehenneme koyuverirdi; dediğimiz gibi bu ebedi sürecek bir zıtlaşma değildir. Eğer ona kendisine kul olması için cüz-i irade ile serbestlik vermeseydi İnsan'la Murad ettiği bu Muhabbet ve zıtlığın kemalini bulduğu bu Aşk meydana gelmezdi.

Kulluk

Allah nefsine ve sığınacağın her şeye bir zayıflık verdi ki ancak Kendisiyle güç kuvvet bulasın.

Cüz-i İrade

Cüz-i irade olmasaydı Allah'ın İradesine Sığınmak mümkün olmazdı. Cüz-i irade ise Ümid, Dua, Sığınma yani Kulluktan başka bir şey değildir ; O'ndan Ümidimiz O'dur ki; bizi İradesine zıt düşmekten yani nefsimizden ve seytanlığımızdan Daimi muhafaza etsin de Mutlak Kulluğa kabul eylesin. Amin.

Celal Cemal ~ Benlik ~ İnsan

O'ndan bir Ruh olduğumuz, O'nun Suretinde Yaratıldığımızdan, kendimizce Celalimiz Cemalimiz, Benliğimiz vardır. O Benliğimiz ile kimi zaman O'ndan daha Merhametli olur kimi zaman O'ndan daha Celalli olur bir türlü Senaryoya müdaheleyi bırakmayız. Yönetmeni geçer, kendimizce hikayeler roller kurgularız. Olur ki bugün sevmediğimize gazaplandığımıza O Azab eder Celalini gösterirse bu sefer ona acır merhamet ederiz. Olur ki bugün çok sevdiğimizi yarın O sever de biz düşman oluruz. Tevbe edenlere ne mutlu ama biz belki hakkımızı helal etmeyiz. Ya toptan Cehenneme ya toptan Cennete. Yahut Cehenneme koşan adamı haketmediği Cennet'e ! Celalimiz Cemalimiz var Benliğimiz yerinde ama bir türlü O'nu Bilmiyor Tanımıyoruz ! Hakkımız var sanıyoruz, Senaryoyu ne türlü değiştirirsek değiştirelim memnun değiliz, ama Başrole oynuyoruz, Yönetmene kafamız bozuk ! O'nun Zuhurunu istemiyoruz ! Şu Celali Cemaliyle Benliğimizi bir türlü Kendisinden olan Zât'a veremiyoruz ! Ey Alemlerin Rabbi, Ey Yüceler Yücesi Zat ! Korkup Edeb edemiyoruz Cemalinden, Sevinip şımaramıyoruz Celalinden ! Aşk olsun, Aşk olsun Zâtına !

Kalp

Nefisle Cihadın üzerine Kalbinle Cihad'ı ekle de onu Huzur'da Sabit kılmaya bak. Paslanır ya, onu Muhabbetle Zikirle Namazla İlimle artık türlü türlü Nurlar ile parlatmaya tutuş.

Aşk ~ Akılsızlık

Aşk için "Akılsızlıktır" deme, terbiyesizlik etme. Hakk'ı Zikredip Meczub olmamakla gizlersin, büyük günahın vardır. Uyanıksan görürdün, Aşıkın da bir Aklı, düşüncesi vardır; Şeriat vardır. Akıl da Zâtı ile bir, Sıfatın Kemalince derece derecedir. Hakk'a gelince Hakikat'en Arif olmak lazımdır.

Evrim ~ Sanat ~ Hikmet ~ Bilim

Evrim'e göre Doğa'da "Sanat" yoktur ve var olmasının bir Anlamı da olamaz, gereksizdir ! Gerçekten de Evrim'e göre Doğa'nın her bir noktasında bu kadar İnce ve Yüksek "Sanat" olmasının Bilimsel olarak hiçbir Mantığı yoktur. Fakat buna göre tam aksine Evrim'i "Bilim" olarak adlandırmakta, "Bilim" olduğunu iddia etmekte pek ısrarcıdırlar ! Neden ki, ne gereği, ne anlamı var ?! Halbuki Doğa'daki ve Canlılardaki bunca Estetik ve Görsel Sanat eğer geriplanında "Bilim" ( Evrim ?! ) ile açıklanacaksa, bunca varlığın gerisinde apaçık bir kanun olarak "Hikmet" (!) bulunduğu nasıl İnkar edilebilir ! Evrim ( Varlıksal olarak ! ) kökeninde "Rastlantısal" bir şey ise sonrasında "Bilim" olarak nasıl adlandırılabiliyor ! Geride ne var ki sonrasında "Rastlantı" olsun, sonrasında ne var ki "Bilim" oluşabilsin ! Rastlantısal değil ise de, Bilim "Hikmet"den Evrim ile nasıl soyutlanabilir de yok sayılabilir, geçersiz görülebilir ! Buna göre, Akıllı (!) Tasarım nasıl İnkar edilebilir ! İşte Evrimci Bilim Adamlarında görülen bu "İnkar" ( Hakikati Örtme ) Cehaletin en büyüğü Bağnazlığın en ilerisidir !

