Kayıtlar

Mayıs, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Allah'dan Korkmak / Havf

Bu kafirler zalimler Allah'ı bilmezler mi ?.. Bilselerdi Korkarlardı; Korksalardı bilirlerdi.. Yani onlara böylece Merhamet olunurdu...

Tasavvuf / Putperestlik

İnsancıklar Uluhiyeti İnek-lere İzafe ettiler diye İnek hiç İlah olur mu ? Doğru ol da Sevgi'nin Sevgilisi ol ! İnsanların Sevgi'yi Nispet ettikleri şey yine ancak Duydukları O Sevgi'dir bunu bildin mi; O'nu sayısız Putlara Nispet etmeleri de, O Sevgi'yi Devamlı Duymak Arzusundan başkası değildir, bunu bildin mi ? Halbuki Sevgi'yi yine ancak Sevgi Çeker, Sevgi Cezbeder.. Sevgi hiç Acıyı Kötülüğü, Doğru olmıyanı Sevebilir mi ? Hayır ! Sevginin Nispeti ne olursa olsun, onda Sev gi'yi Seven yine ancak Sevgi'dir; bildin mi ! O halde Cahillerden olma da Sevgi'ye Zulm etme ! Hakkı Cahillere Nispet etme de Sevgi'nin Sevgililerine Sevgili olmaya bak ! Hayvanların Tespihine üzülmediğin gibi, İnsancıkların Hayvandan aşağı hallerine de üzülme ! Hayvancıkların Putları olmaz ya ! Sen, Kamil ol da, Hakk'a Doğruya Kör olma, Sevgi'yi Doğruluktan, Hakk'tan başkasına Nispet etme ! Sevgi'nin Sevgilisi ol !

Vedud

Sen'de Seven, Vedud O'dur, Kullarını, Kulunu, Kendini.

Kendini Hor Hakir görmek..

Allah'ı Övmek nasıl bir padişaha dalkavukluk etmek gibi değilse, O'nun Kadrini bilmek de aynı öyle ! Dikkat et Allah dünya efendileri gibi Mütekebbir değildir ! Senin kendini öyle hor hakir gösterecek bir varlığın var ise, daha tam aklın başına gelmemiş, kemale ermemişsin ! Politika Siyaset Takiye yapıyorsun ! Gerçek mü’minler onlardır ki; Allah zikredildiği zaman kalpleri titrer. Ve onlara Allah’ın âyetleri okunduğu zaman onların îmânlarını arttırır ve Rab’lerine tevekkül ederler. [Enfâl 2]

Veli

Fakirin Zengin Dostu olur mu... Olmaz mı !? Kapısından kovsa bacasından girersen.. Yeterince vakit geçirirsin olur !

Birlik / Teklik / Tasavvuf - Şatahat

Suret'de Tecelliler "üç boyutlu" film izlemekteki gibidir.. "Birlik" hakkındaki sözlerin (Şatahat) çoğu bu tür Tecellilerde Nefsi Zevk'e Kapılmışlıktan peyda olur.. Zevkinde kalır; Ötesini düşünmez, İstemez.. "Ruh" hakkında zikredilen çoğu Nakıs Bilgi de Suretteki bu Tecellilerde Takılmış Nakıs İlim Ehlinden oluşmuştur.. Haklı-Haksız, Alim-Cahil, Kamil-Nakıs ayrımlarının kaldırıldığı Sözler de Fiil'de Tecellilerde Takılanlardan peyda olmaktadır.. Hal Ehli içinde de Tecel lilerde takılmışlıktan kaynaklanan nakıs İddilar Zanlar bulunur.. Hallerini Sıfat'a benzetmek, Sahv'dan hiç haberi yokken Şen'den bahsetmek vs.. Söylenecek söz bitmez, ama hepsini "Basit ~ Duyularda ~ Tecelliler'e Takılmak", "Pireyi Deve yapmak" olarak özetleyebiliriz.. Pirelikte takılarak ısrar etmenin anlamı yok, Develikten vazgeç !.. Her "Birlik"ten söz eden böyle Takılmışlardandır demek ve Nakısların peşinde onl

Ruhlar Mertebesi

Sen şimdi Dünya Yaşantısında, Dünya Tarihinde duyduğun bazı İsimleri, muhakkak ki Göreceli olarak değerliyorsun, göreceli olarak değer atfediyorsun onlara.. Ruhlar Mertebesinde Kulağına Çınlayacak İsimler ise bu görecelik ve karışıklıktan müberra olacak, Utanman Mutlak, ve Ebedi olacak, haberin olsun.

