Başlıklara tıkladıkça Rastgele yeni kayıtlar gelicektir
Kulluk
Meryem Annemizi, İsa Efendimizi, Musa'yı ve Ali'yi (as) düşün.. Ve
Yahudileri, Hristiyanları.. Şia'yı düşün.. Beşeri hesap ile bi düşün
fayda zarar hesabı yap.. İnsanlığa ne kadar fayda hayır dokunmuş,
filan.. Bu Kulluk denen şeyi beşeri hesapla güdülen fayda zarara göre,
böyle anlaşılacak, bu hesaba göre olan bir şey mi zannediyorsun !
Allah'ın, Kullarına verdiği değer neye göre iyice bi düşün !
Felsefe ~ Akıl ~ Kulluk
Fikir olmadan Aklın Varlığının Bilgisine ulaşamazdın. Fakat Akıl
yoktur iş sadece Fikir'den ibarettir dersen bu herhangi bir Bütün ancak
parçalardan oluşur demek gibi olur ki hiçbir madde parçacığı tesadüfen
bir araya gelmez.. hatta Akl'a uygun değillerse birbirlerini yok olasıya
iterler. İşte bu Aklın Varlığının Bilgisi için sana bir burhandır lakin
yine Aklın Kendisi değildir; ve bu Akıl sana bana ait zannettiğin henüz
Tasavvurundaki Akıl da değildir. Abdülehad Nuri (ks) Hazretleri şöyle buyurmuş:
Aklı aradım bende bulmadım
Şübhe kılmadım sendedir ya Rab
Kalbi yitirdim, arayı geldim
Muttali oldum sendedir ya Rab
Akıl için verdiğimiz Fikir örneği "Hareket" için de geçerlidir. Fikir Aklın soyut bir hareketi (kendisi değil) olduğu gibi Madde de O Aklın Sahibinin soyut hareketidir, Kendisi, Zâtı değil. Madde'yi Suret olarak görüyor ve hissediyorsun diye nasıl o aslında neredeyse yok küçük parçalardan enerji'ye, enerji'den soyut harekete, oradan İlm'e, oradan Akl'a varıyor ise, Madde zannettiğin her şey (mesela Beyin) ile kurduğun her maddi zannettiğin bağlantı da nihayetinde (ve uyanırsan Evvel Ahir Zahir Batın: An'da) O'na bağlanır. Sen O'ndan bir Ruh olduğundan Nefsine uyup bu bağlantıyı putlaştırdığın herhangi şeylerden (Beşeri Sanat, Edebiyat, Bilim, Beden,Tabiatlar vb sayısız) yani çer çöpten oyuncakların bütününden kurmaya çalışırsan, Kalbini O'nunla meşgul etmeyip, Nefsin bir ömür bunlarla oyalarsan, bu Bağlantılar gerçek olarak koptuğu Gün (ki uzak değil), Cennetin değil Feryadın Ebedi olacaktır haberin olsun, unutma. Diyeceksin ki korku ile mi.. Hayır oyuncaklar gibi korku da sadece bir netice..
Aklı aradım bende bulmadım
Şübhe kılmadım sendedir ya Rab
Kalbi yitirdim, arayı geldim
Muttali oldum sendedir ya Rab
Akıl için verdiğimiz Fikir örneği "Hareket" için de geçerlidir. Fikir Aklın soyut bir hareketi (kendisi değil) olduğu gibi Madde de O Aklın Sahibinin soyut hareketidir, Kendisi, Zâtı değil. Madde'yi Suret olarak görüyor ve hissediyorsun diye nasıl o aslında neredeyse yok küçük parçalardan enerji'ye, enerji'den soyut harekete, oradan İlm'e, oradan Akl'a varıyor ise, Madde zannettiğin her şey (mesela Beyin) ile kurduğun her maddi zannettiğin bağlantı da nihayetinde (ve uyanırsan Evvel Ahir Zahir Batın: An'da) O'na bağlanır. Sen O'ndan bir Ruh olduğundan Nefsine uyup bu bağlantıyı putlaştırdığın herhangi şeylerden (Beşeri Sanat, Edebiyat, Bilim, Beden,Tabiatlar vb sayısız) yani çer çöpten oyuncakların bütününden kurmaya çalışırsan, Kalbini O'nunla meşgul etmeyip, Nefsin bir ömür bunlarla oyalarsan, bu Bağlantılar gerçek olarak koptuğu Gün (ki uzak değil), Cennetin değil Feryadın Ebedi olacaktır haberin olsun, unutma. Diyeceksin ki korku ile mi.. Hayır oyuncaklar gibi korku da sadece bir netice..