Evrim ~ Tasavvuf

Yaratılış kare kare An'da mevcut, An be An gerçekleşiyor ; ne Evriminden bahsediyorsun sen ?

Tecelliler

Soğuk evde battaniye sıcaklığına sığınmanı, sıcak yaz gününde serin püfür püfür esen rüzgara kendini bırakmanı ve daha böyle sayısız paha biçilmez nimetleri hatırla ki, zavallı bir Mahlukun O'nun kucağına düşmesinin, Kullukdaki Küçülme içinde O'nun Büyüklüğünün, ne denli büyük bir Yaratılış ne denli büyük bir Zevk olduğunu görürsün. Acaba Yüce Meleklerden bir Melek olarak yahut Zayıflık bilmemiş Celal Yüzü görmemiş hiçbir şeyden habersiz Kudretli bir "Tanrı Oğlu-Kızı" olarak direkt Cennette şımartılmak mı ? Yoksa Kudretli Rahim bir Rabbin O Yüce Allah'ın aciz zavallı yoksun bir Mahluku, Kulu olarak dünyada "İnsan" olarak yaratılmak mı ?.. Hangisi daha güzeldir, Anlamak gerek ! Anlamamışsan dikkat et ! Kesinlikle Allah'ın dilediği daha güzeldir ! 

Acaba kulağına kalbine vesveselerin seslenmesi mi daha güzeldir, yoksa henüz bilmediğin Yüce Sırlara erişmek mi ?.. Acaba O Mutlak Kudretli olan İlah, bu Acziyeti Zavallılıkları nereden biliyor.. Mesela, "Korku"yu misal verelim.. Acaba Korku Duygusu gerçekten Acizlik midir, yoksa O Korku'yu bizim için Sevmeyince mi biz Korku'dan Korkar hale geliyoruz ?... Mesela, "Hastalık beni Zayıf düşürdü" deriz; Kudretli olmıyan Aciz bırakabilir mi ?... O'na göre böylece anlarsak; acaba bize O'ndan başka bir Tecelli kalır mı ? Sen ölümü ölüm zannedersin ama, aslında o Tecelli'nin mahiyeti ne, Nihai Kavuşma değil midir ?.. Bize göre İyi Kötü var ama, Anlarsan O'nun hiçbir Tecellisi O'na Acizlik yahut Kötü sayılabilir mi hiç ?.. Kötülüğü sevseydi Kötülükten de zevk alırdık !.. Deli olmamak lazım, Delilik de dediğimiz gibi şüphesiz O'nun bir Tecellisi olmakla birlikte Korku'dan kaçar gibi bizim yaratılışımızda bizde görmeye Razı olmadığı şeylerden kaçmak lazım !. O'na göre Kötü İyi yok hiçbir Tecellisinde lakin bizim için, Razı oldukları Razı olmadıkları var şüphesiz ! Sırlara karşı uyanık olmak lazım ki vesveseye dönmesin ! Korku var Korku var, hepsi de aynı Korku Tecellisi fakat kiminde Sevdiğini kaybetmemek şeklinde, kiminde Cesareti oluşturmak için, kiminde de İsyan şeklinde "Fiil" bulur ! İş geldi Fiil'e dayandı ; bizim için ise Amel'e dayandı ! Söz uzadı !

Kulluk ~ Muhabbet ~ Akıl

Aklını kullan derler ya.. Sen de Kalbini Gönlünü kullan da O'na şikayeti serzenişleri Muhabbet'e çevir.

Suret ~ Görülmezlik ~ El Batın

Görülmezdir O.. Suretindeki gösterişe aldanıp, İnsan görünürdür deme ; biz de görülmeyiz.

Sevgi ~ Sevgi'nin Kaynağı

Acayip bir Sultan'dır O.. Sevgi'nin Kaynağını unutma.

