Kayıtlar

Muhabbet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Binbir İsminde binbir Marifet, Hiç gördün mü O'na bir denk ..

Binbir İsminde binbir Marifet, Hiç gördün mü O'na bir denk Binbir Mahluk, kimi ot yer kimi et; Melek değil Şeytan mı, İnsaf et Kendini Tanı. İnsan'dır Ayna O'na, geç Karşına görürsün Öldürmezsin Nefsini ama, bil ki odur Hakk Kılıncı Bileyle parlat onu kör bıçak İş görmez, Eziyet verir isen, Kabul olmaz Nefis Kurbanı.

Tasavvuf ~ Putlar ~ Muhabbet

Bir Puttan sana Tecelli edip "Gel bana tap" dese, bu Latifesine dişlerin gözükünceye Tebessüm etmen icab eder.. tapman değil..

Kalp O'na yönelmedikten sonra..

Kalp O'na yönelmedikten sonra, başı kesip de kıbleye koysan, yine manası yok..

Yaratılış

Bir çiçeğin kurumuş yaprağının hakkını veremezsin.. Yaratılışını bırak, onu sırf bir kere görmüş olmanın hakkını veremezsin.. Bildiğimiz bitkiyi çiçeği diyorum, edebiyat mecaz yapmıyorum..

Müezza

Düşünebiliyor musun Kedi diye bir şey var.. Kedi Ya Hu.. Kedi Yaratmış, nasıl olur böyle bir şey.. Olmuş işte, Yaratmış işte.. Akıl alcak şey mi Ya Hu Kedi! Yapma, İnsan'ı hiç sorma!

Muhabbet

Bütün işlerin O'na Döndüğünü bilenler nasıl senlik benlik etsinler. Muhabbeten, ancak O'nunla..

Cuma ~ Vahdet Ehli

Cuma'da ön safa koşmak, Vahdet Ehlinden İmam'ın Kim olduğunu bilenler için daha kıymetlidir.. hoş diğer namazlarda da öyle ya!

Hakk İddia edip de, yorma nazik canını..

Anlamayana ne Ben de, ne Hakk.. Batılla meşgul olma! Hakk İddia edip de, yorma nazik canını.. Hakk'ı istersen Gönülden, bulursun kendine Özünden! Bak küfür dersi al halkdan.. İşte İnkar et gitsin halkı!.. Sana Hakk Kardeş Hakk Dost mu yok, sana Hakk mı yok!

Tasavvuf ~ Seyr

Bütün işlerin O'na döndüğünü bilen Kullarının Seyri mübarek olur.. Onlara her şey Cezbe, her şey Yakınlık Vesilesi her şey Muhabbet olmuştur.. Onlar hiç durmadan döner dururlar!

Sevgilinin Ruhu, kaşı gözü, örtüsü elbisesi! ~ Vahdet-i Vücud ~ Min Ruhi

Sevgilinin Ruhunu, kaşı gözü, örtüsü elbisesi, her şeyiyle, ayırmadan severim.. O yarın başka elbise giyse, Celalli de baksa.. ben O'nun Celaline de Hayranım çünkü.. Şimdi sen Vücud ne Ruh ne Zat ne deme bana, bak etten kemikten bedende şu Gözlere bak.. Çevir yüzünü bak işte bu Gözün aynı sen ben eşyadır.. Hepsi de anlamlı anlamlı bakmıyor mu?.. Elbise değişse İçindeki aynı değil mi.. bu gözlerimizdeki bu bakışlar Vücud'dan Ruh'dan Zattan değil mi? Ruhumdan üfledim demişken Vahdet'e nasıl şaşarsın da kafan karışır hayret! İmanın karışmasın da, o Kafa karışmak için zaten!

O da Kafirler gibi Nefsine uysa..

O da Kafirler gibi Nefsine uysa, yanmışız.. Elbette O'nun ve verdiği Kemale Sahib olanların Nefsine uyuşu başka olur.. O'nların Nefs'lerine Uyuşu Esma'larına Uyuşu demektir.. Eğlenceleri, Tevhid, Vahdet olur..

Allah'a gerçekten Sarılanların..

Allah'a gerçekten Sarılanların, ne sağı kalır ne solu, ne korkusu ne ümidi, ne üstü ne altı, ne de herhangi bir şeyi..

Azap ~ Min Ruhi

Azap, bir şeyin eksiği yokluğundan olmaz, Celalinden olur.. Sen O'nun sırrından (Min Ruhi) olduğundan sende de Samed'lik vardır hiçbir şeye ihtiyacın yoktur; ama Nefsine meftun olduğundan bunu bilemezsin. Nasıl O hiçbir şeye ihtiyacı yokken yaratılışı diledi istedi, işte her şeyi ancak öyle istersin; aslında O'nu, ama bunu bilmediğinden başkasını istersin.. Mesela Yokluğunu Varlığına tercih ettiğinden, Sıfatlarını, Vücud-Varlık Sırrı salt O olduğundan Zatını Arzularsın.. Bunların hepsi Bil Beni diye, Aşk'tan, Muhabbet'ten.. Ama, bilmezsin sen bunları.. Nazlı, burnu havada olmaman lazım, nedenleri sebepleri geçmen lazım.. İstediği gibi İstemen lazım..

Mutluluk

"Mutluluğum Sen'sin" demedikten sonra nerede o mutluluk..

Nefsini Zikredip de şeytan'ı sevindirme..

Allah'ın Merhameti yanında Nefsini Zikredip de şeytan'ı sevindirme..

Tecellilerin yetişmezse Nefsim gözüne..

Tecellilerin yetişmezse Nefsim gözüne, Sıfatın değişmez Merhametliler Merhametlisi Zatın gayb olmaz a Sultanım..

Gören Gözü olurum..

Kocaman Güneş kocaman Gökyüzü kocaman Deniz kocaman Yeryüzü, Yanında küçücük etmiş, önüme sermiş..

Muhabbet

Dost'a kendini açıklama gerekmez.. Muhabbetle olursa o başka.. Muhabbet her şeyi tatlı kılar.

"Şükür Secdesi" nedir nasıl yapılır bilir misin?.. ~ İbadet - Muhabbet

"Şükür Secdesi" nedir nasıl yapılır bilir misin?.. İbadetlerin azına da olsa Niyet et, Kabulü, ve artışı, yani Lütuf O'na ait, göreceksin..

Vefa

"Niyâzî'nin dilinden Yûnus durur söyleyen.. Herkese çü can gerek Yûnus durur cân bana." Niyazi Mısri { ks } Vefa'ya bakınız.. "..Sonra herkesin denenen, bilinen derecesini tanı, birinin çektiği zahmeti başkasına maletme, onun yerine başkasını övme. Herkese noksansız olarak hakkını ver, herkesin hakkını tanı. Birisinin büyük oluşu yaptığı başardığı küçük bir işse, büyük görmene, gene birinin yaptığı iş büyükse, fakat kendisi düşkünse o işi küçük görmene sebep olmasın.." { Ali (kv) }

Nafile Huzur..

Nafile Kıyamlarda dur, nafile Rükulara Secdelere var, Büyüktür Rabbinin Lütfu, nefsini ko kenara Nafile Huzura var.

Bazı şeyler dile gelmez ki

Bazı şeyler dile gelmez ki, nasıl yanlış anlayacaksın..