Kulluk
"Acı" Hakk'ı İdrak noktasında çok güçlüdür, İkna ve Tatmin edicidir.
Hayal mi değil mi, Gerçekliği algılamada çok yardımcıdır. Ama Acı, bir
iğne batması acısı gibi ufak olursa aynı etkiyi vermez. Ya da nefesini
çok uzun tutup bıraksan, Şükredici bir İnsan olmazsın. Öyle ya Neye
Şükredeceksin, Şükrünü idrak edemeyen Boğazına mı Soluğuna mı.. veya
rahatsızlansan, nefesine soluğuna lanet mi edeceksin; Hakk aslında geyet
yakın ve anlaşılırdır. Aslında "Acı" değil Şiddet ve Ölçü önemli
demek ki.. Ama Hayat gayet çok Tatlı ve Rahat iken neden Kıymetini
İlahi boyutta İdrak edemiyoruz. Ölüm'den Korkmak Hayatın Kıymetini İdrak
ettiğimizin bir delili sayılmasa gerek. "Hayat" da Hakk'ın duyduğumuz
Acı'nın O'nun Azameti olması gibi, yine Hakk'ın bir Sıfat'ı.. Yani
Hayat'a tapmakta bir sakınca yok.. O zaman Ölüm'den de bu kadar
korktuğumuz halde biz neden Hayat'a Tapamıyoruz da sanki O Hayat başka
şeylerin elindeymiş gibi bütün bu gayrındaki şeylere tapınıp duruyoruz..
Mesela Beden'e tapanları düşünelim; bundan bir asır sonra geleceklerin
şu an ne bedeni var ne canı canlılığı.. ve bizim bedenlerimiz de dağılıp
yok olup gidecekken.. Neden Hayy'a tapmıyoruz da gayrında ne varsa
kendimize Put yapıyoruz.. Demek ki bu Kulluk denen şey, sadece Ölüm
Korkusu, Yaşam'da kalma dürtüsü vs gibi basit Duygularla yani
Tabiatlarıımızla, Nefsimizle olmuyor.. Şükür, Sabır, Takva vb sayısız
Kamil Duyguları elde etmek gerekli olduğu gibi Bilgi de gerekli.. Yani
Hakk'ın Bilgisi.. Hakikat Bilgisi.. Beşeri İlim yahut Spirituel
Deneyimler, Uzaylılar, Meditasyon, Batıni veya Mecazi Edebi Metinler,
Şaman Ayinleri değil.. Vahiy gerekiyor.. Evet Kuran, ama Ali gibi Canlı
Kanlı Vahyin kendisi olmak.. Hakk'ın Tenezzülü gerekiyor!.. Gözyaşı,
Arzu, Hasret, Muhabbet gerekiyor! Arı'nın varlığı gibi Vahiy gerekiyor..
Ne için ?.. Dünya'yı Cennet'e çevirmek için değil.. O'na Has Kul olmak
için! Tabiatlar olan bedenlerimiz, çiçekler veya koyunlar, davarlar daha
iyi yetişsin sulansın otlansın için değil.. Hakk için! Senin için!
Kuran - Mecaz ~ Halife
Hani Rabbin Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları
kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?”
demişti. Onlar da, “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi.
Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir.
{ Araf 172 }
“Sizi yeryüzünde halifeler kılan O'dur.