Ölüm ~ Ölmeden önce ölmek

Kim Zalim kim Masum, hepsi de ölecek. Ölüm döşeğinde son sözün son halin ne olacaksa şimdi de onu söyle, o halde ol ; ölmeden önce öl. İntikam mı istiyorsun, Davan mı var ? Kısas mı istiyorsun ölülerden ? Belki de Ölü Düşmanların, Ölü Dostların olur. Yaşamak mı istiyorsun ? Artık senin için başka çare yok, öleceksin !

Kader

Allah'ı unuttukça ne olur ?.. Kader, Kederler olur.

Nefs ~ Ruh

Şehvet Ruhu zapt edip Ben-liği ele geçirir ise de Ruhun değil Nefsin Tabiatının Arzusudur. Ruhun ise Tabiatı yoktur. Nefs sadece Ben-lik Arzusu yönüyle değil, "Tabiat"ı bakımından da Nefs'tir; çünkü Şehvet örneğinde olduğu gibi Ben-lik onu istemese de Nefs'in Tabiatı Talepten öte Ruhu Zorlar ve Emreder. Açlık da böyledir o da Tabiatının gereği Nefsindendir; Ruh yemek yemek istemez çünkü acıkmaz; acıkan Mide'dir (Tabiatın-Nefsindir). Yani Sen İstemesen de Nefsin Tabiatı gereği olarak Seni (Özünü-Ruhunu) Arzusunu yerine getirmeye Zorlar, Ben-lik yapmak için güç kuvvet arzulayıp Emrettiği gibi; çünkü maddi ve manevi olarak Zayıf yaratılmıştır. Açıkça görülür ki Ruhun dışındaki tüm Tabiatın Nefs'tir. Kalb ise, yine Nefs gibi Zorlasa ve Emretse de Nefs'den farklı olarak Arzuları senin için Hayırlı, Faydalıdır; lakin "Nefs" gibi Talebkar ve Israrcı değildir. Ve Sen'de bu Perdelerin gerisinde bulunan Öz Varlığın olan Ruh'dan başka Sabit olan, daha Zengin (Gani) daha Parlak bir Nur, Varlık, bulunmaz : Kendi Ruhumdan buyurduğu O Allah'dan başka ! Nefsin ve Kalbin Sıfatların; Manevi Varlığın, Ruhun ise Zatın Öz Varlığındır; Sen Kendini Kendisinden olduğun O Zat'a Teslim et !

Var ~ Yok ~ Hu

Alem tek bir "Heykel" değildir. Onu un ufak parçacıklara ayırdığımızı varsayarsak da bu parçaların arasından yerleşmiş oldukları hepsinden daha büyük bir Boşluğa ulaşmamız gerekir. Halbuki bu yere "Boşluk" dersek, onun başka bir Maddi Doluluğun içinde olması gerekir ki, bu yine aynı yer olur. Buna "Yokluk", dersek de, yine aynı şey olur. İnsanların fikrindeki bu "Heykel" ne kadar uzun zannedilirse zannedilsin Yokluğa yahut Boşluğa ulaşılması kaçınılmazdır. Ve çok da uzakta olmıyan bu Yokluk Madde olmadığı halde kaçınılmaz olarak "Var" ise, o halde ondan ayrıca bulunmayan bu "Var-lık" nedir. Buraya kadar Akıllı bir Düşünce ile geldik, Akılsızlığın bizi götüreceği yer ise bu anlamda sadece Saçmalamak olur. "Yokluk" madem ki "Madde" değildir, o halde ya "Hayal Sureti" veya "Düşünce" gibi hem maddesi "Yok" hem de maddesi var gibi Duyu-lur olmalıdır.. Varlığa "Nur"dur diyebilirim, lakin "Nur" bildiğimiz Işığı da verirse de Karanlıkta Duyulur olan, "Işık" değildir. Ve "Varlık" ne "Hayal Sureti" gibi sırf Görüntü, ne de "Düşünce" gibi sırf Mânâ.. "İlim" dersen de olmaz, zira Nur olmadan Işık olmayacağı gibi "Bilgi" de ancak "Nur" ile Mânâ ( Fiil ) bulabilir. Ya "Duygu" ?! "Uyku" dediğimiz de bir garip "Yok" ! Bu böyle Ol-mayacak.. Nedir bu "Varlık" Ya Hu !

Burçlar ~ Tasavvuf

Nefsine uymayanın Burcu olmaz.

Zât ~ Sıfat ~ Adalet

İnsan için Adalet nasıl ancak Hakk'da bulunur ise, tüm Sıfatlar da öyle ancak Hakk'ın Zâtında bulunur. Zât'ına Arif olmıyan hiçbir Sıfat'da Kemal bulamaz.