Kul

Şu kediciğim peşimde niye dolanır, neyin kuludur, bende ne Var, ne diye peşimde dolaşır.. Rızık mı.. Muhabbet mi.. Yarın başka evde olsa unutur gider.. Beni tanır mı; hiç tanıdı mı ki.. Güzel mi güzel; kör topal olsa da yine bir alıcısı vardır Kulun; Sahip mi yok.. Muhtaç mı ki bana.. Bu ne demek şimdi?.. Sen benim hiçbir manam yok mu sanırsın Ey Kul? Benim Manam Kendimde.. E Sen neye Kulsun da Ben yokmuşum gibi! Ben düğüm müyüm ki, çözeceksin beni? Yok muyum bulacaksın? Uzak mıyım nasıl Yakınlaşacaksın? Sen neyin Kulusun ki tanımazsın Beni?

Hu

Onları öyle Korkuttu ki, O'ndan başkası olmadığını anladılar.. Aşk oldu, Aşık oldular onlar.. Rabbim, Ey Alemlerin Rabbi, Aşk olsun Sana!

Kul ~ Muhabbet ~ Ayna

Sen O'nu Kendin gibi Benliğine Haris mi sandın da, Yalnız olsun, Kulu Kulları olmasın?.. Hangi Hakikat vardır ki, ister Birlik ister Çokluk, Tek ve Çift, O'nun Bir olan Vechinin Aynası olmasın!

Kul ~ Muhabbet

Kul olunca İkilik olmaz, Aşk olur.. O Gizli olan, Kul ile ortaya çıkmış olur; Aşk olur, Muhabbet olur.. Yoksa ne Evvel ne Ahir, El An zaten kimse O'nunla değildir ki, ne Zahiri ne Batını, ne Birliği ne İkiliği! Kul olunca tek de olursun çift de olursun, bir de olursun çok da olursun.. Şimdi sen artık Lafı kes, Laf Ebesi olma, Kul ol!..

Yabani olma..

Yol belli Yolcu belli Hancı belli.. Kendi arayışına kapanıp da Yol Yolcu Hancı çıkarma.. Yabani olma! Bak ne buyurmuş Selam olsun o Bulanlardan biri : "Seni, kimseye muhtaç olmadan tek başına yaratan o eşsiz varlık, seni sevdâ içinde tek başına bırakmaz.. Kendi içine kapanıp hayâller, düşünceler meydana getirdiğin evde, yâni senin gönül evinde, seni yalnız bırakmamak için, sana yüzlerce güzel yüzlü eş, dost belirtir."

Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil Azîm

Görmeyi Duymayı Parmaklarını Ayaklarını, Nefes almayı.. Sana bıraktım dese, Halin nice olur bilir misin? Ya bir de Seni Nefsine bıraksa... Sen bundan korkup ürkme, Vehm'e kapılma, Üstündekinin İdrakine var da bir "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil Azîm" de.. Muhabbetle Gönülden Şükr'e Hamd'e, Huzur'a var.

Allah için Sevdik

Küçük görme, O'nun için söyledik O'nun için dinledik, O'ndan buluştuk, Allah için sevdik, O buluşturdu bizim kalplerimizi.

Kullarım..

"Her şeyden kesilin, Bana gelin" dedin.. Kimisi Korktu kimisi Acele Koştu.. Öyle bir pazar kurdun, öyle hile ettin, öyle tuzak kurdun ki, herkes bu işten karlı çıktı.. Kimine Zatın, kimine Sıfatın kimine Nimetin.. Ortağın yok, hepimizin payına Sen düştün!

Nasıl..

Sen benimle meşgul olurken ben nasıl olsun da Seninle meşgul olmayayım..

Hu

Bir de O'nu düşünme derler.. Nasıl ifade edeyim Aşkım; Sendeki belirsizliği.. Cemalinde Eşsiz, Celalinde Eşsizsin.. Senden gayrı Kim çıkar, Bu dibi görünmez kuyu tuzağından..

Gönül

Sonsuz Sınırsız Hamd olsun! Sonsuz Sınırsız Şükürler olsun!

Hasan Hüseyin..

Hasan'sın, Namerdi Namerde, Dün'ya Leşini Dün'ya Köpeğine bırakırsın.. Gam yemezsin, Aşık olunansın.. Hüseyin'sin, Aşıksın.. Namerdin elinden ölsen, yine Gam yemezsin Hakk'sın..

Celal Cemal ~ Şeriat ~ Aşk

Celalini bilmeyen Cemalini göremez. Ne Aşk bilir yani Naz bilir, ne Muhabbet bilir, ne de hesap bilir.. Sadece şeriat'e bağlı olmakla olmaz, çünkü o şeriatle kendi nefsine yan çıkar, zekatı tam hesap eder, fazladan Canını vermez.. Farz der, Nafile demez.. dese de Nafile'den Sevaptan başka bişey çıkarmaz.. Allah hepimizi candan eksiltmeyle imtihan eder ama, niyetler, nazlar, istekler başka.. Pervane olmadan, Canı başı Aşk kokmadan, olmaz.. O, yalnız O.. O olmadan ne olmuş..

Kulluk

Kendisinden sorasın diye, cahil yaratmış; öğrenmeyecek misin?.. Kendisini Hatırla diye, unutkan yapmış; Zikretmeyecek misin?.. Kendisinden isteyesin diye, fakir yaratmış; O'ndan istemeyecek misin?.. Kulu olasın diye yaratmış, özgürlük mü isteyeceksin!.. Dost olasın diye yaratmış, düşman mı olacaksın!.. Kendini vermek için yaratmış, almayacak mısın!..

Hu

Ömürler boyu yalvarmaya değecek Sevgilinin bir tebessümü için çok kısa kısa sürünüyoruz.. bence bunun için şükretme! Ömürler boyu dediğime de takılma!

Nerenden tutayım..

Sen bir yanan ağaçsın, dalın yok ki nerenden tutayım; kül yok oldum, Sana tutunamasam ne olur, uçurum zaten Sen'sin, dipte de Sen!. Ne güzelsin hem çare yok, hem Sen'den kurtuluş yok!

"Ben kulumun Zannı üzereyim"..

"Ben kulumun Zannı üzereyim" buyurmuştur.. Yani onları kırmak üzmek istemem..

Yasak ~ Muhabbet

Rabbim bana, beni Yasakladığı şey ile Muhabbet etmiştir; yani bana, Celalinden Sakındırmak ile Muhabbet etmiştir; O'na nasıl İtaat etmem.

Yoktan Yaratılma - Topraktan Yaratılma ~ Min Ruhi ~ Tenzih ~ Fena - Beka

Şeytan yaratılışını Ateş'e nispet ettiği gibi Adem de Toprağa nispet ederse, yahut mesela yaratılışı Yokluğa nispet ederse, orada İdrakte bi nakıslık var demektir.. İkilik asıl orda.. Yani Min Ruhi diye sadece Mecaz Mana buyurmadı.. Misal sana Ayak verdi ama Yürüyen Ayak değil, El verdi ama Tutan El değil.. bilirsen.. Fena'da olan varlıktan kaçar, kendinden geçer.. Beka'da ise tam tersi.. Misal: Attığında.. Sen atmadın.. Veya.. Siz yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz.. Oysa s izi de yaptıklarınızı da Allah yarattı.. İdraki Tam olana aynı Mertebe'yi işaret eder.. Şimdi senin Günahın var ve Allah Affedici değil mi.. Zaten Settar değil mi.. Neyi zorluyorsun o halde.. Elbette Günah işle diye vermedi Yakınlığına er diye verdi bu Sırlarını sana ya!.. Zaten Günah başka ne yolla gidecek, Uzaklıkla mı! Ee, daha neyi konuşuyor zorluyorsun! Belki işleyip işleyebileceğin en büyük Günahtan daha zararlı bu Kulluk diye Tenzih diye koyduğun Engel! Ben de ne konuşuyorum ki

Zanneder misin ki, İsteyen İstediğine kavuşmaz..

