Kayıtlar

Sivrisinek Ayeti

Seni asıl Büyüklük İspatına girişmen, bu derde düşmen Küçültür, Hor kılar. Sen Kurandaki Sivrisinek Misali gibi, Allah Katında hiç Şüphesiz Büyük ve Değerlisin.

Vahdet-i Vücud ~ Hikmet ~ İsimler

Hayvanlar Fazla Duygusal olsalardı, birbirlerini yiyemezlerdi.. Bu, ölmeleri demek olur. Sui Zann'a geçit bırakmadı.. Sadece Otçullar mı Yaşam bulsaydı.. Onlar da, Otlara üzülmezler.. Ve Aslan, Ceylanı yedikten sonra, ne yaptım ben deyip kendini helak da etmez böylece.. İnekler Koyunlar, Ölmek için değil, Kurban olmak için Can atar.. Böyle Yazan Yaradan'ın, Celali Cemali, Sıfat'ı Can buldu da, hiç Zulmetmedi.. Biz bu Yazıyı hem Yaşıyor, hem Okuyoruz. Hayat Sahibi olduğunu Yaşamından başka nereden bildik! Okumakdan okumaya, Yaşamaktan yaşamaya da fark oldu Zenginliği, ve Cömertliği. İnsan'a Tattırdı en Güzelini.. Hz İnsan olmak lazım!

Tasavvuf ~ İsimler ~ Zıtlık ~ Uluhiyet

Sevgi Sabrın, Sabır Sevgi'nin yardımcısıdır.. Bütün İsimleri, Uluhiyet Mertebesinde, Zatında Bir'dir, Zıtlık yoktur.

Sevgi ~ Vedud - Seven Sevilen

Başkasını Sevmek istediğinde, Sevgi yalnızca karşındakini değil, Seni de Sever. Vedud'dur O, Seven ve Sevilendir.

Zan ~ Nefs

Bir insana bir sürü laf edip sonra o lafların doğru çıkmazsa ne yaparsın.. Haksızlık etmişim, yanılmışım, bilemedim, İftira etmişim dersin, özür dilersin, gıyabında da olsa Helallik dilersin değil mi.. Yok işte, Şeytan'ın Oyununa gelenlerde, Kibrine uğramışlarda, kendini İlah zannedenlerde öyle değil.. İftiraları, Sui Zannları, Şüphe, Paranoyaları daha da artarak derinleşir bu işgüzarların.. Asla Af dilemezler, Yanıldıklarını kabul etmezler, Helalleşmek mi o da ne demek, ölene kadar kem göz kötü sözü artırarak devam ettirirler.. Hüsnü Zan'mı.. "Aptal mıyım Ben!".. Hatta ellerinden gelse, onu hile tuzak ile suçlu duruma düşürürler.. Peki neden? Çünkü etrafı o kimseyi kötülemiştir ona.. Taraf olmuştur bir kere.. Yalnız kalamaz.. Ve bir kere, sevmemiştir!.. Artık nasıl sevebilir.. Ve hiç yere boynuna kadar Zanna Günaha da batmıştır bir kere.. Görevli Memermuydun da bu kadar vazife ettin üzerine o kimsenin suçunu günahını.. Yo.. Kibirlilerin, Şeytan'ları

Tasavvuf ~ Sır

Allah'ın Sırrındadır, çözemezsin Srrını Aklın Kalbin Nefsin Ruhun, Bilirsin Aslını

Settar ~ Rahim

Settar olur günahım yok dersin Rahim olur günahım çok dersin

Rahim

Lütfeder İman edersin Kahreder Küfr edersin Şımarık ve Döneksin Hesap istemezsin belli de O'ndan başka ne istersin Rahim olsun Günahın itiraf etmez misin

Kalu Bela - Elest Bezmi

Ne Kalp vardı ne Nefis Bir Ruh idik hepimiz gördük Rabbimizsin dedik Sonradan değil hep Hakk'tı Ondan Benlik etti Nefsimiz var şimdi de, kah İman ettik kah Küfr ettik Sonradan olma değil, O'nda Bir Ruh Kalp Nefis Dünya Ahiret, Toprağı silk, Perdeyi kaldır, Zamansız Mekansız Rabbimizsin dedik

Takiye

İftira atmayı Takiye diye Mübah sayabilecek bir insanın Dini yoktur. İsterse bütün dünyaya barış getireceğini umsun.. Bu Din bir heves ve umuş değil, Hakk''dan Razı olmak ve Dürüstlüktür. Öyle bir Dürüstlük ki ne Red var ne de İnkar! Allah var Allah!

İbadet ~ Vahdet - Muhabbet

İbadet'den Gaye Huzur değil Huzurunda olduğunun Bilincine ermektir, Vahdet, bir İlişki, Muhabbet'e ermektir.

Aracı ~ Tasavvuf ~ Şirk

"Allah'la arana aracı koyuyorsun, Müşriklktir bu!" diyene, "Peki Seni Kim araya soktu?" de.. Bi düşünürse, "Ben Sana Müşriksin demeyeceğim ama yüzyıllardır hamuru Vahdet ile yoğrulmuş bu Topraklara Senin Çiğlini ve Yabaniliğini kullanarak Deizm'i yaymaya ve Din Kardeşlerinle arana da Fitne sokmaya çalışıyorlar; Haberin var mı? Yaptıklarından hiç Kuşku'ya düştün mü!, yoksa Sen Masum, Tertemiz misin? ; Hain ve Ahmak olma!" de.. Bunları şöyle bir Düşünmüyorsa artık onun Tasavvuf hakkındaki Zanlarına ve Kuran demesine aldırış etme, üzülme.. Zira Şeytan Kendi Hainliğini ve Ahmaklığını gayet iyi bilir; fakat derdine deva yoktur, hevesi kursağındadır.

İnsan ~ Hayvan ~ Nefs ~ İlah

İnsan Allah'ı bilmiyor da, nereden nasıl İlahlık taslıyor! O, Batılıların İddia ettiği gibi, Hayvan olsa, öyle büyüklenemezdi. Biliyor biliyor da, Tanımıyor! Tanımak nefsinin-egosunun işine gelmiyor!