Artık kim inkâr ederse,
o zaman onun küfrü kendi aleyhinedir.”
{ Fatır 39 }
Ve sizi yeryüzünün halifeleri yapan, size verdiği şeylerle sizi imtihan etmek için, bir kısmınızın derecelerini diğer bir kısmınızın üstüne yükselten O’dur. Muhakkak ki; senin Rabbin, cezası çabuk olandır. Ve muhakkak ki; O, mutlaka Gafur’dur (mağfiret edendir), Rahîm’dir.
{ Enam 165 }
Kuran'ın Hakikatlerini Mecaz yapma, yoksa Dünya'yı Hakikatleriyle OKUyamazsın ve İlmin tam aksine daralır.
{ Araf 172 }
“Sizi yeryüzünde halifeler kılan O'dur.
Artık kim inkâr ederse,
o zaman onun küfrü kendi aleyhinedir.”
{ Fatır 39 }
Ve sizi yeryüzünün halifeleri yapan, size verdiği şeylerle sizi imtihan etmek için, bir kısmınızın derecelerini diğer bir kısmınızın üstüne yükselten O’dur. Muhakkak ki; senin Rabbin, cezası çabuk olandır. Ve muhakkak ki; O, mutlaka Gafur’dur (mağfiret edendir), Rahîm’dir.
{ Enam 165 }
Kuran'ın Hakikatlerini Mecaz yapma, yoksa Dünya'yı Hakikatleriyle OKUyamazsın ve İlmin tam aksine daralır.
Kafir ~ Nefsini Bilmek
Kafirin Saflığı Hoşluğu kendini bilmemekten kaynaklanır; Kamil'in ise tam aksine bilmesinden.
Şirk - Aracılık ~ Tasavvuf - Muhabbet
Sevgi yönünde aracılık şirk değil, Allah Sevgisinin bir İzharı, Eseri,
Kulluk Hakkının Gereği, Edebidir. Sen o büyüklerin Allah Katında senin
üzerindeki Hakkını bilebilseydin -hele ki Peygamberin (as) adını anmayı
Şirk saymak- onları aracı kılmak için can atar, onların İsmini Hürmetini
Duanda anmayı unutmaktan bile utanç duyardın. "Nimet bahşettiklerinin
Yoluna".. Sen ise bunun tam aksine bu Muhabbeti göremediğin yetmiyor
Şirk-Küfür sayıp, onları papazlara putlara, Müslümanları kafirlere
müşriklere benzetmektesin.. Ayıp! Utan! Sen Allah'a Kul olanlardan isen,
bu gibi Sevgi Hallerini bliememen yaşıyamaman, başkalarının Şirk'i
değil, senin bir Kulluk ayıbın, utancın, şüphe yok ki Kibrindir, başka
değil.
Kibir ~ İman ~ Kemal
Kibirli olanları güçlüler zannetme, İnsan Zayıf yaratılmıştır,
zavallıdır, acizdir. Bir an sonra öleceğini bilmediği gibi yarın güneşin
doğacağını da, Bilimsel olarak filan, bilmez.. İdrakinde değildir,
İnanmaktadır bunlara, Bilimsel bir delil filan olmaz Hakikat'e.. Aklen
inanmaktadır, kalbine koyulmuş gizli İman'ın verdiği Eminlik üzeredir,
Nefis Cehennemini bilmez.. O nankörü İnandıran, gizliden bu İmanı ona
veren, BizZat Allah'tır, Allah'ın Lütfudur.. O ise dilinde Dolaylı,
Mecazi, Sembolik Putlar, Bilimsellik atıfları, dilde nankörlük, kalpte
körlük.. Hakikat böylece ancak İslam'da iken, onun Dilinde İslam
dinlerden herhangi bir tanesi.. Nefsini Dinler üstü zannederken Zavallı,
Bilim, Edebiyat, Sanat dediği sayısız Putlar elinde tapınıp durmada,
neyi neleri kurban etmede, bilse... Korumaktadır onu yine.. "Allah tuzak
kuranların en hayırlısıdır".. Kibirli olduğuna eğlendiğine bakma,
Cehennem'de İman ile Allah'ın Lütfu, Din'i ile eğlencededir o..