Zanneder misin ki, İsteyen İstediğine kavuşmaz.. Zanneder misin ki, Seven, Sevilen olmaz.. O, hiç yok iken İstedi, Sevdi İnsan'ı, Özünü.. Kötü Zan sahiplerine ise hep işin sonrası, kabuğu posası kaldı!

Hu

Şahdamarından daha Yakını, Uzakta olanlarla perdeleme.

Münafıklık ~ Takiye ~ Hu

Münafık gerçeklikle, ateşle oynayandır.. Hakikatlerle oyun oynayanlara Münafık denir.. Bu sebeple onların Azabı çölde serab peşinde koşturup her seferinde hüsrana uğramaktır; Ebediyen.. Kafirle dahi olsa oyun oynama. Takiye, canını kurtarmak gibi durumlar için bir Ruhsat'tır, yoksa herhangi bir Ulvi (!) amaç için de olsa Mümin asla Yalan söyleyemez, Oyun oynayamaz; ne yaparsa İhlas ve Dürüstlüktür! İbrahim (as) putperestlere Yalan söylemedi! Yusuf (as) kardeşine İftira atmadı! Bütün Dünya'ya İslam'ı getirmek (!), Dünya'yı kurtarmak (!), Amaç Allah'tan Gayrısı olmadı mı! başı yoldan çıkmışlık, sonu sapıtmışlık bil! Vallahi biz kendimiz adına O'ndan gayrı bir Garanti Yol bulamadık! Elimiz ayağımız varlığımız O'ndan tutuldu! Korktuk biz, Ondan Korktuk! Eminliğimiz O'ndan!

Muhabbetullah

Ne güzeldir zannımızca olsa da Muhabbet edişin.

La Faile İllallah ~ Müşahede ~ Muhabbet

Namaz kılmadan önce bir daha bi bak bakalım sana Abdest aldıran Kim.

Sabahın Rabbi

Sabahın Rabbi Senden Gayrı Ahir yok, neyden gamlanayım.

Tecelli ~ Hu

Fiillerinde Çocukların O'na bak, nasıl da Mutludur onlarla, nasıl da Saf, ve Haylaz! Ya da nasıl da Onlarla Yalnız, Onlarla Dertli! Şu sözlere de bak, nasıl da ölmüyoruz, nasıl da Diri! Yaşlandın diye nefsinden korkma, Allah'dan kork, Ölmeyeceksin. Ölmeyeceksin, Alem değiştirecek, Alemlerin Rabbine daha da yakınlaşacaksın. Ümitlenecek Amelimiz yok, yine Rahmetine sığınacağız. Haber verdi Peygamberimiz (sav), Kavuşmayı isteyenle Kavuşmayı Severmiş Rabbimiz.

Hu ~ Nazar ~ Tecelli

Bir gölgeden bile Nazarı olur.

Hacc 78: "Allah’a Sarılın"

Şah damarından Yakın olana "Sarılış", Sen'sin.

Tasavvuf ~ Kuran ~ Muhabbet

İbrahim'den (as) oğlunu kurban etmesini değil, Muhabbet'i istedi. Eğer maksat Muhabbet olmasaydı, kanın akıtılması gerekirdi. Sen ise Muhabbet'i boş bulduğundan olsa gerek, kendini meşgul edecek, yapacak iş arıyorsun. Acaba hangi iştir ki o, Allah Nezdinde Muhabbet'den daha değerli olsun. "La ilahe illallah" kelimesi nasıl söylenir ki de Teraziyi doldurur! Allah'ın Rızasını kazandıran Amellerin Özü Muhabet'den ibarettir, İslam Aşk Dinidir. Gaflet'e bak, Allah İbrahim'den evladını Kurban ister de Müslüman'ım diyen, Kuran da Kuran diyen Gafil, Aşkı aşırılık sayar, Tasavvuf'u kabul etmez!

Fakr

O'na Muhtaçlık sonu gelmeyen en güzel şeydir.

Tecelli ~ Suret

Çocukluk'ta O'nu Tonton Dede, Bulut ve benzeri Hayal etmek, Çocukluk Vakti Tecellilerindendir.

Sevgilinin Hüviyeti

Hiç mümkün mü Aşığın gözünde Sevgilinin Hüviyetine herhangi bir şey perde olabilsin. O göze perde, yine O'dur O.

Şekur İsmi

Allah "Şekur"dur, şükrün karşılığını verendir; Sen nasıl İnsanlara Teşekkür edici olmaz Şükran duymazsın. Allah Sabredendir, Şefkatlidir; Sen nasıl Sabretmez ve Şefkatli olmazsın.

Her şeye Kadir ~ Muhabbet

Her şeye Kadir bir İlah olduğunu dünya gözüyle göremeyen, başka hiçbir şekilde görüp kabul edemez. Zira Kudreti Mutlak, sonsuzdur, nihayeti yoktur ki, başka nasıl görecektik. Ne zaman anlayacaksın bu dünya O'nun için değil, Bizi istediği için.

Şefkat ~ Merhamet

Kafirin ölüsüne dahi Şefkat Merhamet esas iken, İnsan'ın dirisine, hele ki Kardeşine, Merhametsiz Şefkatsiz olma.

Şekspir ~ Shakespeare ~ Şeyh Pir

Şekspirin asıl isminin Şeyh Pir olduğunu ilk defa Safer Efendi hazretlerinin bir sohbet kaydında duymuştum kendi dilinden; ne kadar da hoşuma gitmişti.. Şimdi ise sen bunu komik ve aşağı buluyorsun.. ne kadar da bilmişsin sen.. kafirlerin hoşuna gitmeyen şey senin hoşuna gitmiyor.. ne kadar da müslümansın ve bilmişsin dostum, bi bilsen.. Ey iman edenler. Bir grup diğer bir grup ile alay etmesin! Onlar (alay ettikleri), kendilerinden daha hayırlı olabilirler! Kadınlar da kadınlarla (alay etmesinler)! Olabilir ki onlar kendilerinden daha hayırlıdır! Nefslerinizi (birbirinizi) ayıplamayın ve birbirinize (kötü) lakaplar takmayın! İmandan sonra fusuk (inancın bozulması) ne kötü bir isimlenmedir! Kim tövbe etmediyse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir! { Hucurat 11 }

Velilik - Velayet - Tasavvuf

Gör ki hepsi, Allah'ın Velayeti.

İhlas

İhlasla verilen 1 lira yüzlerce liradan değerlidir. Her İbadetin Hayrın ve Halin de başı sonu anahtarı İhlastır.

El Hayy ~ Es Sabr

Sabredilmeye değmez mi Hayat ? Sabredilmeye değmez mi Hayy !

Senin Kadrin

Kalbimin gündüzünü gecesini, Senin Kadrin aydınlatır.

Hu

Putlaştırma, Suretimi Düşünce Kalemi ile Resmedemezsin; Nakşım da Mutlaktır Benim.. Nasılımı sorma, Kaçma Benden; kurtul Benim Sen Kayıtlarından.. Yakınlaşıp soğuma, Uzaklaşıp ısınma Benden; ya da tersi.. Zıtlaşmak mı istersin; Zıtlığım Sensin Benim. Habibim, Halilim, Kulum..; Dünya, Ahiret; Şeriat, Marifet, Hakikat, Razı ol; Beni iste Benden..

"Ol" emri

"Ol" emri bazı kulaklara hoşlukla, "Olmaz" diye de duyulur.