Kötülük ~ Marifet

Kötü olmayı marifet zannedersen, Allah'dan daha kötü olabilecek yoktur bilesin. Fakat, O Zulmetmez!

Akıl ~ Kader ~ Kul

Akılların değişmesini imkansız gördüğü geleceği, muhakkak şöyle olacak diye zannettiği Mukadder'i, Kulunun Ümidi, Duası, Kalbi değiştirir.

İnanıyorsanız "üstün olan" sizsiniz!

Dünya'da bir tane Mümin kalmış olsa, o tek başına bir Millettir! Kayıp, kaybediş yoktur bize. Ayet "İnanıyorsanız üstün -gelecek- olan sizsiniz" değildir, yanlış meal bu, doğrusu: "..üstün olan sizsiniz.." şeklindedir! Arada çok fark var Uyan!

Mümin Yumuşak, fakat Ahmak olmayandır ~ Hakk'ın Hatrı !

Mümin Yumuşak, fakat Ahmak olmayandır. Kötü Zan'dan ölesiye sakınır ama Aklı Kalbine bağlı olduğu için Uyuyamaz. Son derece Sabırlı ve kusurları örtücüdür. Uygunsuz davranışlar Hatrında birikip son Haddine varınca, Hakk'ın Hatrını kırmak yerine de kim olursa olsun adamın kafasını kırar. Yanlış demedim Hakk'ın Hatrı, Hakk, "el Mümin" bunu yapar!.. Hakk İman bunu gerektirir, aksi halde o İman değil, Ahmaklıktır! Şeytanın Büyüsüdür!

Tasavvuf'da Hayal

"Hayal", Halk Mertebesinde Hayal'dir. Sonra "Tecelli" olduğu anlaşılır Hakk Ehline ki, Zati Tecelliye varmadan kişi Beka'ya ulaşamaz, ne de Fena'dan ve Halk Mertebesinden kurtulamaz. Döner durur.. Bu durumda Yükselme gerçekleşmeyip, "Zan" İlim Mertebesine ulaşınca Hayal (Suret) "Nur" zannedilir, Huzur Hali "Hakk olmak" zannedilir, Hakk'ın Sıfatlarını (görebilse Zatını) görmezden gelir, Mümin'i (!) görmezden gelir, Ruh Sır Vücud vb ise böylece hiç anlaşılmaz.. İtikad bozulmaz ise bu Kula Zannına göre muamele olunur. Aksi halde İddiası onu Resulün (as) yolundan-şeriatından Zahir veya Batın yönden mutlaka saptırır. Hakk'tan yana Zati bir Makama asla kavuşturulmaz. Vahdet'den Muhabbet nasibi Halk Mertebesinde yani "Hayal-Zan"da kalır.

Sosyetik Tasavvuf-ÇU Topluluk - Modern Cemaat

Mümin'e Zekasına göre değer biçen, daha kötüsü Cahil'dir. Bu Cahillik de öyle okumamışlık anlamında değil İnsanlık Cahilliği olan Kibir'dir! Feraset Allah Nuru'dur! Ne Zeka ile ne Okumak ile de ele geçmez! Kalp iledir Takva iledir Kulluk iledir! Zamanımızın sözüm ona modern sosyetik eğitimli tasavvuf-çu-ları, cemaatleri toplulukları! İnsanlık Cahili olmayın!

Tecelli ~ Hu

Fiillerinde Çocukların O'na bak, nasıl da Mutludur onlarla, nasıl da Saf, ve Haylaz! Ya da nasıl da Onlarla Yalnız, Onlarla Dertli! Şu sözlere de bak, nasıl da ölmüyoruz, nasıl da Diri! Yaşlandın diye nefsinden korkma, Allah'dan kork, Ölmeyeceksin. Ölmeyeceksin, Alem değiştirecek, Alemlerin Rabbine daha da yakınlaşacaksın. Ümitlenecek Amelimiz yok, yine Rahmetine sığınacağız. Haber verdi Peygamberimiz (sav), Kavuşmayı isteyenle Kavuşmayı Severmiş Rabbimiz.

Doğruluk ~ Mükemmel

"Doğruluk" başka "Mükemmel" başka! Kul'a "Doğruluk" Yaraşır! Dünya Mükemmel olmaz, Kul Mükemmel olamaz, yine Doğruluktan vazgeçmez de, Mükemmel onu bulur!

Güzellik

Yılan'da da Güzellik var Fare'de de.. Ama ormana gidip koyun koyuna yatmanın bi gereği yok.. Farz değil Sünnet değil! Sen Asıl Güzeli bul da O'nunla yat kalk! O'nu bul da asıl şaşılıktan kurtul !

Hu ~ Nazar ~ Tecelli

Bir gölgeden bile Nazarı olur.

Teklik ~ Fena ~ Beka ~ Vahdet - Muhabbet

Kamil Kul ne Cemalle kayıtlanır ne Celalle, her An bir Şen'dedir desem, bu dahi Haller ile kayıtlanmak olur onlar için. Beka'ya ermiyen için Fena Kayıttır, Teklik dahi Kayıttır, onlar Vahdet'de Beka'ya Ermiş İki olmuşlar, Mahabbeti bulmuş, Seven Sevilendirler!

Şeytani bakış

Şeytani bakışla, düşman çıkmayacak dost yoktur. Öyle de bir bakış var ki nanköre bak Rahman'ı gör.

Manevi Askerlik ~ Salat-ı Daim

Askerlik gurbette birkaç yılcık "Emir Kulu" olmak değil, Ezeli Ebedi Allah Kulu olmaktır! Namaz'ı beş vakitten, "Daim Salat"a çıkarmaktır! Nur'u, Nazar'ı, Şefaat'i Nefsinden, Cemaatinden Tarikatından gayrına da ulaştırmaktır! Hem Rahman hem Rahim, Batın, Zikir, Dua, Salavat, Mümin Kulun Kalbi olmaktır! Askerlik, Manevi Askerlik!

