Kayıtlar

Felsefe etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

"Hakikat"i Kavramak İyi ve Kötü'nün Üstüne çıkabilmekle mümkündür..

"Hakikat"i Kavramak İyi ve Kötü'nün Üstüne çıkabilmekle mümkündür..  İyilik Kötülük Zıtlığına Düştüğün anda Sahte, Geçici, Yetersiz olan Zannınla Avunmaya Kendini Mahkum ettiğini bil..  Kötülüğü "Mutlak Gerçek" Kabul ettiğin anda,  "İyilik" (Sanat, Bilim, Din bütün İnsani değerler dahil) "Kendini Kandırmak"tan ibaret olur ve bu Büyük Aldanış, Fıtratına Sokulan bu büyük Çelişki (Zıtlıkla Mücadele) Sen Farkına varamadan "Saflığını" Kalbinden gün be gün Kazır..  İhlas (Samimi Saf Doğruluk) ve Yalan bir arada durmaz..  Sonunda, "Hakikat" Günlük Yaşam Debdebesinden ve Mutluluk da "Cehalet"den ibaret kalır.. "İnandığın" şeyi "Mutlak Gerçeğin" yaptığına da uyanamazsın.. Halbuki "Mutlak", yalnız ve yalnız "O"dur.. Mutlaklıkla vasıflanmaya ihtiyacı olmayan.. Özelliklerine Senin ihtiyacın olan.. O'ndan başkasının Sana Senliğini veremeyeceği Yaratıcı..  İyi kötü, tanımladığın her

Tamamen kalkabilmesi de mümkün olan..

- Geçici olan, tamamen kalkabilmesi de mümkün olan demektir..

Akıl - Felsefe - Bilim - Evrim ~ Zaman

Akl'a göre, bir sonraki an yoktur, yarın yoktur, gelecek yoktur.. O halde sözlerinde Sadık olsalar, ne Akıl ne Felsefe ne Bilim ne Evrim ne Kendileri, gayrı hiçbir şey Yok!.. Peki şu güya "Medeniyet"leri, "İnsanlar", filan.. nasıl varlar? Çünkü, hayatları Yalan Dostum! Aksi halde, "yaşamak" mümkün mü!

Din ve Yasaklar ~ Hikmet ~ O

O'nun Rızası yanında, yasaklanan şeylerin ne değeri kıymeti olabilir? Yasaklananların Emredilenlerin nedenlerini faydalarını, Hikmetlerini arıyor, soruyorsan, ara sor, çokça bulacaksın.. Ama O'nu arayana, O'nu seçene, O Yetti.. Şimdi Akıllılık seninki mi?..

Akıl - Meleki İlham - Hikmet - Ruh

İnsan Hikmet doğuramaz-yaratamaz, çünkü Hikmet, Hakikat-ler ve Hakk da, zaten Var ve Hazırdır.. Ruh'un Ameli, "Anlamak"dan ibarettir; Manaları Kabul veya Reddederek, Hüküm açığa çıkar.. O, çıplaktır.. ona ulaşan Manalar kendinden değil, Şeytani-Nefsi İlhamlar, Meleki İlhamlar, Esmai İlhamlar-Tecelliler; nihayet ki hepsi de Zati Tecelli sayesinde ona ulaşmaktadır.. Ameline göre, Erişebildiği Hakikat Mertebesi, onun bizatihi Yaşamıdır.. Yaşam'ın -belki Hayat'ın- ta kendisidir !

Akıl

Hayvanlar, mesela Arı ve Örümcek, Petek yapmayı, Ağ örmeyi kendi başlarına Akıllarıyla Fikrederek, veya türdaşlarından bazılarının Talimiyle Öğrenmezler; Yeteneklerini bir süreç içinde kazanmazlar, öyle Hazır Yetkin halde doğarlar.. Yaşam Akıllar sayesinde değildir.. Adem'in (as) durumu da böyle idi.. Sana da Süt Emme'yi Annen Öğretmedi veya sen Akletmedin. Şimdi o halde, bizdeki bu "Akıl" nedir ?.. Bu soru ve cevabı da şüphesiz ki diğer her soru ve cevabı gibi, İlahi olmaIı!