Niçin Yaratıldın ~ Kıyas

Sen bir Yücelik halinde olsaydın, mutlak bir Rahmet içinde olsaydın, yani Merhamet'e gerek olmıyan, Merhamet'e ihtiyacının olmadığı bir halde de olsaydın, Merhamet'in kendisi güzel olduğundan yine onu ister, yine onu özlerdin. İşte tüm Yaratılış, senin yaratılışın, sana ihtiyaç olmasa da, sen olmasan da, Güzel olduğu için, Tercih edilmiştir. Yani Allah Güzel olduğu için, seni de öyle istemiş, yokluğunu varlığına tercih etmiştir; ihtiyaç olduğu için değil. Allah Güzeldi, şimdi ise daha Güzel değildir; Güzel, senin için daha Güzel oldu. İşte gerçek İlim sahibi için İlim de böyledir; onun için bir İsmin diğer bir İsme üstünlüğünü zikretmek, bu açıdan doğru olmaz. O'nun bütün İsimleri Güzeldir. Bir muhtaçlık, bir kıyas olmaksızın, O Güzel olduğu için, O Güzel'e muhtaç olduğu için. O'nun Güzelliğini bildiği için. Çirkinliğin bu anlamda söz konusu olmadığını idrak ettiği için.

Allah deyince

Allah deyince, akan sular duruyor mu, derya denizler okyanusa kavuşuyor mu.. yoksa, nimetleri azabını, nefsini, veya isim sıfatlarını, türlü türlü işler, derin derin düşüncelerde misin hala..

Muhabbet - Münâcât

Şen'e bağlı olsun ya da olmasın "Allah'ım Sen yücesin, Allah'ım Sen bağışlayansın, Allah'ım Sen lütfedensin, Allah'ım Sen rahimsin, Allah'ım Sen kendini unutturmayansın" gibi Kalb Dilin daim Münâcât'da olsun Muhabbet'de kalasın.

La İlahe İllallah

Hakk Adem'i yaratırken 'Ben bunu yaratıyorum ama bu benim tahtıma göz koymasın' gibi çekincesi yoktu. O'nun Nefsini kendi nefsinle karıştırma. Şimdi sen Gönül Tahtına kurulmak dilersen, İnsanlara bakıp da 'La İlahe İllallah'ı bu şekilde söylemeyesin.

Suret - Sanat ~ Nur ~ Görü-n-en Görü-l-en

İnsanlar kendilerinin "Görü-n-ür-Görü-l-ür" olduğunu zannederler ya; Allah'ın Varlığının Tuzağı ne Hayırlıdır.. Halbuki, Zahir olan, alt Mertebeden Sanatının Eserleri olarak O'dur.. Ve üst Mertebeden, Nurunun Suretleri olarak Zahir olan, yine O'dur.

Rahim Allah - Merhamet ~ Zevk

Anne çocuğunun altını değiştirir hiç çekinmez, şimdi sen büyüdün de, O Rahim olan Allah'ın Büyüklüğü değişti mi sanırsın. O Merhametlilerin en Merhametlisidir. Kibarlık ile O'nun Rahim oluşuna erilmez; O'nun Mahlukatı üzerindeki o ince Zevklerine akıl sır ermez. Özellikle İnsan'a verdiği değer çok değişiktir, çok farklı bir Değerdir; O'nun Büyüklüğü sırf Münezzehliği sırf Yüceliğinde olmadığı gibi, İnsan'a verdiği bu üstünlük de öyle Kibir ile ele geçmez.

Hu ~ Muhabbet ~ İnsan

Sen kendinden Var olmadığın için kendini bilemezsin. Ancak O'ndan Var bulduğun için, O'ndan gayrını bilemezsin. Sen'de Gayrılık zannettiğin, Zatı ile Sıfatı-Esmasının Suretleri, Tecellileridir; Seni Kendi Sırrından Halk etmiş, Suretinde, Ruhundan olduğundan, Sana Muhabbeti Hakk oldu da, Kendinden haberli kıldı. Muhabbet Hakk oldu. Ancak Şart yine O ki, O Nefsine Uymadığı gibi Sen de uyma; yoksa Muhabbetin Manası kalmaz. Sana İhtiyacı olmıyan bir Nefs, Seni başka ne diye Kendi Suretinde yaratmış olsun. Sanat dersen, Muhammed'den (as) Yüce Eser mi var ki, bir de seni yaratsın. Merhamet dersen, Hayvanlar da yeter gelirdi.. Söz uzamasın. Madem Mana Muhabbettir, o halde Nefsine uyma da Muhabbetli ol.

Zikir ~ Vecd

Allah'ım bize Zevk ver, Zevkimizi artır, artır ki Sabrınla Seni Andığımız gibi Vecdinle de Analım!

Celal ~ Cemal

Allah bize hiç acısız sıkıntısız, darlıksız da Rahmet edip Lütfedebilirdi. Yani Merhamet'de ve Rahmet'de hissettiğimiz o Duyguları, direkt olarak tattırırdı. Ama Celalini, Kudretini de tanıttı ki, O'ndan O'na İştiyakımız tam olsun, O'nun hakkında Bilgimiz tam Kemal bulsun. Hoş O'na nihayet yoktur ya, Celaline de Cemaline de doyum olmaz ya.

Merhametlilerin En Merhametlisi

Allah "Mazeret" kabul eden Merhametli Zat'tır, Rahim bir Rabb'dir. Yeter ki Yöneliş, Tevbe (Dönüş) olsun; Seyyiyatı Hasenata tebdil edendir. Yüzün karardığı, Nefsin sana "Bu işten çıkış yok" dediği, insanların Ümitsizlik verdiği yerde, O Bağışlayıcı, Gafur, Merhametlilerin en Merhametlisi, Rahman Allahdır. Kafire de Müslümana da Hayret verendir.

Dost

Dostun ile bazen bir şeyler yaparsın, bazen oturur konuşur Muhabbet edersin, bazen de sadece oturursunuz, konuşmaz, yine Muhabbet edersiniz. Mucizeler saçtığında Allah, "normal"de de O yine "Allah".

Yüce ~ Cabbar ~ Vedud

Yüce'dir, Cabbar'dır, Vedud'dur!

Aşk ~ Sır

Yüce'dir, Cabbar'dır, Vedud'dur! Allahla Yakınlığın yollarını arıyacaksın. Halbuki Allah'a Yakınlığın hiçbir Yolu yoktur. Ancak sen bu niyette olucaksın yolunu gözleyeceksin ki sana acısın merhamet etsin, Muhabbet etsin. Hatta öyle olur ki sanki sen O'nun Maşukuymuşsun. Yoksa O'na ulaşmanın bi yolu var sanmak küfürdür müşrikliktir. Bu arayış ise şevkten iştiyaktan ötedir, zorundasın Aşk'a!

Tasavvuf ~ Muhabbet ~ Vahdet-i Vücud

Elimiz ayağımızsın, Sen'den başkasına ihtiyacımız yok. Malımız mülkümüz makam mevkimiz Sen'sin, İhtiyacımızı gider Allah'ım.

Zikir - Tespih ~ Muhabbet

Her an her olanda her vesileyle Allah'ı İsimleriyle O'nunla Konuşarak Zikret: Allah'ım Sen düşündürensin.. Allah'ım Sen hatırlatansın.. Allah'ım Sen işittirensin.. Allah'ım Sen gördürensin.. Allah'ım Sen rahmet edensin.. Allah'ım Sen şifa verensin.. Allah'ım Sen koruyansın.. Allah'ım Sen merhamet edensin.. Allah'ım Sen yürütensin.. Allah'ım Sen ölçü koyansın.. Allah'ım Sen yaratansın.. Allah'ım Sen güldürensin.. Allah'ım Sen sevdirensin.. Allah'ım Sen yardım edensin.. Allah'ım Sen adaletlisin.. Allah'ım Sen affedicisin.. Allah'ım Sen güvenilensin.. gerisini ne varsa duruma göre sen getirirsin artık.. böylece her fiilde her anda O'nunla konuşarak Allah'a bağlan.