Şehitlik ~ Tasavvuf ~ Şehadet

Samimiyetle Şehadet'i Arzu edeni Allah Bilir.. ve Dilediği Şekilde onu Şehadet'e Eriştirir. Dilerse döşeğinde, dilerse sokakta veya Ölmeden Önce.. Dilediği Şekilde. Halk, Allah ve Kullarının işine Akıl erdiremez..

Birlik ~ Birlik Sırrı

Birlik Sırrı Kim'indir Bilenlerin Birliği, Ezeli Ebedi, Daimidir.. Şeytan'ın alevi gibi bir parlayıp sönüvermez; ne insanda melekte, ne devlette demokraside..

Nübüvvet ~ Velayet

Nübüvvet İlmi, Uymayı gerektirir ve Uymak Kemal için yeterli olur. Velayet ise Uymak'tan mada Talim ve Tahkik gerektirir.

Hacc 78: "Allah’a Sarılın"

Şah damarından Yakın olana "Sarılış", Sen'sin.

Küfür ~ La!

Kafir Hakk'ı yok sayabiliyor da, Sen Kafiri mi Yok sayamıycaksın.

Riyaset ~ Hoca Efendi !

Kuran, Yaşlı, evlenme ümidi kalmamış Kadınlara dahi "Örtünmeleri kendileri için daha hayırlıdır" derken, "Tesettür Furuattır" Lafı, hele ki "Peygamberi Rüyada gördüm, twitleri ikiye katlayın" Lafı.. Ezan'dan yahudiler, hristiyanlar incinmesin diye "Muhammeden Resulullah" kelimesini çıkartırken, Müslümanım diyenle Beddualaşma'yı -ki Mübahele Hristiyan ve Yahudilerle olmuştu- "Sünnet" saymak... Hoca Efendi kardeşim!.. daha hangi birini sayayım.. Papazın elini öpecek kadar mütevazi ol (!), ama Müslümanım diyenle Lanetleşmeye kalkış, hiç çekinme; Allah'ın duanı kabul ettiğine de inanabilecek misin!

Merhamet ~ Rahman Rahim - Adl

Çok Merhametli olunca, fark Gözetmeksizin içine bir Hüzün, Şefkat gelir.. Gerçekten fark gözetmiyorsan herkese!.. Ama Allah, aynı zamanda Adil'dir, bunun yansımaları da olacak yaşamda!.. Kime Merhamet edeceğini bilemiyorsun ama, bunu bil!

Küfür ~ Cehennem ~ Oyun - Kurgu

Şimdi Hissetmiyorsun ya, "Cehennem", "Hesap", ondan "Oyun", "Kurgu" gibi gelir sana.

Velvele - DüşmanCILIK ~ Nefs

Ortalığı velveleye vermek ve DüşmanCILIK, Rezil, Çirkin Huylardır.

Dürüstlük ~ Mertlik

Kendine Dürüst olsan yeter.

"Oyun"

Ne acayip, Sen yapınca "yanlışlık oldu, bilerek yapmadım; niyetim..", başkası yapınca "Oyun".. Yalan'ın, Haram'ın azı da çoktur..

Emir Kulu ~ Allah Kulu

Emr edileni muhakeme etmeden yerine getiren kimse, hele ki İnsan hayatı söz konusu ise, başına gelene de aynı öyle şikayetsiz katlanacak demektir. Muhakemesiz "LAF" da böyle..

Fena ~ Tenzih

Fena'dan bahseden Erkek, Rabbinden Kadınlığı Tenzih eder de Erkekliği O'na yakın sayar. Halbuki ne Rabbi Kadın veya Erkek'tir ne kendi! Lakin kişi Hakiki Fena'ya erip de Sırf Ruh kalmadan Tenzihin Hakikisini ona gel de anlat! Kaldı ki kadınlık erkeklik Teşbih konusu da değil, O'nun Celalinden Cemalinden Kendi Kendine ait İlminden Tecellileridir; Sen henüz Erkeklikten geçememişsin bu varlıkla ne Fenası ne Tenzihi ne Şirki ne Küfrü!

Tasavvuf ~ Kuran ~ Muhabbet

İbrahim'den (as) oğlunu kurban etmesini değil, Muhabbet'i istedi. Eğer maksat Muhabbet olmasaydı, kanın akıtılması gerekirdi. Sen ise Muhabbet'i boş bulduğundan olsa gerek, kendini meşgul edecek, yapacak iş arıyorsun. Acaba hangi iştir ki o, Allah Nezdinde Muhabbet'den daha değerli olsun. "La ilahe illallah" kelimesi nasıl söylenir ki de Teraziyi doldurur! Allah'ın Rızasını kazandıran Amellerin Özü Muhabet'den ibarettir, İslam Aşk Dinidir. Gaflet'e bak, Allah İbrahim'den evladını Kurban ister de Müslüman'ım diyen, Kuran da Kuran diyen Gafil, Aşkı aşırılık sayar, Tasavvuf'u kabul etmez!

Min Ruhi

Ruh'un su ekmek hava toprak ile hiçbir alakası yoktur; Allah'tandır (Min Ruhi) , dahi O'nun Emri olmaksızın, bunlarla Hayat bulmadığı gibi bunlarsız da Ölmez ; Lakin Tabiat olan Nefs, Ses'in Kulağı, Suret'in Gözü Meşgul etmesi gibi O'nu meşgul eder, perdeleyebilir (Gaflet). Gözü açık olanlara ne Mutlu!

Fakr

O'na Muhtaçlık sonu gelmeyen en güzel şeydir.

Allah'ın Dilemesi ~ Allah'ın Rızası

Dilemediği şey, olmaz ; Razı olmadığını yaptıranlara Acıması olmaz!

Kul

Firavun'u Mısıra Sultan yapmış, Musa'yı (as) elinde büyütmüştür. İkisinden de Kendisine dönmelerini ister.

Hu

Allah bunca Kafir'i Şeytan'ı Zalim'i barındırıyor, Sen Tertemiz Ruhunda Gepgeniş Kalbinde Vesveseye Tahammül etmeyecek misin.