Hakikat'in farkında olan kişi kibirli olabilir mi! Asla! Kalp İslam
iken, Dilinde Putlara Övgüler sunabilir mi! Asla!.. Sadece Yolu bilmez,
kendini Riya içinde aşağılık hissettiği için İslamı da bilemez, gereği
gibi Zikredemez, şımarıktır, gevşektir, Nefsine uyar, öyle Bilimsel
takılır, Kibirli kibirli konuşur, gönül eğlendirir..
Aracılık - Şirk ~ Deizm ~ Tasavvuf
Önce sen Nefsini-Kendini aradan çıkarabilirsen (!), sonra Peygamber
(sav) ve Allah Dostları Aracı mı, "İLETİ" mi (Allah affede ettiğimiz
yakışıksız sözler için) anlayabilirsin belki.. "De ki: 'Eğer siz Allah'ı
seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı
bağışlasın. Allah bağışlayandır, esirgeyendir".. Peygamberler olmasa
Allah akıllarına gelmiycek adamlar bugün Deistlikten ve Şirk'ten dem
vuruyorlar.. Allah Hidayet etsin ne diyelim..
Allah deyince
Allah deyince, akan sular duruyor mu, derya denizler okyanusa kavuşuyor
mu.. yoksa, nimetleri azabını, nefsini, veya isim sıfatlarını, türlü
türlü işler, derin derin düşüncelerde misin hala..
Madde - Mana ~ Hiçbir şeye benzemez..
Madde'nin Maddeliği neyden.. Mana'nın Manalığı neyden.. Hiçbir şeye benzemez el Hakk, Görmek Duymak neyden..
Felsefe ~ İmkan - Mümkün
Akıl ehli "İmkan"ı "Mümkün"ü tartışa dursun, gözünün önündeki en basit
şey bile kendisi için imkansız ve başta en büyük Mucize kendisi iken.
Bir - Tek
Korkulu olana her şey korkulu gelir; Çılgın olana her şey çılgınca
gelir.. Ancak Mutedil olup Kemal bulana her şey uygun gelir.. İsimleri
çok olan Allah (cc) "Bir" ya O'ndan.. O'ndan bir Ruh olan İnsan, bir,
Nefsinin Halleri çoktur ya, O'ndan..
Tasavvuf ~ İnsan ~ Ruh ~ Vahdet-i Vücud
Melek kabul edemedi, Cin yolu şaştı, Suretindesin Sen bile Hayret ettin, Ey Ruh!, "İnsan" diye en İnceden göründü.
Muhabbet - Münâcât
Şen'e bağlı olsun ya da olmasın "Allah'ım Sen yücesin, Allah'ım Sen
bağışlayansın, Allah'ım Sen lütfedensin, Allah'ım Sen rahimsin, Allah'ım
Sen kendini unutturmayansın" gibi Kalb Dilin daim Münâcât'da olsun
Muhabbet'de kalasın.
Hızır Kıssası ~ Kader
Hızır kıssasındaki çocuk "Dua Kader'i değiştirir" (sav) Sırrınca yolu
kendi nefsine bırakılsaydı Cehenneme varacakken, ana babasının Ahlakı,
Dua'sı vesilesiyle Cennetlik olmuştur. Allah (cc) açığa çıkarmadığı şey
ile Hüküm vermez.. Ve Allah'ın Lütfuna şaşırma!.. Dilediğini de
yapandır, Zulüm etmez!.. "Bütün işler Allah'a dönmüyor mu?" Sırrına
erenler için Kader vb konular Kalplerinde bir mesele haline gelmez ;
onların kalplerinde büyütükleri (!) ancak ve ancak Hakk Teala'dır çünkü.