Veli ~ Müşahede

İnsanlardaki hayvanlardaki bu Dostluk birbirlerine Yakınlık, Kimin Dostluğunun Kimin Yakınlığının Eseri.

Aşk ~ Halk

Halk'ın Aşk'tan haberi yoktur, Aşk'a göre iş işlemez, işleyemez. Halbuki Sünnet der amel der hesap der.. ama Aşk'la iş tutmaz, dünyasında Aşk'a yer vermez. Beşeri Aşk'ı bir delirme-sapma gördüğü gibi Allah Aşkını da sapma görür, başka anlamaz, anlayamaz. Hz Peygamberi (as) sever ama Aşk-ın-dan (Hu) haberleri yoktur. Aşk'a düşmezler.. İnşaallah bakalım Cennet'e, haftada bir Cemali Seyre kaldı bizim Ümmet Kardeşliğimiz.

Kulluk ~ Zikir

"Allahım Sen'den Razıyım" diyemiyorsun, öyle mi..

Manevi Şeriat ~ Tasavvuf

Sen Kıl Tüy Sureten Şeriat Hesabı tutuyorsun da, Manevi Şeriat Hesabı ne olacak, Kendin için bu yönden Hesap tutuyor musun? Seni Hesaba çeken var mı yani? Ya senin başında da Manevi Şariat Bekçileri olsa, acaba Halin nice olurdu! Emin ol herkesin Hesabı Kendine, kendince Hesab tutmaktan, Kusurlardan geç, adam-kadın belki senin bi haftalık namazın değerinde "Allah" diyor, bunun Hesabını soruyor mu Allah senden? Allah diyenleri Sev Sen Sev! Bak Yüce Ali'ye (kv) dahi Kafir diyen çıktı bu Dün'ya'da! Kerbela'yı düşün, hepsi de Şeriat'da Ala idiler o Densiz Katillerin, Kalpleri bozukken Sureten Şeriat kurtardı mı onları! Sen Kusurlardan geç, tutacaksan Kendi Kalbî Hesabını tut! Sev Allah diyenleri Sev! Sev o mensub olduğun Manevi Devletin Kullarını Sev!

Kadim - Hadis ~ Zaman - Tasavvuf ~ Hadid 3 - Evvel Ahir Zahir Batın - Alim

Evveli Ahiri, Zahiri Batını O olanlar için, Zaman nedir ki, Kadim Hadis olsun.

Kader Değişir mi ~ Ayan-ı Sabite ~ Kader Sırrı

Kader Dört Nispetledir.. Birincisi: Sabit Hakikatlerdir (Ayan-ı Sabite). Kadın, Erkek, Çocuk, Nefs, Bitkiler, Madenler, Hayvanlar, Ulvi ve Sufli Mertebeler, Zıtlıklar gibi sonsuza varan, Yaratılışın gerçekleşmesi için Zorunlu olan, Allah'ın İlminin İcadlarıdır. Zorunludur, fakat ne Zorlama vardır ne de Sorumluluk; hiçbir Erkek ve Kadın, erkek ve kadın olmaklıkla, yahut boynuzlu koç boynuzlu, boynuzsuz koç boynuzsuz olmasıyla yükümlü tutulmaması gibi.. Ayan-ı Sabite Kader Sırrındandır, tümüyle "Kader" demek değildir. İkincisi: İmtihan'ın gerçekleşmesi için başa gelmesi Kesin Takdir edilmiş Olaylar; Belalar ve Bağışlardır.. Üçüncüsü: Basitçe, İnsan, Belalara karşı Sabır ve Dua, Bağışlara karşı Şükür ve Nankörlük etmemekle iki yönden de Kader olarak Yükümlü ve Sorumlu Tutulmuştur. Olayların başa gelmesi herkese eşit olarak Takdir edilmiş olduğu gibi Dua ve Niyetten Sorumlu Tutulmaları da aynı derece eşit ve Kader'dir (Zorunluluktur). Üçüncü Nispeti

Muhabbet ~ Tasavvuf

Büyüklük etme, Küçüklük de etme, Muhabbet et.

Kuran'da "Habibim" geçer mi..

"Habibim" Hitabını Allah'ı zihninde bir erkek gibi tasavvur edenden başka hangi "Ahmak" Yanlış anlayıp da Uygun bulmayabilir! Hem de Kuran'da şöyle bir Ayet apaçık bulunuyorken: "De ki: 'Eğer siz Allah'ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin.." ve Allah Resulüne "De ki: “Eğer Rahmân'ın bir çocuğu olsaydı, ona kulluk edenlerin ilki ben olurdum." dedirtirken kendisi bunu diyemiyor ve başkası dese Şirk sayabilecekken, daha hangi sözü Tekzib etmeye, Yanlışlamaya kendinde Hak bulabilir! Kendini bilmeyen, kendi Dininin Muhabbetinden haberi olmıyan bir kimse başkalarının Muhabbetini, Yakınlığını, Sözlerini nasıl Tekzip edebilir! Kendi Dininin Peygamberine "Anam babam sana feda olsun" diyebilecek Muhabbeti olmıyan, Kibir'den başka çok bilmişlikten gayrı hangi Halle kimin Muhabbetini Şirk saymaya kendinde Hak bulabilir!

Nefs ~ Fena - Yokluk - Acz ~ Aşk ~ Geyret - Mahv - Hiçlik ~ Beka ~ Kulluk - Muhabbet

Nefsin için Sevmiyorsan, Sevdiğin sana Cemalini döneceği bir yolu muhakkak gösterir ki bu ancak Kulluk'tur. Fena bulurum dersen, bilesin ki Kulluk Muhabbet'den ibarettir, ve Muhabbet Kulluk'ta Beka gerektirir. Şimdi gel sen gerçekten Aşk'da Mahv ol da şuna Fena, Yokluk deme, Beka de.. Acziyet, Gayret deme, Muhabbet de.. Hiçlik etme, Kulluk et!.. Fani deme, Baki de!

Benlik ~ Tasavvuf ~ Muhabbet

Büyüklüğü Perde olmaz Muhabbet Ehlinin O Neş'esine. Onlara edebsizlik olmaz Benlik Senlik, O Padişahın Nezdinde.

Yokluk ~ Latif

Yok ol, yok ol.. Bir bakmışsın O öyle Latif, Yok gibi olanın Varlığına dönmüş Yokluğun.

Allah Sistemi (!) ~ Şifre ~ Sır ~ Kulluk

Allah'a Kulluk bir "Sistem" olarak adlandırılamaz. Önünde bir Hazine Sandığı ve elinde bu sandığı açacak Anahtar olduğunu düşün, eğer Allah Senin Kulluğundan Razı değilse sandığı açsan dahi o Hazineden nasiplenmen hiç mümkün değildir. Varlık Hazinesi Mekanik bir Yapı'ya, Sistem'e bağlı değildir. O Hazineyi açan Anahtar ancak Has bir Kulluk'tur; Anahtar: İbadettir, İhlastır, Zikirdir, İlimdir, Aşktır, Muhabbettir: Sünnettir (sav).. : yani Sır ancak Has bir Kulluktur!

Muhabbet ~ Rab ~ Kul

Kuluna Azabı dahi Muhabbet'den. Belası, Rızası, ancak Muhabbet'den.