Tecelli ~ Suret

Çocukluk'ta O'nu Tonton Dede, Bulut ve benzeri Hayal etmek, Çocukluk Vakti Tecellilerindendir.

Takva Nedir ~ Edep - Tasavvuf

Kamil Kulun Korkusu Nefis'den değil, Edep'tendir. Yani o, "Gereğince" Korkar (Takva) ; Endişe etmez. Nefsinden ve şeytan'dan gelen Vesvese'ye, Vehm'e aldırış etmez.

Tabiat - Nefs

Köpeğin havlaması, ısırması, Kedinin tırmalaması hiç anormal şeyler değildir. Çünkü onlar Doğal olarak Tabiatlarına Nefislerine Mahkumdurlar. Ne Sorumlu tutulurlar ne İmtihan'a tabidirler.

Akıl

Hayvanlar, mesela Arı ve Örümcek, Petek yapmayı, Ağ örmeyi kendi başlarına Akıllarıyla Fikrederek, veya türdaşlarından bazılarının Talimiyle Öğrenmezler; Yeteneklerini bir süreç içinde kazanmazlar, öyle Hazır Yetkin halde doğarlar.. Yaşam Akıllar sayesinde değildir.. Adem'in (as) durumu da böyle idi.. Sana da Süt Emme'yi Annen Öğretmedi veya sen Akletmedin. Şimdi o halde, bizdeki bu "Akıl" nedir ?.. Bu soru ve cevabı da şüphesiz ki diğer her soru ve cevabı gibi, İlahi olmaIı!

Ey Güzel

Ey Güzel, bilmedin mi ki Güzelliği başa beladır.

Sevgilinin Hüviyeti

Hiç mümkün mü Aşığın gözünde Sevgilinin Hüviyetine herhangi bir şey perde olabilsin. O göze perde, yine O'dur O.

Suret ~ O

Geceleyin odanda sevgilinin Hayali, Sureti, zuhur etse, Şüphe ederdin O değil, Hayali, Sureti diye.

Allah'ın Celali

"Celal" sahibidir ve bunu kabullenebilen çok azdır.. O'nun Nazını Kamil Kulundan başkası çekmez. Bu yüzden sevdiği çoktur, sevebileni azdır. Hani "Melek gibi" denir.. Hiç değil.. Yaşlı Aksiliği de değil.. Ali'yi görebildiysen, Ali gibidir Ali.

Kâlû Belâ

Kâlû Belâ'yı hiçbirimizin unutmadığını, hatırladığımızda anlayacağız.

Ahiret Sabahı

Allah'ın Unutturması yaşanmışı hiç yaşanmamış kılar. Ahiret Sabahı Mazlumların Unutması böyledir.. Zalimlere ise o Sabah aksine çok şiddetli bir Uyanma, çok şiddetli bir Hatırlama vardır!

Zalim - Zulüm - Kötülük ~ Şirk

Kötüleri zikredip varlık verme, ellerinde bir şey yok, zulümleri de kendi aleyhlerine! ; büyütme onları, Şirk koşmuş olursun.. Allah'dan daha Can Yakıcı olan yoktur! Fakat O Güzel'in Nazı Hakk, Tuzağı dahi Hayırlı!

İmtihan ~ Kötü Fiiller - Sıfatlar ~ Nefs ~ Allah'ın Tuzağı

Hased Ehli değilsen, Hırsızlar olmaksızın Allah'ın kimsenin malını çaldığını göremezsin; yani Kötü Fiili-Zulmü, Allah'a Nispet edemezsin. Fakat O, Hırsızın-Zalim'in kötü fiilinden seni her zaman Korumayabilir; ve bu zarar göreceğin durumu da Allah'a Nispet edemezsin: Çünkü manevi maddi bütün Mal Mülk nihayette hepsi Allah'ındır. Anlarsan, her türlü Zulüm Allah'adır.. ki bu Yüksek Anlayışa ulaşamasan da, Allah senin Nefsine her şeye katlanabileceğin Kendinden bir Sabrı ve Hırs ız olmadan önce o suçu işleyenin Nefsine de Muhakkak ki İyi İlhamı ve Sakınmayı vermiştir. Öyle ki, Kötülük gördüğün için, Zulüm gördüğün halde, asla Kötülük etmeye, Zalim olmaya için el vermez.. Bak ki Zulüm görmek, seni Zalim olmaktan Korur.. Acz'e düşmen, Sen'i bütün kötülüklerin kaynağı olan Kibir'den Korur.. Hırs'a, Ben-liğe kapılıp Haklılık Hesabı gütsen de, bu Dava'nın Lehine sonuçlanacağı Garanti değildir.. Kötülük'den ise Payına Mutlaka bir şeyl

Vahdet-i Vücud Nedir ~ Vahdet

Allah'tan başka Sığınak olmadığını anlamış olan, Allah'tan başka bir Varlık olmadığını, yani Şirk'in Hakikat'de mümkün olamayacağını da gayet net anlamıştır. Vahdet-i Vücud'u da, Vahdet'i de anlamıştır. Bundan başkası çiğlik, lüzumsuz iddia, cahilane tenzih.

Dua

Allah'ım Sen'de takdir etmiş olduğun varlığımın iliştiği her şeye Huzurunu, Korumanı, Feyzini yay.

Şekur İsmi

Allah "Şekur"dur, şükrün karşılığını verendir; Sen nasıl İnsanlara Teşekkür edici olmaz Şükran duymazsın. Allah Sabredendir, Şefkatlidir; Sen nasıl Sabretmez ve Şefkatli olmazsın.

Her şeye Kadir ~ Muhabbet

Her şeye Kadir bir İlah olduğunu dünya gözüyle göremeyen, başka hiçbir şekilde görüp kabul edemez. Zira Kudreti Mutlak, sonsuzdur, nihayeti yoktur ki, başka nasıl görecektik. Ne zaman anlayacaksın bu dünya O'nun için değil, Bizi istediği için.