Tecelli

Sebeplerden bağımsız gelen öyle Özel Duygular vardır ki, o Özel Tecelli ettiği İnsan İsmini hiç duymamış olsa bile "Allah!" diye inlerdi. Hakikatte tüm Duygular da böyledir ya neyse !

Caner Taslaman - Mehmet Okuyan - Emre Dorman.. vb..

Kayıtlama ve Kayıtlanma.. Kayıtlanırsın.. Resûl, Rabbinden kendisine indirilene îmân etti ve mü’minler de, hepsi Allah’a, O’nun meleklerine, kitaplarına ve resûllerine îmân etti. “Biz, O’nun resûlleri arasından (hiç) birini, diğerinden ayırmayız.” Ve “ışittik ve itaat ettik! Ve Rabbimiz, Senin mağfiretini (dileriz). Ve masîr (varış) Sana’dır (Sana doğru yola çıkarız ve Sana ulaşırız).” dediler. Bakara 285 "İşte Biz, o resûllerden bir kısmını, diğerlerinin üzerine üstün kıldık.." Bakara 253 Kayıtlama ve Kayıtlanma.. Kayıtlanırsın.. Gerçekten de insana, zamanın bir çağı gelmişti ki anılır bir şey bile değildi insan. Dehr 1 Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şahit tuttu. (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen, bizim Rabbimizsin), biz şahit olduk.”

Müzik / Tasavvuf

İlahiler'de, Ezan'da Müzik vardır muhakkak ama, iyi bil ki Müzik, Müzik Bilgisinden değil, Duygu'dan meydana gelir.

Benzemez kimse Sana

Rüyalarda bir başkasın; Alemlerde bir başka. Zaman'da bir başkasın, An'da bir başka. Mahlukunda bir başkasın, Rabliğinde bir başka. Eserinde bir başkasın, Sanatında bir başka. Suretinde bir başkasın, Suretsizliğinde bir başka. Farklılığında bir başkasın, Aynılığında bir başka. Gözlerimi yumsam da, içeride bir başkasın, dışarıda bir başka.

Enel Hak / Birlik - Teklik / Tasavvuf

Şu Halk toplanıp da seni maddi manevi Taşlasalar, O seni sevmişse taş sana zarar vermez. Anla işte ki zarar ve fayda yalnızca O'ndandır. Peki Merhametsiz olan ve böylece kendilerine Merhamet olınmıycak olan şu Halk'a sen neden Merhamet ediyorsun da kendini taşlatıyorsun ? Birlikten Şımarıp İkiliğe meyletmiş olmandan olabilir mi ? Kendini Peygamber konumunda zannediyorsun ama, canın sıkıldığı için halka dönüyorsun.. ? Merhamet et, kendini taşlatma.. Ne olacak bu şımarıklıkların, bu yakınlık içinde uzaklıkların ?

İnkar

Kafirlere bakıp da Aklın ile "Nasıl olur da böyle olur" deme.. Çünkü Allah saptırdığında, tıpkı burnunun ucundaki gözlüğü farkedemeyen Göz gibi, Akıl da bakar ama görmez olur. Hidayet ettiğinde ise, Göz kör, Akıl topal olsa bile kişi sapmaz, doğru yolda gider. Allah'dan Hidayet üzere daim olmayı diler, Gönülden Şükrederiz. İnkar, Nankörlüğün tam karşılığıdır. İnsan Nefsinden başkasına Zulmedemez. Allah, Sabredenleri Hesapsız Mükafatlandırır, derecelerle Yükseltir; Fasıklardan başkasını saptırmaz. Kafirler Allah'tan Ümit kesmişler, Cehenneme, yok oluşa, kötülüğe razı gelmişler, ama boyun bükmemiş, üstüne bir de kibirlenmişler; Peygamberi İnkar ettikleri şu halde Doğru Yolda olduklarını da iddia etmişler, Dünyayı Fesad'a sürükleyenler olmuşlardır. İnsan bilse de bilmese de, kendisi için O'ndan başka bir Dost, Yardımcı ve Sığınak kesinlikle yoktur. Allah'dan Merhametini Rahmetini ve bizi Doğru Yolda bulundurmasını isteriz.

Allah Kuluna Yetmez mi..

Bir Kul'a Allah'ın Varlığı, Zâtı, sırf Var olduğunu bilmesi Yetmez, Gönlü bu bilmeyle yatışmaz ise, ona maddi olsun hatta Manevi olsun hiçbir Lütfu, Nimeti, Dünyayı verse hiçbir şekilde yeter gelmez, Râzı olmaz; şükründe hamdinde bile gizliden nankörlük olur onun.