Tasavvuf ~ Kemal

Hasan ile Hüseynin (as) Dedeleriyle (sav) Muhabbetleri, Hz Ali (kv) Efendimizin gayet esprili bir zat olması, Efendimizle arasındaki Muhabbeti düşün; Allah'ın Ehl-i Beytini bir düşün yani.. Anlamazsan, daha ötesinde ben derim ki, "Latife"nin kalktığı hiçbir Mertebe ve Makam yoktur. Bunun aksi bir haller durumlar, ancak kişinin kendine bir yükseklik vermeye çalışmasındandır, henüz kemale ulaşmamış olmasındandır. Ancak, Bidayette geçici bir süre gerekli olabilir.

Sanat ~ Din ~ Tasavvuf

Özellikle Sanatçılar çok iyi bilir: Bugün meydana getirdikleri ve çok beğendikleri bir Eserlerini yarın dönüp baktıklarında hoş bulmazlar beğenmezler, yeterli bulmazlar. Bu başlangıçta çok uzun zaman böyle gider. Sonra nihayet bir kemale ulaştıklarında artık geriye dönüp baktıkları eserleri onlara kötü gelmez, fakat yeni yaptıkları öncekilerden yine daha güzel olur; yani iyinin iyisi. İşte bu, Allah'ın Sırrından, Sıfatlarının Kemalinin nihayetsiz oluşundan, Yüceliğinin Sonsuz luğundan böyledir. Allah'ın hiçbir yaptığı kötü değildir, biz farklı nispetlere ve iyinin iyisine, güzelin daha güzeline göre onları "kötü" diye isimlendiririz. Yoksa her şey mükemmelin mükemmelin mükemmeline doğru sonsuza uzanır. Fakat bize göre Razı olup olmadığı işler ve bir Kıvam bir Kemal belirlemiştir ki Yaratılış-ımız mümkün olsun, hem Muhabbet gerçekleşsin hem bir Tatmin bulabilelim. Ahiret'teki durum Akılla izah edilecek bir durum olmadığı için söz edemiyoruz:  “Ben

Zât ~ Sıfat ~ Nefs ~ Muhabbet ~ Kulluk ~ Mutmain

Nefsin için yaptığın ve istediğin şey sana Allah'ı unutturur ve elbette bu hiçbir şekilde Güzel olmaz. Olmasını İstediğin veya yaptığın şey, O'nun bir İsmine - Sıfatına muhtaçlık ya da Hayranlıktan dolayı, Zâtına "Muhabbet"e, Zâtına Yakınlığa vesile oluyorsa, işte bu hoştur ve elbette güzeldir. Niyetini böylece Halis kıl ki Nefsin güzelce Nimetinden nasiplensin ve Kalbin de Rabbinle Nurlansın, Mutmain bulsun.

Şefkat ve Havlu

Abdest aldıktan sonra senin yüzünü kurulayan havlu mu zannedersin. O'nu kendinde görmeyi bir iddiadan, kibirden ibaret sanan, O'nun şu Şefkatini şu inceliklerini görebilir mi dersin ? O'na Tevazu göstermekte O'nu lüzumsuz Tenzih etmekte hiç bir gariplik yok mu ? Bu Tevazu bu Tenzih, Sivrisinek misalini anlamıyan, onu Allah'a yakıştıramıyan Müşriklerin Tevazusuna Tenzihine benzemez mi hiç ? Müşriklere benzememek sadece suretle şekille mi zannedersin ? Hiç bunlar yok mu dersin, incenin incesini görmek hiç istemez misin ?

Muhabbet ~ "Şükür"

Her nimetin Allah'tan olduğunu, Allah'tan geldiğini bilmek, Şükretmenin İdrakidir. "Allah'ım sana şükürler olsun" demek ise "Muhabbet"tir. "Muhakkak ki Biz, onu yola hidayet ettik. Ya şükreden olur, ya da küfreden olur." [Dehr 3]

Fiiller

O'nun İrade buyurduğu şu hiçbir Fiil Mutlak değildir ki Ol'an'da Muhabbet'den gayrı Hakk seninle Zıtlaşsın. A Cânım benim.

Hüseyin (ra) ~ Muharrem Orucu

Oruç Samed'in Ruhuna, İftar'ım Hűseyn'in Canına.. Orucu tuzla açacakmışım ; hadi ordan gösterişçi ! Öyle tuz yemekle suretten Muhabbet olaydı, ölmeden önce ölürdün de Kevser içerdin ! Bi köşede oturup Tuz yiyeceğine Kerbelaya gelir Hüseyn'e (ra) Su olur koşardın, Yağmur olur yağardın ! Ahmak herif bize tuz diyor ! Surette acı ile Muhabbet olsaydı bak hristiyanlar peygamberlerini haçtan indirmiyorlar ! Sen surette salat ediyorlar diye eleştirdiğin kardeşlerinin aynısı olmuşsun da haberin yok ! Bana alevicilik oynama ! Hiç etmemen gereken yerde büyük zannettiğin laflar etme !

Hz Peygamber (sav) ~ Ehl-i Beyt

Peygamberin (as) yaptığı pek çok şey olmuştur ki onu canlarından çok seven Ashab'ı anlıyamamış, kafaları karışmış, kaldıramıyarak neredeyse itiraz ederek, hadlerini aşacak duruma gelmişlerdir. Hz Ömer hakkında ve daha pek çok Hadis'lerde bu gibi örnekler kayıtlanmış, elimizde mevcuttur. Şimdi sen Hz Peygamberi (as) elbette sever sıdk ile tasdik edersin, o öyle "İnsan"dır ki Zalim olmadan sevmemek mümkün değil. Ama şu var ki ! Sen Allah'ın Velilerine yan gözle bakıyor, O'nun S ünnetine uymadıklarından filan söz ediyorsun. Halbuki iş öyle değil ! İş yukarıda bahsettiğimiz gibi ! Onlar Sünnet'e senden daha yakın da, sen O Sünnet'in tam idrakine varamıyorsun. O'nu Peygamber olarak görüp Sünnetine uymak, Peygamberliği açısından onu Sıdk ile Tasdik etmek başka, O'nun Veliliğini ve Varisleri olan Hakiki Velileri görebilmek bambaşka ! Yani kendi zamanındaki Ashabının durumu bu iken senin bazı Varisi olan Evliyaullahın sözlerini hareketleri

Cüz-i irade ~ Kulluk ~ Muhabbet ~ Aşk

Cüz-i irade yok diyen bir kişiden Allah'ın Kulluk muradı ümidi yok demektir; bu söz en fazla, o kimsenin hükmü verilmiş olup an be an cehennem için ibret olarak yaratıldığını gösterir. Yani o kişinin cüz-i iradesinden sığınabileceği Mutlak bir Rab kalmamıştır. Halbuki insan bilmez, bilmese de muhatabı an be an Hakk'tır, ve Allah An'dadır geçmiş gelecekde değil, dilediğine hükmedebilir ; insan'dan muradı kulluk, ve ona lütfetmektir; ebedi bir zıtlaşma değil. Yoksa sırf ezeli ilmiyle hükmedip direkt cennet ve cehenneme koyuverirdi; dediğimiz gibi bu ebedi sürecek bir zıtlaşma değildir. Eğer ona kendisine kul olması için cüz-i irade ile serbestlik vermeseydi İnsan'la Murad ettiği bu Muhabbet ve zıtlığın kemalini bulduğu bu Aşk meydana gelmezdi.

Kalp

Nefisle Cihadın üzerine Kalbinle Cihad'ı ekle de onu Huzur'da Sabit kılmaya bak. Paslanır ya, onu Muhabbetle Zikirle Namazla İlimle artık türlü türlü Nurlar ile parlatmaya tutuş.

Kulluk ~ Muhabbet ~ Akıl

Aklını kullan derler ya.. Sen de Kalbini Gönlünü kullan da O'na şikayeti serzenişleri Muhabbet'e çevir.