Zekat Hesaplama ~ Şeriat - Hakikat

Zekat hesabından (Şeriat) önce, şu Ayet'i (Hakikat) iyice düşünmeli: Sevdiğinizden vermedikce İyiliğe, gerçek hayra erişemezsiniz. Allah her ne harcarsanız bilir. Ali İmran 92

Cömertlik

Allah senin ne kadar malın mülkün paran var sormaz, Seni sorar, Cömertliğini sorar.

Allah'ın Görülmesi

Görünme sadece Maddi değildir. Mesela Hayal, bir Fikrin doğması, bir Kelimenin Anlamını bulman da Görme'dir. İşte O'nun görünmesi, ne sadece maddi ne de sadece manevi değil, bu bütün Görünmelerin Özüdür.

Tenzih ~ Fena - Beka ~ Fani - Baki

Fani olan Baki olandan kendini nasıl nereye kadar Tenzih edebilir!

İnsan ~ Kamil İnsan

Allah'ı birkaç Eser, birkaç İsim, bir Yönden seven bağlanan insan, Allah'ı Tanımış olmaz. Marifetullah ve Kamil İnsan O dur ki, bütün Eser ve İsimlerine açılarak O'na bir yönden değil Zatında Tanış olur. Öyle değil mi ya, çocuk babasını ancak Çocuk ve Babası olması yönünden bilir tanır, O'nun İnsanlığını kendisi gelişip serpilmeden bilemez, tanıyamaz.

"Allah'ın Varlığı"

"Allah'ın Varlığı" dediğinde artık Eseri Tecellisi, Sıfatı Zatı ayrı Zikrolunmaz. Bunu anladığında, Güzel, Üstün bir Menzile, Tertemiz bir Müşahedeye eriştin demektir.

Kafirler

Allah kafirleri arkalarından tekmeleyerek Cehenneme atmıyor; onların zulümleri kendi nefislerine!

Şefkat ~ Merhamet

Kafirin ölüsüne dahi Şefkat Merhamet esas iken, İnsan'ın dirisine, hele ki Kardeşine, Merhametsiz Şefkatsiz olma.

Kulluk ~ Nihayet

"Merhametimi, Sabrımı, Duygularımı, Aklımı kaybettiğimde dahi Müslümanlıktan vazgeçmedim, Sana Teslimiyeti bırakmadım", diyebilecek kadar Mümin ol! Nihayet ne Sen ne Senliğin ne de Emanet, Hakikatte Sana ait değil, bilecek misin?

Şekspir ~ Shakespeare ~ Şeyh Pir

Şekspirin asıl isminin Şeyh Pir olduğunu ilk defa Safer Efendi hazretlerinin bir sohbet kaydında duymuştum kendi dilinden; ne kadar da hoşuma gitmişti.. Şimdi ise sen bunu komik ve aşağı buluyorsun.. ne kadar da bilmişsin sen.. kafirlerin hoşuna gitmeyen şey senin hoşuna gitmiyor.. ne kadar da müslümansın ve bilmişsin dostum, bi bilsen.. Ey iman edenler. Bir grup diğer bir grup ile alay etmesin! Onlar (alay ettikleri), kendilerinden daha hayırlı olabilirler! Kadınlar da kadınlarla (alay etmesinler)! Olabilir ki onlar kendilerinden daha hayırlıdır! Nefslerinizi (birbirinizi) ayıplamayın ve birbirinize (kötü) lakaplar takmayın! İmandan sonra fusuk (inancın bozulması) ne kötü bir isimlenmedir! Kim tövbe etmediyse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir! { Hucurat 11 }

Velilik - Velayet - Tasavvuf

Gör ki hepsi, Allah'ın Velayeti.

Sıfat ~ Tecelli

Sana her şeyi olduğu gibi biliyormuşsun gibi gelebilir. Halbuki Sıfat başka Tecelli başka.

İhlas

Sana yapay gelen yapmacık görünen, tam tersine İhlas olabilir.

İhlas

İhlasla verilen 1 lira yüzlerce liradan değerlidir. Her İbadetin Hayrın ve Halin de başı sonu anahtarı İhlastır.

Yabani Olma

Herhangi bir insanlarla arkadaş olmamak olamamak uygun ve hoş değildir. Hazreti Peygamber (sav) öyle idi.

Gaflet - İbadet ~ Kamil Kul

Oruçlunun uykusu ibadet ise Kamil Kulun hiçbir şekilde gafleti düşünülemez. Onun bayramının güzelliğine bak sen.

Dünya'nın Yuvarlaklığı - Akıl

Güneş yuvarlak Ay yuvarlak.. ama üstünden düşmediğimize göre tepsi gibi düzdür diye düşündüler herhalde..; bu akl fikr ile Mevla elbette ki ne aranır ne bulunur.

Türkler nasıl Müslümanlaştı ! ~ Tasavvuf - Hakikat

Türkler nasıl şamanlaştı veya daha önce İnsan nasıl ırklara ayrıştı gibi sorular sormak Hakikat açısından daha samimi daha dürüstçe olacaktır. Tabi insanın derdi Hakikat ise.

El Vedud

Sevdiğinde, Seven O'dur, Sevildiğinde, Seven O'dur.

El Hayy ~ Es Sabr

Sabredilmeye değmez mi Hayat ? Sabredilmeye değmez mi Hayy !

Her şeyin Yaratıcısı

Her şeyin Yaratıcısıdır, neye İhtiyacın olabilir, neye Muhtaç olabilirsin, neyden Korkar, neyi Sevebilirsin, O'ndan gayrı!

Senin Kadrin

Kalbimin gündüzünü gecesini, Senin Kadrin aydınlatır.

Hu

Bizi yok iken var etmiş, her gün ölümün kardeşi uyku'dan diriltir, ve Kayyum olarak hayatımızı her an daim kılmaktayken, Hayret etmeyiz, şah damarlarımızdan Yakındır ama, Fiillerini O'na nispet etmeyiz. İsa'nın (as) ölü'yü dirltişine Mucize der, İman eder, Hayret ederiz, veya İsa'ya nispet edip, yine O'nu görmezden gelir, İnkar ederiz. Hoş İnsan olmasa, ne Peygamber var, ne Sen-Ben.. ne İnkar edilecek şey, ne Hayret edilecek şey !