İlme'l yakin, ayne'l-yakin, hakka'l-yakin..

İlme'l yakin, ayne'l-yakin, hakka'l-yakin.. Senin O'na olan, göreceli yakınlığını mülahazayı bırakıp, İddiayı azalt. O'nun sana yakınlığını, senin O'na yakınlığına tercih et. Bunu Sevgi'den de bilirsin..

İnkar / Gönül Huzuru

İpe sapa gelmez kötülüğü İnkar edebilirsin.. Batılı, geçici olanı, vehimi, gönül huzuru ile İnkar edebilirsin.

Kibir - Tevazu / Vehim Mertebesi

Allah'a karşı kibirli olunabilir mi ki ? Ya O'na karşı Tevazu gösterir gibi olmaktan beter bir şey düşünülebilir mi ? Mahv dersen Aşktır Muhabbettir, başı da sonu da. Bunlar ise hep iyisi kötüsü Vehim'de Amel ! Senin Veliliğin Vehim Mertebesinde midir ?

Şah Damarından Daha Yakın

İnsan'a şah damarından daha Yakın olan'a, neyin daha yakın ? Elin, ayağın, dilin mi ? Kalbin mi ? Ruhun mu ?..

Daha Yakın

Ne kadar Yakında ? Alem'de mi, İnsan'da mı ?.. Nefsinde mi, Sen'de mi ? İçinde mi, Gayrında mı ? Daha da mı ?...

Yakın

Yakınlık içinde uzaklık, Yakınlık içinde Yakınlık olur.

Nefs - Kalp / Ruh

Nefs ve Kalp, Dünya yaşamında Ruh için bir kalkan vazifesi gördüğü gibi, Yüce Zât'a karşı ise bir Perde gibi olabilirler. Ahiret Hayatında ise, Nefs Cismani Lezzetin, Kalp Manevi Hazzın, Ruh ise bazı Zâtlar için bizzat Zâti Tecellinin Kaynağı olacaktır. Dünya yaşamındaki her şey Ruh için Allah'ın Zâtına perdedir. Aynı zamanda da dediğimiz gibi birer kalkan vazifesi görürler. Her şey'den kesilip Zât'a dönmedikçe Perdeler hep Korkutucu ve kalıcı olacak ve bu durumda özünü sakınman da O'nun Merhamet Sıfatının Tecellisi..

"İnsan benim sırrımdır, ben de onun sırrıyım"..

Her bir İnsan'ın müstakil bir Alem olması "Alem" İsminin Sırrıdır; Zira Alem çokluğa işaretten ibaret olan sırf bir İsimlendirmedir; kendine ait müşahhas bir Varlığı yoktur. "İnsan" ise yine çokluğa işaret "Bir" İsimlendirme olması yanında Zatında (Ruhunda) ve Nefsinde (Sıfatlarında), ve hem de Hayvan-lar'dan Farklı olarak Zahirinde de, Batınında da kendine ait son derece müşahhas, ve de "Çokluğu Kuşatıcı", Özel bir Varlığa sahiptir. Yani "İnsan" Varlığın Sırrı Cihetinden Zikredildiği Mertebeye Layık ve Özel Tecelliye Mazhar Tek Mahluktur: "İnsan benim sırrımdır, ben de onun sırrıyım"...

Amel

Karşılığı Kendisi olacak hiçbir Amel yazmamış ! İzzet'e ve Azamet'e bakınız ! O'na Hamdolsun ! Lütfun Rahmetin büyüklüğüne bakınız !

Ucb / Sevgi - Muhabbet

Aslan yavrusunu severken öldürürmüş ! Hani yanaklarını sıkarlar çocukların, hani sevdiğini ısırmak gelir içinden insanın. Şaka yaparsın, takılırsın.. Canın yanar.. Nereden gelir bunlar ? İşte inceden inceye düşünmek, İnce olmak lazım ! Sevgi'de vardır bu, Muhabbet'de vardır bu: Hakk'tır ! O'dur ! Sululuk zannedersin, Ucb'a düşersin ! Kütük olma !

Hakikat'e İman

Hakikat'e İman, Mutlaktır; ne bir dalı, ne kökü, ne de gövdesi vardır.

Kaza Kader / Hikmet

Allah'ın Kaza Kaderini, Hikmetini bilmeyen kimse yoktur. Sen O'nu bilmeye devam et.

Tanrı - lar / Budizm / Batıl Dinler / Suret

Budistlerin ve benzer toplulukların dinlerinin Heykelleri, Suretleri, onların Hayallerindeki Tanrılarının Suretleridir, onların İlahları değildir. İslam'da "Suretler" yoktur: Cenabı Hakk Âdem'i, Suret'i üzere yaratmıştır. Gel de izah et, anlat !