İşaretler

Ey Genç ! İşaretler peşinde ol ! Maksadı Rabbi ile "Muhabbet" olana zararı yok !

Aşk

Sen'de Sana muhtacım. Zatına da Sıfatına da, hem her bir Tecelline de hayranım, kurbanım.

Dua ~ Muhabbet

Dua kabul olsun olmasın "Muhabbet"e gebe değil mi !.. Efendimiz (sav) ayakkabı bağlamayı bile O'ndan istememizi istiyor ! Allah'dan gayrı Kuvvet var mı ?.. Kulluktan güzel Muhabbet olur mu ?..

Samimiyet - İhlas ~ Muhabbet

Şeytan eğer Samimiyet'e (İhlas) sarılsaydı "içindekilere rağmen" sorabilirdi : "Neden böyle yapıyorsun, neden böyle oluyor Rabbim" diyerek. Ve Rabbi ona o hale düşmesine gerek olmadan güzelce açıklar, bildirirdi. "Samimiyet" bu kadar önemlidir.. "Muhabbet" de böylece doğar..

Müteal, Mütekebbir ~ Kibir ~ Acziyet ~ Sevgi, Muhabbet ~ Kulluk

Sen Müslümansın Hakk'ı neden Kibirli görüyorsun ? Müteal olan O Allah senin gibi Mutlak bir acize neden Büyüklensin, seninle neden uğraşsın ? Zât-en Büyük olan Allah neden İnsan'a bir de Mütekebbir oluyor; neyi ispatlamaya çalışıyor ? Çünkü sen çok güçsüz çok zavallı, çok biçaresin, Her Şeye Kadir olan bir Rabbin var, Bilesin ! Çünkü İnsan çok Kibirli, Kibri kırılsın ki O Sevgi'ye, Muhabbet'e erişebilsin !

Tasavvuf ~ Sıkıntılı Sözler (!?)

"Yâ Ali! İnsanlar senin muhabbetinde birleşselerdi, Allah cehennemi yaratmazdı." sav İnsan nefsinde değil de bu sözde bir sıkıntı bulursa, alttaki sözde ondan daha da büyük bir sıkıntı bulur.. "De ki: Eğer Rahmân'ın bir çocuğu olsaydı, elbette ben kulluk edenlerin ilki olurdum!"

Kulluk

Başkasında gören kendinde de görür. Kendinde görmeyen ise başkasında da görmez. Bu durum ne kendini horlamayı ne Tevazu'yu ne de Lüzumsuz Tevazu'yu gerektirir. Lakin muhakkak ki Şükr, Hamd ve Muhabbet'i gerektirir.

Muhabbet

Yüce Allah seni O'nun karşısında kendini Horlaman için yaratmadı. O Nefsini bil yeter. Ötesi hepsi Rabbi ile Kulu arasında Muhabbet vesilesi.

Kelam Sıfatı ~ Alah'ın Konuşması ~ Muhabbet

Allah bizimle bizim dilimizce konuşmasaydı yarattığı her şeyin bilgisini bize kelamının kudretiyle bir anda aktarmış olurdu. Ve Rabbin Kulları ile konuşmasından murad sadece öğretmek de değil ama muhakkak ki Muhabbettir. Ve O'nun Kelam Sıfatı Zâti olmasaydı Bilgi'nin aktarımında "Kelam" olmazdı; çünkü Konuşmak öğretmenin tek şekli değildir. Ve "Muhabbet" her türden ilişkiyi kapsar. Ve Konuşmak sadece Ses ile olmadığı gibi, Mana Kelimelerle de Sınırlı değildir.

Muhabbet

Allah bir başkası tarafından Ululanmak için Yaratmamıştır. O bundan son derece Münezzeh, Zat'ıyla Gani olandır. O'nu Tartışan bir İnsan kendisi ile tartışmaya kapılmış, kendisini Hesaba çekmiş olur. Eğer kişi bunu Muhabbet ile yapmış olursa, Yaratılış Sebebine Yaklaşmış olur; ama ulaşmış sayılmaz. Muhabbet'i kendi zayıflığı ile kayıtlarsa, bu da Muhabbet'e değil Merhamet'e ulaşmış sayılır. Kim ki "Muhabbet"i anladı, o Ulaştı ! Gerisi Hakkın Hesabına kaldı ! Seri Hesap görendir; "Ol" der olur ! O Hüküm ve Hikmet sahibidir, Hamd'e layık olandır.

Benzemez kimse Sana

Rüyalarda bir başkasın; Alemlerde bir başka. Zaman'da bir başkasın, An'da bir başka. Mahlukunda bir başkasın, Rabliğinde bir başka. Eserinde bir başkasın, Sanatında bir başka. Suretinde bir başkasın, Suretsizliğinde bir başka. Farklılığında bir başkasın, Aynılığında bir başka. Gözlerimi yumsam da, içeride bir başkasın, dışarıda bir başka.

Kibir - Tevazu / Vehim Mertebesi

Allah'a karşı kibirli olunabilir mi ki ? Ya O'na karşı Tevazu gösterir gibi olmaktan beter bir şey düşünülebilir mi ? Mahv dersen Aşktır Muhabbettir, başı da sonu da. Bunlar ise hep iyisi kötüsü Vehim'de Amel ! Senin Veliliğin Vehim Mertebesinde midir ?

Ucb / Sevgi - Muhabbet

Aslan yavrusunu severken öldürürmüş ! Hani yanaklarını sıkarlar çocukların, hani sevdiğini ısırmak gelir içinden insanın. Şaka yaparsın, takılırsın.. Canın yanar.. Nereden gelir bunlar ? İşte inceden inceye düşünmek, İnce olmak lazım ! Sevgi'de vardır bu, Muhabbet'de vardır bu: Hakk'tır ! O'dur ! Sululuk zannedersin, Ucb'a düşersin ! Kütük olma !

Muhabbet

'Biliyorum' demen bir şey ifade etmez, 'Bilmiyorum' demene de gerek yok; "Dinle".

Muhabbet

Bazen az bazen fazla eder, bazen bilmezlikten gelir ki, sen O'na karşı dile gelesin, Muhabbet'e gelesin. Hadis : İnsanlar kıtlığa maruz kaldılar. Resulullah (sav) bir cuma günü hutbe verirken bir bedevi kalkıp: "Ey Allah`ın Resulü, malımız helak oldu, horantamız aç kaldı, bizim için Allah`a dua ediver!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu Vesselam ellerini kaldırdı. Biz gökte bir bulut göremiyorduk. Nefsim elinde olan Zat`a yemin olsun, daha ellerini geri çekmeden semada dağlar gibi bulutlar peydah oldu. Derken daha minberden inmemişti bile ki, sakalından yağmur damlaları dökülmeye başladı. O gün, ertesi güne kadar yağmur yağdı. Daha sonraki günde de yağdı, onu takib eden günde de yağdı, hatta müteakip cumaya kadar yağış devam etti. Öyle ki, o bedevi veya bir başkası kalkıp: "Ey Allah`ın Resulü, binalarımız yıkıldı, mallarımız suda boğuldu, bizim için Allah`a dua ediver (artık yağmur kesilsin)" dedi. Aleyhissalatu Vesselam ellerini kaldırıp: &quo

Tasavvuf-"ÇU"

Şeriat Ehlinin Amellerine Allah Katında Müteşekkir olmalı ve onlara karşı kendini Gönülden borçlu hissetmelisin. Bu Muhabbeti henüz kalbinde duymıyan adam Adam olamamıştır ki Hakikat Ehli olabilsin ! Tasavvuf-"ÇU"dur o ! O, Kafirlere karşı Yumuşak, Merhametli, Müminlere karşı ise Sert ve Horgörülüdür ! Aynı şekilde hatta daha fazlaca Şeriat Ehli de Hakikat Vadisinde olanlara Allah Katında Müteşekkir ve Borçlu hissetmelidirler. Madem Hissetmiyorlarsa (?) senin Halk içinde ne işin var ! Hak ilemiş ? Hadi ordan ! "Muhammed, Allah’ın rasulüdür. Onunla beraber olanlar kafirlere karşı şiddetli, birbirlerine karşı ise merhametlidirler." [Feth/29]

Muhabbet / Kulluk

Olur ki kediyi köpeği kuşu Rablerine karşı senden Muhabbetli bulursun da Kulluğundan utanırsın.