Evrim ~ Tasavvuf

Deve'yi Kuzey Kutbuna yollasan, üçyüz milyon yıl gözlemlesen.. Kutup Ayısı olur mu ?.. Böyle "Deney" olmaz.. öyle Evrim deyip durmakla da "Yaratılış", "Evrim" olmaz!

Allah'ın Konuşması

Ağaç'tan da konuşur, Hayvan'dan da konuşur, İnsan'dan da!.. Lakin senin sözünle Ali'nin sözü arasında ne kadar fark var anlarsın di mi? Anlar mısın ? Fark edebilir misin ? Sen bu farkı gözetirsen ne ala, o zaman seninle odun da olsan anlaşırız. "Ve kendi ciltlerine (uzuvlarına): “Niçin bizim aleyhimize şahitlik ettiniz?” dediler. (Onlar da) dediler ki: “Bizi, herşeyi söyleten Allah söyletti.." { Fussilet 21 }

Seyri Sülûk ~ Tasavvuf

Zâti Vuslat Hallerden soyunmayı gerektirir. Halk içinde Hakk ile olmak dedikleri gibi Haller içinde olmak gerektir. Nasıl ki aşırı Tenzih Rabb'e Kavuşmağa muhakkak Perde olacağı gibi Aşk ve Muhabbet dahi Bidayet'te olan için Maşukuna Kavuşmağa Perde olabilir.. "bana bunu nasıl yaparsın anlayamıyorum" der gibi haller tavırlar içine girebilir.. Yani Sevgiliden Razı gelemeyebilir.. Sevgilisinin Güzel liğini, Kadri Kıymetini, O'na sonsuz İhtiyacını Muhtaçlığını daha tam anlamış tam kavrayabilmiş değildir.. Biraz Kahır gerek ki Sevgilinin herhangi Sevgili olmadığını, Baki olduğunu, Hakkal Yakin tam bir görsün.. Kıvam tamam olunca da, önce Perde olanlar şimdi türlü türlü ziynetler, elbiseler, hediyeler haline gelir, istediği hale girer çıkar hepsi onun için Sevgiliden bir Zevk olur, Naz biter, her şey onun için Muhabbet demektir.. Fena, Beka olur..

Allah'ın İlmi ~ Sıfatları ~ Tecellileri

İlmi ile Rahimiyetinden "Anne"yi, İlmi ile Rahmaniyetinden "Baba"yı İcad Tecelli eylemiş; Beni ile de "Sen"de, Zatıyla Tecelli eylemiş. O Zatında İyi, Güzel idi, Rahman Rahim böylelikle Sıfat eyledi. Dikkat et annesiz babasız sensiz de O idi O; Seni beni lütfetti Kendinden Kendine misafir eyledi.

Vechullah - Zat ~ Sünnetullah

Bu Menzilden dikkatle bakarsan, kadın Suretinin Kadın'a, erkek Suretinin Erkeğe Mutlak olmadığını ya da tanımadığın İnsanların, Çocukların hatta hayvanların, eşyaların, televizyondakilerin, seni bildiğini tanıdığını düşünür görürsün.. Halbuki, Vechullah'ın göz kırpışlarıdır.. Sakın gafil olup uçma, bu Menzil Sünnetullah'a ve Sünneti Resulullah'a varır.. Seni korumak -kimi kimden- için söylesem, bu nları hiç söylemezdim.. Her Menzilin varacağı yer, senin "Gelenek" zannettiğindir.. Resulullah'ın (as) Velayet'i nere vardı, o başka.. Eğer iş dediğimiz gibi Sünnetullah'a ve Sünneti Resulullah'a varmasaydı, Ayet "Ana Babana ve Bana.." şeklinde değil, "Ana Babana ve Rahman'a.." şeklinde gelirdi. Halbuki Vechullah Sıfat (vs) Mertebelerden değildir.. Sözümüzün başında verdiğimiz örnekleri azıcık tecrübe eden, dediğimiz Menzil nerelere varır anlayabilir.. İtiraz edense, neye neden itiraz ettiğini iyice düşünmelidir!

Teslim ol

Teslim ol da öyle bir "Allah Bilir" de ki ne soru kalsın ne cevap.

Sabır

Aşıklar Allah ile Sabırda sevişirler.

"ve nefahtü fîhi min rûhi" - Ruh ~ Vahdet

Ruh (Saf Kendin - Öz Zâtın), bedeni, duyuları, duyguları algılayabilir hissedebilirken, Kendini algılamaz, hissedemez; çünkü O, maddi ve manevi şeylerin en Latifidir, o'na "yok-varlık" demek uygun olur; öyle ki, hiçbir şeye benzemez: "ve nefahtü fîhi min rûhi"..

Akıl - Ruh ~ Felsefe - Sanat - Tasavvuf

Akıl Ruhun Gözüdür diyelim. Düşünce ve Fikir Akıl için Ressamın Eskiz yapması gibidir.. Görüneni (!) Resmetmeye çalışır.. Ve "Kişi" neyi Resmetmeye çalışıyor ? Ve nasıl, yani Tarz nedir ? ; bu önemli: Sürreal, Hiperrealist, Soyut vs.. Kişi deyip özelleştirmemiz Resmin Yetkinliğinin Gören ile Görünen arasındaki Özel ilişkiye sıkı sıkıya bağlı olduğundan ve Düşünce, Fikir bakımından Eskiz'den öteye geçemeyebileceği hakikatindendir.

Hu

Putlaştırma, Suretimi Düşünce Kalemi ile Resmedemezsin; Nakşım da Mutlaktır Benim.. Nasılımı sorma, Kaçma Benden; kurtul Benim Sen Kayıtlarından.. Yakınlaşıp soğuma, Uzaklaşıp ısınma Benden; ya da tersi.. Zıtlaşmak mı istersin; Zıtlığım Sensin Benim. Habibim, Halilim, Kulum..; Dünya, Ahiret; Şeriat, Marifet, Hakikat, Razı ol; Beni iste Benden..