Adl ~ Adalet ~ Halk - Hakk

Adalet'in Halk'da görüneni başka, Hakk'da görüneni başkadır.

6 Saniye Önce ~ Seçim - Karar ~ İrade

"Seçme" ile "Karar" arasındaki Fark'ı görmezden gelene "İrade" yoktur.

Kulluk ~ İman ~ İrade

Yüce Allah'a her halde Sığınmayı Adet edinip ve O'na gerçekten Kalbinin en derinlerinden gelen bir İman ile Güvenirsen, seni Kader'e Uymakla, İradesine Zıt düşürmemekle tüm Endişelerinden Emin kılar, Hidayet'e Ulaştırır ve Doğru Yoldan ayırmaz.

Kulluk ~ Tecelli

Bir damla su için Allah'a Kul olunur mu ?.. İşte sen daha o bir damla suyun kıymetini dahi bilmiyorsun ki Allah'a Kulluğun kıymetini bilesin !

Zat ~ Sıfatlar ~ Tecelliler ~ Adalet

İnsanlar'da gördüğün "Adalet", Allah'ın Sıfatlarından biri olan Adalet Sıfatının sadece bir görünümü, tezahürü, Tecellisidir, Aslı değildir. Şu var ki Dünya'da görülen her Tecelli de, geldikleri yere, Sıfatlara, Sıfatlar ise Zat'a bağlanır ; lakin herkes bu görüşe, Müşahedeye, İdrak'e ulaşamaz. Bu Sırrı Bilenler, asla "Adalet yok" diye sızlanmazlar, ve Sabırları Ümitleri hiçbir zaman tükenmez, Yılgınlığa düşmezler; İmanları sayesinde de asla bu bağı göremeyecek şekilde gözleri kör olmaz. Bilmeyenler ise, sırf bu Tecellilere bağlanıp Sıfatların Asıllarını ve bağlandıkları Zât'ı göremedikleri, Unuttukları ve Umursamadıkları için, Ümitsizlik, Sabırsızlık, Korku gibi türlü belalar, ve Şeytanların Fısıltılarıyla zayıflayıp, neticesinde en büyük bela olan Dünya'ya saplanıp kalırlar. Kimisi daima Dünyevi Refah Rahat Zenginlik peşinde gizlice Fitneci Fesatçı olup Ahireti (Sonu) Umursamaz, Allah'ı ve Din'ini İnkar eder, kimisi de Irkçılıktan, Teröre kadar bir çok Aşırı, Şeytani işler işleyip, Yaratıcıları olan Allah'ın Sıfatlarına İsyan ettiklerinin farkında bile olmadan, hiçbir zaman kazanamıycakları bir Davaya tutuşurlar.

Abdulaziz Bayındır - İbn Teymiyye - Mehmet Okuyan vb ~ Kuran ~ Tasavvuf ~ Şirk

"..Nereye dönerseniz Allah’ın Vechi işte oradadır.." Bakara 115

Şimdi bu Ayet'de Panteizm mi kastediliyor ?..

"..Şah damarından daha Yakın.." Kaf 16

Şimdi bu Ayet'de Şirk var mı ? Ki "Bir ben vardır ben'de benden içeri" denildiğinde bu kadar pervasızca yalanlayarak Şirkle İtham edebiliyorsunuz ?

"Siz hiç düşünmez misiniz ?" Nahl 17

Özelde "Fususul Hikem" için Muhyiddin İbn Arabi Hazretleri bu Kitap Allah'ın Resulündendir deyip ikaz ettiği halde sizin bütün Tasavvuf Ehlini ve Tasavvuf'u Yunan Felsefesine Panteizme Yahudilere Hristiyanlara İslam'dan başka her şeye İsnad etmeniz, "Allah'tan Korkmaz Kuldan utanmaz"lık değil midir ?; tam bir Müşrik İnkarı Kafir İnadı değil midir bu sizinkisi ?

"...Kendilerine bir iyilik dokunsa «Bu Allah'tan» derler; başlarına bir kötülük gelince de «Bu senden» derler.." Nisa 78

“Allah her şeyi ihata edendir” Nisa 126

Şimdi bu Ayet'de Allah'ın bir Kılığa girdiği mi kastediliyor ?

Siz aslında bizzat kendiniz bunca sayısız Ayetlerin "Lafzına" göre Allah'a "Gizli Şirk" içinde İftira etmiş olmuyor musunuz ? Size göre Kuran'da da Şirk var mı ?..