Tasavvuf ~ Sadaka
Sadaka verirken "Allah'ım Senin Rızan için veriyorum" demeyi unutmadığın
gibi, sana o Sadakayı Kim veriyor onu da unutmuyorsun değil mi.
Madde - Mana ~ Zahir - Batın
Kamil İnsan İlahi olanı sadece Madde'ye bağlamadığı gibi sadece
Mana'ya-Maneviyat'a, Gönül'e de bağlamaz. Çünkü O, göklerin ve yerin
Nur'udur, hem Zahir hem Batın'dır.
Evrim
Uçan bir Kuşun Rüya'da kendini Yürürken görmesi ona normal gelir. Bir
Meleğe göre de bu normal olurdu : "Ve o, (Cebrail) ufkun en yüksek
yerinde (gözüktü). Sonra yaklaştı ve sarktı.".. Zira Melekler aramızda
asli suretlerinde, Amellerimizi kaydederken, ve bizi korurken dahi Uçar
gibidirler. Bir Sürüngen için ise Uçmak İmkansız görünür veya Tedirgin
edici olurdu.. Lakin İnsan için, Rüya'da Uçtuğunu görmesi normal bir şey
değildir. Kuşlardan İlham alıp Uçak yapmış olması da, Rüya'da
görmüş olması da hiç normal ve Bilimsel bir şey değildir. Diğer
Mahluklar için Normal gelebilecek onca şeyler İnsan söz konusu olduğunda
muhakkak İlahi'dir. Şimdi sen Bilimsel gözle Kuran'a bakıp bu İlahi
oluşu bir Edebiyatmış gibi görüp Bilimsel zannettiğine bağlarsan,
mesela, ya Meryem'e kabaca İftira edeceksin, Yahudiler gibi.. Yahut
"bazı kadınların biyolojisi-fizyolojisi şöyledir böyledir filan" diye
her şeye Bilimsel baktığın gibi bunu da öyle Modern Bilim'e
bağlayacaksın.. İşte bu Sığlığından-Modernliğinden-Komplekslerinden
dolayı Kuran'a böylece bakıp Kendi İlahiliğine de Körleşeceksın.. Dokuz
Ay'da Yaratılış normal ama, İlk İnsan'ın Yaratılışındaki Mucizeliği
İmkansız bulup Evrim'i "tercih" edeceksin.. Kuran'da Geçmişteki bazı
Yahudiler gibi sureten olsun manen olsun, Maymunlara "dönüşeceksin"
yani.. "Onlar Hayvanlar gibidir hatta Yolca daha aşağı".. Meleklere,
Mucizelere..; Kuran'a (!) hep bu Sığlığınla bakıp Tevil edecek ve sadece
dilinle söylediğin "her şey aslında Mucizedir" lafına Kalbin
İnanamayacak!.. Münafıklar gibi lafta bir Maharet kazanacaksın, ama
Evrim gibi Uzun (!) sürmeyecek.. Bunlar ne zaman oldu-olacak ?..
Hastalık Zihninden Kalbine inip Zihnin "Allah"ı da o edindiğin gözle
Tevil etmeye başlayınca ! Asıl Tevil ve Bağlantı nereden nereye
yapılması gerekir, o zaman açığa çıkıcak.. İşte bu gerçekleşince,
anlayacaksın Tercih ettiğin Yol ne imiş ve sonu nereye varıyor ! "Allah
Tuzak kuranların en hayırlısıdır" [Enfal 30]
Bütün işler..
"Bütün işler Allah'a dönmüyor mu?", o halde ne sabrettiğine gam ye ne de bir şeyden üzül.
Üveysi ~ Melami ~ Kurbiyet ~ Sır
Madem her iş Ehlinden sorulur,
Üveysiliği Üveysi olandan sor sen,
Melamiliği Melami olandan sor sen..
Hakk Sohbet, Muhammed Ali'ye varmadan olmaz.