Ateizm ~ Ahiret ~ İnanç ~ Tasavvuf

Sen "Ahiret yok, ölmüş yakınlarımla bir daha buluşamıycam, toprak oldular" diyorsun öyle mi ?.. Ne de Merhametsizsin! Sen şimdi "Hesap yok, Cennet yok, her şey tesadüf" diyorsun öyle mi ? Ne de hesapsız konuşuyorsun!

Halk

Halkın İkiliğini de bırak Birliğini de.. Ya Hakkı söyle, ya da var oyun oyna.. Sad 17'den 25'e oku..

Vahdet-i Vücud Nedir ~ Tasavvuf

Azrail'in (as) Suretinde neyi Müşahede edeceksin ?.. Allah'ın bir Meleğini/Mahlukunu mu ?.. Ölüm'ü mü ?.. Hayatı mı ?.. Allah'ın bir Meleğini Müşahede etmen zaten sana kalmamıştır, bu bir Maharet değildir.. Ölüm'ü Müşahede etmen, Ebedi Hayat'ı Müşahede etmenden eksiktir.. Hayat'ı Müşahede etmen ise, ondan daha eksiktir.. Bu lafların hepsi de olması gereken Müşahede'ye göre eksiktir.. Maharet de Marifet de sayılmaz.. Şimdi sen bu sözlerden bir şey anlamadıysan, zaten bu hayatt a hiçbir şeyi ne Müşahede etmiş ne de görmüş olmadın.. O halde ne Vahdeti Vücudu ne Tasavvuf'u diline dolama da, haddini bil.. Ve şunları da bil: "Ve burada, kim kör ise artık o ahirette de kördür" { İsra 72 }.. "baş gözleri kör olmaz. Lâkin sinelerdeki kalpler kör olur." { Hacc 46 }  17.Onların söylediklerine sabret, kulumuz Davud'u, o kuvvet sahibi zatı hatırla. O, hep Allah'a yönelirdi. 21.Sana davacıların haberi ulaştı mı? Mabedin

Allah'ın Lütfu

Allah'ın Lütfu çölde vahadır, geceyi gündüz yapar. Allah'ın Lütfuna İman et de, kötüye yoruşu, kötü düşünceyi, şeytanlığı bırak. Böylelikle sonuç ne olursa olsun, nasıl görünürse görünsün bir şey kaybetmemiş, hem kazanmış olursun. Allah'ın Lütfuna İman, Güven, Ümitsizlik hastalığının devasıdır, vesvese zehrine panzehirdir. Sonuç öyle ya da böyle, Allah'ın Lütfuna zararı yok!

Yenilenme - Yenilik ~ Tasavvuf

Kamil'in Kelamı Ezeli Kadim'dir, ne eskir ne yenilenir.

Adem'e Secde ~ Şirk ~ Kuran-CI-lar ~ Uydurulan Din - İndirilen Din

De ki: «Rahman´ın bir oğlu olsaydı, ben ona tapanların ilki olurdum. { Zuhruf 81 } Kuran-CI'ların hiçbiri normalde böyle bir örnek veremez ve bu örneği vereni de böyle bir şeyi söyleyeni de Şirk Ehli sayacakken nasıl Tasavvuf Ehli Şirk'te oluyor da kendileri Kuran'cı oluyor hayret! Adem'e (as) Secde'nin Allah'ın Emri olmasına hiç girmeyelim bile.

Hayal - Akıl - Yaratma ~ Allah'ın Nefsi

Allah’ın Hayal ettiğini gerçekleştirmede, yaratmada sınırı yoktur; fakat İlkelerine bağlı kalır “..Rahmeti nefsi üzerine yazdı-kendine farz kıldı..” (Enam 12) İnsan Nefsi ise ne Hayal ederken ne de yaparken, İlkeler sahibi olmak, bağlı kalmak ve Akletmek hoşuna gitmez. İnsan, Hayalini ve Aklını Nefsine Uydururken, Allah asla Nefsine Uymaz; Merhamet eder Affeder, Adildir Zulmetmez!

Zaman ~ Perdeler

Dün perdene Gün perdene kurban olayım Aziz Vechine.

Oruç

Oruç Nefsi neredeyse öldürür de Allah Merhamet eder İftar'a yetişir; Ölüm Allah'ın Emri (!) ama Aşk ile!

Oruç ~ İbadetler ~ Kulluk

Allah için olsun O'nun Adına az bir sıkıntıya düşmüş olsan da belki güzel bir yalvarış elde edersin, fazladan istemeye fazladan ihsanına lütfuna yüzün olur belki, azıcık Allah Yolunda bir Sıkıntın olmuş olsun en büyük bitmez Hazinendir, Merhamet Nazarına uğrarsın belki!

Yumuşaklık

Papazlar da gayet Sakindir lakin bu onların Kemaline delil sayılmaz.

Zikir

Gerçekten Rahatsız olan, Rahatsız olduğu şeyi değil, Rahatladığını Zikreder. Nefsini ya keser atarsın, ya da o senin Gönlünü keser atar.

Sen olmasaydın yaratmazdım..

"Dünya üzerinde ne varsa sizin için yaratan.." { Bakara 29 } Fakat aynı Hitap Peygambere gelince "Yok Onun için Yaratmış olamaz, çünkü bu Şirk olur" demek, nasıl bir Çelişki, nasıl bir Akıl-Gönül noksanlığıdır ?!