Dünya'nın Yuvarlaklığı - Akıl

Güneş yuvarlak Ay yuvarlak.. ama üstünden düşmediğimize göre tepsi gibi düzdür diye düşündüler herhalde..; bu akl fikr ile Mevla elbette ki ne aranır ne bulunur.

Akıl - Ruh ~ Felsefe - Sanat - Tasavvuf

Akıl Ruhun Gözüdür diyelim. Düşünce ve Fikir Akıl için Ressamın Eskiz yapması gibidir.. Görüneni (!) Resmetmeye çalışır.. Ve "Kişi" neyi Resmetmeye çalışıyor ? Ve nasıl, yani Tarz nedir ? ; bu önemli: Sürreal, Hiperrealist, Soyut vs.. Kişi deyip özelleştirmemiz Resmin Yetkinliğinin Gören ile Görünen arasındaki Özel ilişkiye sıkı sıkıya bağlı olduğundan ve Düşünce, Fikir bakımından Eskiz'den öteye geçemeyebileceği hakikatindendir.

Hu

Putlaştırma, Suretimi Düşünce Kalemi ile Resmedemezsin; Nakşım da Mutlaktır Benim.. Nasılımı sorma, Kaçma Benden; kurtul Benim Sen Kayıtlarından.. Yakınlaşıp soğuma, Uzaklaşıp ısınma Benden; ya da tersi.. Zıtlaşmak mı istersin; Zıtlığım Sensin Benim. Habibim, Halilim, Kulum..; Dünya, Ahiret; Şeriat, Marifet, Hakikat, Razı ol; Beni iste Benden..

"Tanrı Cüz'ileri bilmez veya bilemez".. ~ Felsefe ~ Tenzih ~ Nebevi Miras!

Allah Duyu organlarına sahip değil diye O'nu "Kör" diyerek Tenzih etmek ne kadar yanlış br Tenzih olur ise Felsefecilerin Bilgi bakımından "Tanrı Cüz'ileri bilmez" deyipTenzih etmeleri de o kadar yanlış bir Tenzih ve çıkarımdır. Kaldı ki Allah bizdeki gibi bir Göz'e sahip değilse de bizim Hayal'i Gözlerimiz açık veya kapalı iken Göz'süz (Salt Ruh olarak-Ruhumuzla) görmemizdeki gibi, Görme Sıfatı -ve diğer Sıfatları- da Münezzeh, Aşkın, Kuşatıcı ve Benzersizdir. O'ndan birer R uh (ve nefahtü fıhi min ruhi) olmamızdan ötürü O'nun Sıfatlarından ayrı varlıklar olarak düşünülemez olduğumuz kadar Aynısı olmadığımızdan ötürü de bu Sıfatlarda bir yaratılış- derecelenme-takdir üzereyiz; Zira Tanrı hakkında Aynı olma, Çok değil Tek, Farklı değil Benzersiz olmayı gerektirirdi. İşte bunlar, Beşeri Nispetteki Akılla Mutlak Aklın Birliği, bir Tenzih gerektirmeden Aşikar olması, Vuslat bulmasına misallerdir! Nebevi Mirastandır! Felsefeciler

Tanrı cüz'ileri bil-e-mez.. ~ Felsefe

Mutlak Aklın Keşfi ancak Mutlak Aklın sayesinde olabilir; o halde "Tanrı cüz'ileri bil-e-mez" gibi sözler ile, yani O'nu Tenzih etmek ile Daraltmanın bir anlamı yoktur.

Yoktan Yaratma ~ Felsefe ~ Mutlak Akıl ~ Batıl Dinler

"Şey"lerin kendileri mevcud değillerken hiçbir Sıfatları da zaten yoktur ki, Vücutlarını kendi kendileri oluşturmakta olsunlar.. Bu durumda bir şeyin meydana gelebilmesi için Tek bir Zât, Akıl, Kudret vb gibi Sıfatlarıyla Mutlak Var olması gereklidir.. Bu konuştuklarımız yok ise -ki bu olanaksızdır- yani Mutlak Akıl yok ise zaten ne öncesi ne sonrası hakkında konuşulacak iddia edilecek hiçbir şey kalmaz.. ya da aynı bütün Batıl Dinler-Felsefeler gibi, saçmala dur.