De ki: 'Eğer Rahmanın çocuğu olsaydı, ona tapanların ilki ben olurdum.' Zuhruf 81

Mesela bu Lafız, sizce uygun mu ? Böyle söz söylenir mi !

“Âdem'e secde edin” Bakara 34

İnsan'a Secde he ! Hiç İnsan'a Secde olur mu vay zındıklar !

İşte sizin İftiralarınız ! Bu İnadınız, Yalanlayarak Sözleri hiç Düşünmek ihtiyacı hissetmeyip Şeytanca İftirayı seçmedeki Israrınızla bilakis siz Müşriklere Kafirlere benzemektesiniz de farkında değilsiniz !

Erkek ve kadın müminlerin, bu iftirayı işittiklerinde kendi vicdanları ile hüsnü zanda bulunup da, "bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi? Nur 12

Onu duyduğunuzda "Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Haşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır..." demeli değil miydiniz? Nur 16

"Siz hiç düşünmez misiniz ?" Nahl 17

"«Sen mü'min değilsin» demeyin. İşte Allahın katında bir çok ganimetler vardır." Nisa 94

Hu ~ Kemal

Aslan sesi ile Eşek sesinin birbirine Karışması, O'ndandır, O'nun Birliğinden ; Aslan sesi ile Karga sesini Ayırd edebilmen, O'nu, daha iyi Tanıyabilmen, her Seferinde her Felekde biraz daha Yükselerek, daha da Yakınlaşabilmen için. Yoksa Hayvanlar Aleminde senin ne işin var, niye ordasın, ve ne arıyorsun ?

Celal

Allah'ın Celali, kafirlerin azgınlığını, gafillerin korkaklığını artırırken, Bizim Diriliğimizi artırır.

Kulluk ~ Nefs ~ Allah'a Sığınmak

Allah'a Sığınmak'da Kavi ol ! Hüzünlenerek Gevşeme. Şeytan, zayıflık gösterenin yakasından düşmez. Şeytana ve Nefsine karşı Diri, Uyanık ol; Kavi ol ! Allah'ın Azameti, Celal Tecellileri, seni zayıf düşürmek için değildir ! "..Ayağını yere vur ! İşte yıkanacak ve içecek soğuk bir su..".

Haller ~ Yokluk ~ Zât ~ Sıfat ~ Tecelli

Düşünceler gibi, Duygular, Haller gelmez. Zorlama ! Bunda, yani bir şeyi Yapmayışında, Sendeki Acziyetin Hikmet'i var. Acziyetini bil ki Yokluğunu bilebilesin; o zaman Zâtını anlarsın, yani O'ndan bir Ruh olduğun Hakikatini. Ve Zâtını Sıfatlarının Tecellileri olan Hallerle Nimetlendirir, Sıfatlarıyla Sıfatlandırır. Sanatçı Eser vermediğinde de o Sıfat'a Sahiptir, Sanatçıdır !

Allah Korkusu ~ Haşyet ~ Celalin Cemali

Allah Muhakkak ki Celal, Azamet sahibidir bunu hiç unutma. Hani çok kırılgan narin nazenin olmamak gerek. Dağlardaki, Dalgalardaki, Gök'deki Azamet'e bak ; Genişlikten, Yükseklikten Korkarsın : Haşyet duyarsın.. Hikmet'i gördüğünden mâdâ Celaldeki Cemali de gör ! Elbetteki Korkulur !

İnkar ~ Hakikat ~ Hakk

Zenginin Fakire uzaklığı, Kendi Nefsinin Fakir oluşu Hakikatini İnkar ettiği içindir. Aslında o kendi Hakikatini İnkar ettiği için Gayrını hor görür. Bu yüzdendir ki gerçek Zenginliğe yani Hakk'a, asla ulaşamaz. Hakikati İnkar edenin Kendi Hakikatini İnkar edemeyeceği hiç Aklına gelmez ! Bir Ayet'de Mealen : "Onların Seni reddetmeleri ve Bana Kavuşmayı İnkar etmeleri kendi yapıp ettiklerinin getirdiği Korku, Ahiretteki Akibetleridir" buyurulur.. Hakikati İnkar eden kimse aslında kendini Reddetmekte kendisini İnkar etmektedir. Ancak Hakk'a Teslim olan, Nefsinin Hakikatinden kurtulabilir ; ancak Hakk'a Kavuşan Zengin olabilir.