Muhabbet

Neden sıkılmışsın ? Allah yokmuş gibi vakit geçirmişsindir, gibi düşünmüşsündür. Sana senden yakın iken, sen O yokmuş gibi, hayıflanmışsındır. Kafire bile hüsnü zan et, uçan kuşun duacısı ol. Yoksa Rabbin'e Dua etmeni gerektirmeyen küçük bir iş mi var, gereksiz bir iş mi var O'na ait ? Dargınlık mı var yoksa arada ! Dua, Muhabbet'tendir.

Siyaset

Siyaset yaparsan Muhabbet'den Mahrumdur, Mahrum kalırsın; Siyaset yapma, her daim Muhabbetli olmaya bak.

Vesvese / Muhabbet

Vesvesede Şeytan'ın niyeti neydi, senin akibetin ne oldu ? Vesveseyi sen Muhabbet Dürtüşü bil. Büyükler demişler ya, Zina ile Cima surette aynı ama, hakikatte farklı diye.

Muhabbet

Bir Müslümanın kafası bozukken diğerinin onu Muhabbete zorlaması her zaman iyi uygun olmaz. Ancak Mümin de şöyle bilmelidir ki, Tebessüm kendisine Farz kılınmış.. ve unutmamalıdır ki Cenabı Hakk onu ömrü sonuna kadar Muhabbete zorlıyacak, açılana kadar daraltacak.

Aşk / Muhabbet

Yüce Allah senden Muhabbet bekler.. Aşk bekler.. Tevazu Yokluk filan bunları geçiceksin.. Hele ki bir kimse O'nu Aşık zannedip de küçümsediğinde, sonuç hiç hoş olmayacaktır onun için..

Allah (cc)

Alemdeki her bir şey, Mana'ları taşıyan Harfler gibidir senin için. O Harflerin çeşitli şekillerde bir araya getirilişlerinden ise Kelimeler olmaktadır. Bir Sultânı savaş meydanında gördüğünde ondan ürkebilirsin; halbuki O, Tahtında otururken Heybetine Yüceliğine Asaletine Hayran olduğun, Cemalini seyretmeye doyamadığın aynı Padişahtır. Eğer bilirsen O'nun Zulümle olan bu savaşından doğan Kahır ve Adalet seni Ürkütmesin; O'ndan ancak Yücelik ve Güzellik, her durumda senin için Mutlak Bir Güç Kuvvet doğar. Teşpihte hata olmaz: işte O Hakktır ! O sana Kendisini her yönden ve her an göstermek, kazandırmak isterken, sen O'ndan kaçmakla aynı Zulme benzersin ! O sana her şeyi ile Muhabbet ederken sen O'nun Muhabbetinden kaçarak O'nu Arzular, böylece Sevgiliye Fazla Naz edersin ! 'Neden' deme; O, ve O'ndan ! Bu Harfler ki O'nu anlamakta yetersiz kalıyor ! Kelimeler, Manalar dahi O'ndan kaçmakta !

Gereksiz Tevazu

Gereksiz Tevazu sahibinin, muhakkak Muhabbet'de Sevgi'de noksanı vardır. Sevgiyle Övgü'yü de karıştırır.

Aşk / Fena / Beka

Aşk'da Zıtlık yoktur Hakiki Aşk, Hakiki Aşık için. Uzlet ne, Halk içine karışmak ne ? İkisi de güzel ikisi de hoş; ikisi de kötü, ikisi de çıkmaz. Yol yoktur Hakiki Aşk, Hakiki Aşık için ! Fena ne ki Beka Yokluk olsun, Beka ne ki Fena Yokluk olsun ! Hakiki Aşık için, Hakiki Aşk için Bir Örnek var ! O Örnek var iken hangi Yoldan hangi Yokluğa çağırabilirsin ? Ama sende o Azim o Gayret o Muhabbet o Aşk var mı ki Haddini bilesin ! Fena olmadan Beka olmaz ya, ama işte Beka'ya Davet var !

Esma / Sena / Niyaz

Ey Zât Cemali ile Suret Cemali Bir olup yüzden yüze Tebessümler ettiğinde Müminlerin Kalplerinden Bedenlerine Nuru Rahmeti çağıldayan Biricik~Vahid ! Ey Güvenilen Kendisinden Emin olunan Batın ! Ey asla ihanet etmeyen, terketmeyen, yalnız bırakmıyan Veli ! Ey Zahiri ve Batını Bir, İki Yüzlü olmıyan Ahad ! Ey en Yakın Mükemmel Nefs ! Ey kendisinde İkilik olmıyan Bir ! Ey en Yakın Ruh ! Ey Benlerimizi Özünden Var eden Ben ! Ey Sırrını paylaşan, gizlisi saklısı bulunmıyan, en Zengin Cömert ! Ey bütün Şeenleri Müminler için Zevk ve Tanışıklık olan ! Ey Cefası Nazı Kendisine Yakışan ve Hakkı olan ! Ey başı da sonu da Rahmet olan ! Ey Yakınlığı bitmeyen daima artan ! Ey Usanılmıyan ! Ey Tükenmeyen Bitmeyen ! Ey Güldüren ve Ağlatan ! Ey Kahhar ey Adil olan ! Ey Öğreten ! Ey Kendisinden Ümit kesilmeyen ! Ey dallar salan çiçekler açan ! Ey Kalplere en derinden tek Nüfuz eden ! Ey Konuşan ey Duyan ! Ey Yaradan ! Ey Gözlerin, Kalplerin, Yerlerin ve Göklerin Nuru ! Ey Vedud ! Ey Rahim ! Ey Rahman

Evvel - Ahir - Zaman / An-ı Daim / İnsan / Kulluk

Ne bir zaman ne mekan, ne ezeliyet ne ebediyet vardı; Sıfatı Zatında Gayb olan Gizlinin Gizlisi Zat vardı. Lütfeyledi de Tecelli eyledi; Nefes oldu Ruhundan Ruhlara. Fiil oldu, An'da Evvel oldu Ahir oldu; ta Kendisi: "Maneviyat" oldu Kullarına. Muhabbet oldu. Şimdi O'nu bilmeyene, zamanın fiili kahır oldu, eskidi eskisi, ve yenisi de böylece ümitsiz, yok oldu.. Ey İnsan İnsaf et kendine: O bize Anı oldu, Ahir oldu, yeniden yeniye Muhabbet oldu, Gönlümüz Aşk doldu, her An Ezel Ebed Sonsuz Var Varlık oldu..

Hu

O'nun bir şeyi bildiği halde sorması veya söylemesinin iki sebebi vardır: Sana olan Muhabbet'inden yani Sevgisinden, ve seninle "Muhabbet" edebilmesinin ancak böyle olabileceğindendir. Ki O'nunla konuşmak senin açından da ancak böylece mümkün olabilir.. Sen hiç senin içini dışını her şeyini tamamıyla bilen biriyle konuştun mu ?..