Su nedir ? ~ Bilim ~ Din

"Su nedir" diye sorduğunda Bilim Adamları "H2O" derler. Fakat ne Oksijen ne de Hidrojen "Su" değildir. Bilim gerçekleri arayanlar için tatmin edici olabilir.. lakin sadece o kadarcık arayanlar için.

Hayal ~ Tasavvuf ~ Esma ~ Kudret

Hayal etmeyi-kurmayı sen kolay sanırsın.. halbuki o da Kudret Sıfatının bir eseridir. Sadece bedendeki evrendeki güç kuvvet enerji değildir Kudret. İnsan bilmez ama, oturduğu yerden ayağa kalkmak uzaya gitmek gibidir.. Hayal etmek ise ondan da güç, Kudret'dir.. Allah'ı tanıma bahsinde incelikler lütuflar pek hoş pek çok, O'nun İsimlerinin hepsi en Güzeldir.

Düşünme ~ Nefs ~ Felsefe

İnsan'ın Düşünmesi, Cehaletini gösterir.. Kabul edememesi, "Nefsini Bilmek" istememesi ise, Düşüncesizliğini.

Aristoteles ~ Felsefe - Tasavvuf

Modern Batı Bilimi ve Felsefesi Aristoteles'deki Feyz sayesinde bugüne gelmişken, Aristoteles'deki İlahi Edep ve Tenzih'e ne Bilim Adamları ne de Felsefeciler kesinlikle ulaşamamışlardır. Aristoteles'in Platon'un görüşlerini reddetmesi dahi Tanrı'ya karşı Gayretinden ve aşırı Tenzih'inden kaynaklanır. Çünkü İdealar'da (Platon belki öyle kastetmemiş olsa bile) o, İlk Hareket Ettiricilik Sıfatını verdiği Tanrı'ya (Tek İlah'a) karşı gizli bir Şirk bulunduğunu sezmiş, aldığı bu g izli Şirk kokusu (Teselsül vb) sebebiyle Töz'leri Madde'lerine bağlı olmak kaydı dışında (görülür alemin haricinde) reddetmiş ve Alem'i de Töz'ler ile birlikte ancak Tanrı'ya bağlı görmesi sebebiyle Ezeli saymıştır. (Onun Yunan Tanrılarını gerçekten kabul ettiğini zannetmek onun hakkında şu bahsettiklerimiz noktasında çok çocuksu kalmaktadır) Nübüvvet Bilgisinden mahrum olmasına karşın yani (Ayan-ı Sabite, Tenzih-Teşbih dengesi vb) Tasavvufi

Felsefe ~ İmkan - Mümkün

Akıl ehli "İmkan"ı "Mümkün"ü tartışa dursun, gözünün önündeki en basit şey bile kendisi için imkansız ve başta en büyük Mucize kendisi iken.

Suret / Alem - Ezeliyet / Dogma

Alem'in Ezeliyeti İddiası Akli Bilgi'den değildir. Çünkü Alem'in ismini aldığı her bir şeyin başlagıcı ve sonu yani yok olarak benzerlerinin onların yerini alması vardır. Yani "Sabit" hiçbir şey yoktur; sabit görünen şeyler söz konusu parçaların benzerlerinin vücuda gelmesinden oluşan Vehmi Suret'ler Hayali Görüntülerdir; tıpkı "Perspektif" denen görüntünün Hakikatte eşyanın uzayıp ufalması değişmesi olmadığı gibi.. Alemin Ezeliyeti İddiasının Bilgi bakımından da Delili yoktur: Dediğimiz gibi Ezeli olduğu bilinen bir Eşya olmadığı gibi Ezeli bir İnsan da yoktur; hepsi de yok olur.. Yok olur derken Maddi ve Mutlak zannedilen varlıkları kastediyorum; yoksa Bilgi Kudret vb Sıfatların Sahibi Yok olmaz; her şey O'ndan geldiği gibi O'na döner.. Bu konuda söz bitmez daha pek çok şey söylenebilir fakat netice hep aynı kalır: Alemin Ezeliyeti İddiası İnanç bile denemeyecek derecede saçma katıksız bir Dogma'dır.