Bu işte bir hoş gariplik var hep;
Garip olunmadan Kurbiyet'e varılmaz,
Sır O'dur ki, hem Zahir hem Batın,
Bir Ömür'dür, Muhammed Ali'ye varmadan olmaz
Üveysiliği Üveysi olandan sor sen,
Melamiliği Melami olandan sor sen..
Hakk Sohbet, Muhammed Ali'ye varmadan olmaz.
Bu işte bir hoş gariplik var hep;
Garip olunmadan Kurbiyet'e varılmaz,
Sır O'dur ki, hem Zahir hem Batın,
Bir Ömür'dür, Muhammed Ali'ye varmadan olmaz
"Sen'den Sana Sığınırım" ~ Müşahede ~ Vahdet-i Vücud - Şuhud ~ Sığınma
Baktığında gördüğünü değil de, O'nu hatırlasan...
"Yarattıklarının şerrinden" nasıl Göreceksin O'nu,
Görmede dahi Sığınmadan..
Bu Sır Vahdet-i Vücud'dur, zira Şuhud dahi Vücud'dur..
Yoksa nasıl olur "Sen'den Sana Sığınırım" deyip bakmadan..
"Yarattıklarının şerrinden" nasıl Göreceksin O'nu,
Görmede dahi Sığınmadan..
Bu Sır Vahdet-i Vücud'dur, zira Şuhud dahi Vücud'dur..
Yoksa nasıl olur "Sen'den Sana Sığınırım" deyip bakmadan..
Şamanlar ~ Hakikat ~ Uyuşturucu ~ İslam - Tasavvuf - Namaz
Şamanlar da Şamanlar.. Şu Uyuşturucu müptelası Şaman'ları ne kadar da
çok zikrediyor, ne kadar da abartıyorsun.. Halbuki Bilsen kat kat
fazlası Zevk ve Hakikat Uyuşturucusuz, Normal bir Sabahın Dört Rekatlık
Namazına gizlenmiştir.
La İlahe İllallah
Hakk Adem'i yaratırken 'Ben bunu yaratıyorum ama bu benim tahtıma göz
koymasın' gibi çekincesi yoktu. O'nun Nefsini kendi nefsinle karıştırma.
Şimdi sen Gönül Tahtına kurulmak dilersen, İnsanlara bakıp da 'La İlahe
İllallah'ı bu şekilde söylemeyesin.
Ruh - Nefs ~ Vücud
Sıfatların Tecellileridir gidip gelir, Vucud değildir gidip gelen.
Zihnindeki Hayalindeki Vücud'dur o, yani Vücud Tecellileridir gidip
gelen. Sen O'ndan bir Ruh'sun, Ölüp Ölüp Dirilmezsin ya, Nefs'dir,
Nefsindir Ölüp Dirilen.
İnsan neden "Eyler" ~ Huzur ~ İslam ~ Şe'n ~ Doğa ~ Halife
İnsan neden "Eyler" ?.. Mutluyken de sıkıntılıyken de, neden durmaz,
neden kıpır kıpırdır, neden rahat durmaz ; Huzur başka.. Çünkü, Rabbi
de, Yaratmakla, Eylemiştir ; "Şe'n" başka.. İnsan bu Eylemeyi, böylece,
"Doğa"sından alır.. İlahi Yönünden değil..; yani Halifelik başka.. İnsan
Huzur'da Durmadan, belki Mutlu olur, ama "Huzurlu" denmez ona.
Hayvan - İnsan ~ Avam - Halk ~ Kemal
Hayvanların İnsan olamıyışına üzülüyor musun ki, Avam'ın İnsan iken
Kemal'e ermemesini ha iyi ha kötü Mesele ediniyorsun ? Bunu bir şekilde
mesele yapman asıl senin Kemalindeki noksanlığındır.
Tenzih - Teşbih ~ İkilik
O, Kuluna Zatı ile Tecelli etmişse, Kul ne Tenzih edebilir ne Teşbih. Ne aynılık mülahazası kalır ne gayrılık. İkilikler kalkar.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)