Tasavvuf / Hu / Zatı İlahi

Sevememek gibi bir acziyet O'nun için elbette yoktur; ama illa Sever denemez; Sevgi'sini Mahsus kılar; Merhametini genellemiş, Merhamet eder. Sayısız ve Bilinmedik İsimleri, Sıfatları var; ama Hüküm, yine Zatına ait; Dilediğini yapar da: İradesi var, İlkeleri var.

Tasavvuf Kitapları PDF

Büyüklerin Dilinden Tasavvuf İndir Tasavvuf Kitaplığı İndir Hz Ali efendimiz'den Mübarek Sözleri ve Büyüklerimizden, Ehli Beyt Hakkında Acizane bir Derlememiz.. İndir

Din

Ey kardeşim Putperestler de biz Allah'a inanırız diyorlardı ama, Vahiyleri yoktu onların; putlarını dinlerini yollarını kabul etmedi O.

İlim

Kul Âlim ile Ârif olunca, görür İlim Zâtının aynıdır.

Ruh / Nefs / Sır

İnsan'ın Kendi'ne yabancılaşmaması, Ruh'u O'ndan, O'nda olmasındandır. Zira Nefs'i ile övünmesi, Ben-lik etmesi de bu Sır'dandır, bunu Bilmediğindendir. Bilseydi zıtlığa düşmez, hiçbir şey ona yabancı gelmez ve Övüncü sırf Alemlerin Rabbi, her şeyin Yaratıcısı ile olurdu.

Muhabbet

'Biliyorum' demen bir şey ifade etmez, 'Bilmiyorum' demene de gerek yok; "Dinle".

Muhabbet

Bazen az bazen fazla eder, bazen bilmezlikten gelir ki, sen O'na karşı dile gelesin, Muhabbet'e gelesin. Hadis : İnsanlar kıtlığa maruz kaldılar. Resulullah (sav) bir cuma günü hutbe verirken bir bedevi kalkıp: "Ey Allah`ın Resulü, malımız helak oldu, horantamız aç kaldı, bizim için Allah`a dua ediver!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu Vesselam ellerini kaldırdı. Biz gökte bir bulut göremiyorduk. Nefsim elinde olan Zat`a yemin olsun, daha ellerini geri çekmeden semada dağlar gibi bulutlar peydah oldu. Derken daha minberden inmemişti bile ki, sakalından yağmur damlaları dökülmeye başladı. O gün, ertesi güne kadar yağmur yağdı. Daha sonraki günde de yağdı, onu takib eden günde de yağdı, hatta müteakip cumaya kadar yağış devam etti. Öyle ki, o bedevi veya bir başkası kalkıp: "Ey Allah`ın Resulü, binalarımız yıkıldı, mallarımız suda boğuldu, bizim için Allah`a dua ediver (artık yağmur kesilsin)" dedi. Aleyhissalatu Vesselam ellerini kaldırıp: &quo

Tenzih

Zulmü sana öğreteni mi Zulümden Tenzih etmeye çalışacaksın.

Tasavvuf / Her şey Hayaldir / Hayal - Vehim / Suret

İki otobüs yanyanayken seninkini hareket etti sanırsın halbuki öteki hareket etmiştir. Bardakta kaşığı kırık görürsün halbuki kırık değildir. Hayal bazen Vehim'dir, bazen de Hakk'ın Hayalidir ve Gerçektir. Böylece her şey Hayal dersin, halbuki Vehim değildir; hem, hepsi de Hakk'ın Suretidir.

Tasavvuf-"ÇU"

Şeriat Ehlinin Amellerine Allah Katında Müteşekkir olmalı ve onlara karşı kendini Gönülden borçlu hissetmelisin. Bu Muhabbeti henüz kalbinde duymıyan adam Adam olamamıştır ki Hakikat Ehli olabilsin ! Tasavvuf-"ÇU"dur o ! O, Kafirlere karşı Yumuşak, Merhametli, Müminlere karşı ise Sert ve Horgörülüdür ! Aynı şekilde hatta daha fazlaca Şeriat Ehli de Hakikat Vadisinde olanlara Allah Katında Müteşekkir ve Borçlu hissetmelidirler. Madem Hissetmiyorlarsa (?) senin Halk içinde ne işin var ! Hak ilemiş ? Hadi ordan ! "Muhammed, Allah’ın rasulüdür. Onunla beraber olanlar kafirlere karşı şiddetli, birbirlerine karşı ise merhametlidirler." [Feth/29]