Kuran-CI-lar

Arada ne Peygamber ne bir Allah'ın Veli Kulu, ne de zamanda hiçbir Geçmiş-Gelenek olmaksızın -yani hiçbir "ÖRNEKLİK" olmaksızın- sadece Kuran okumakla oluyorsa, bütün Kurancılar Peygamber ve hatta Allah konumunda olmalılar! Aracılık diyerek Şirk saydıkları şeyi kaldırmaya çalışmakla aslında çok açıkça Kuran'da Emir buyurulan "Örneklik" Kavramını kaldırmaya çalışmakta, Kuran'ı yok saymaktalar; arada hiçbir Örnek yoksa, o halde herkes sadece Kuran okumak ile aynı Peygamber, ayn ı Kulluk Makamında olacak öyle mi! Değil ise zaten değiştirmeye çalıştığınız nedir! Kuran'ı Putlaştırırken, bir yandan Kuran'ın Emirlerinden "Örnekliği" yok saymak! Bunun ileri zamanlardaki sonuçlarını (Felsefeciler gibi herkes ayrı İDDİA binbir türlü İHTİLAF, herkes bunu Kuran söylüyor diyerek Allah'ın ELÇİSİ!) Tasavvufla bir derdin varsa bunu kendi nefsinle veya problemin olan kimselerle yani bu Ümmet ile Kardeşlerinle aranda hallet! Sen Peygambe

Kalpleri Ürperir..

Bir Sanat Eserinin karşısında ürperip dize gelip, Allah dedikte ondan başka ürpermiyor, secdeye gelmiyorsan; Öğüt verme alır değil!

Güneş'e Tapmak.. - Bilimsel Belgeseller

Güneş'e tapmıyorlar artık ama Belgesellerde görürsün güneş ve diğer gök cisimlerine nasıl da Övgüler düzüyorlar. Bu Bilimle hiç uyuşmayan bir şey olduğu halde: Yaratıcı Güneş, Koruyucu Jüpiter vs.. Halbuki Yaşamlarına sebep görebildikleri kadarıyla bile Övülmesi gereken bu Akılsız Sıfatsız Cisimler değil, açıkça hepsini kuşatan hespine galip olan bir Ölçü, Denge, Kudret, Hakim bir İrade, Beşeri olmıyan bir İlim söz konusu olan! Hani Gelişme! Daha Sıfat'ı görmeye bu kadar uzakken Zât'ı hiç hesaba katmamaları çok normal! Hala Cisimlere-Putlara Kulluk eder gibi böyle Övgüler sunmaları ne kadar zavallı bir İlkellik ne kadar büyük bir Ahmaklık! Kulluk bunlara elbette Haram olmuştur!

İnançsızlığından Şüphe etmeyen kimse..

İnançsızlığından Şüphe etmeyen kimse henüz Taş kafalıdır. İnananın ise inek, insan, soyut mitolojik varlıklar vb tanrılar dinler edinmemişse genelde kırılıcak taştan bir kafası veya kalbi, İddiası yoktur. Yobazlık dersen işte o taş kafalılık sadece inanana özgü değil!

Yokluğuna Varlığını tercih etti, Sana Seninle Tecelli etti..

Yokluğuna Varlığını tercih etti, Sana Seninle Tecelli etti; Aşık oldu Maşuk oldu, Muhabbet Biz'den doğdu. Sevgili Tek idi, Lütfetti çok oldu, Küfreden Zulmeden kendine kahretti; Yazıktır Aşkı Muhabbeti, kendi kendinde bitirdi.

Yobazlık

Yobazlık sadece Din-ci (?) lere mahsus sanıyorsun öyle mi?.. Dinsiz Yobaz, Laik Yobaz, Solcu Yobaz, Irkçı Yobaz, Partici Yobaz, İş-Meslek-Memur Yobazı, Patron Yobaz, Paracı Yobaz, Modern Yobaz, Zengin Yobaz, Uyuşturucu Yobazı, Sanatçı Yobaz, Genç Yobaz, Eğlenceci Yobaz, Çevre-Kanki Yobazı, Cinsel Yobaz, Mistik Yobaz, Bilimci Yobaz, Felsefeci Yobaz.. daha saymıyım.. Sen bi Din-ci Yobazın sırtına vurmuşsun bütün yükü ne güzel Dünya (?!).. Düşmancı Yobaz! Hani sormuşlar "Kim yaptı ?", "Şeytan yaptı memur bey" demiş.. eğlen bakalım arkadaşlar (!) içinde, iyi rüyalar.

"Tanrı Cüz'ileri bilmez veya bilemez".. ~ Felsefe ~ Tenzih ~ Nebevi Miras!

Allah Duyu organlarına sahip değil diye O'nu "Kör" diyerek Tenzih etmek ne kadar yanlış br Tenzih olur ise Felsefecilerin Bilgi bakımından "Tanrı Cüz'ileri bilmez" deyipTenzih etmeleri de o kadar yanlış bir Tenzih ve çıkarımdır. Kaldı ki Allah bizdeki gibi bir Göz'e sahip değilse de bizim Hayal'i Gözlerimiz açık veya kapalı iken Göz'süz (Salt Ruh olarak-Ruhumuzla) görmemizdeki gibi, Görme Sıfatı -ve diğer Sıfatları- da Münezzeh, Aşkın, Kuşatıcı ve Benzersizdir. O'ndan birer R uh (ve nefahtü fıhi min ruhi) olmamızdan ötürü O'nun Sıfatlarından ayrı varlıklar olarak düşünülemez olduğumuz kadar Aynısı olmadığımızdan ötürü de bu Sıfatlarda bir yaratılış- derecelenme-takdir üzereyiz; Zira Tanrı hakkında Aynı olma, Çok değil Tek, Farklı değil Benzersiz olmayı gerektirirdi. İşte bunlar, Beşeri Nispetteki Akılla Mutlak Aklın Birliği, bir Tenzih gerektirmeden Aşikar olması, Vuslat bulmasına misallerdir! Nebevi Mirastandır! Felsefeciler

Yakin

Ne kadar yakın bilsen de/ Gözünü kaparsan yürüyemezsin/ Çünkü sen kapadın/ Ancak O kapatırsa/ Evet işte o zaman/ Yürürsün/ Öyle bir Yakin'de/ Hem şu maddi gözleri kör yaratılmış kulları bir tefekkür et de/ Onların gözlerinden bir bakıver sen O'na

Hakikat-i Muhammediye ~ Kuran ~ Keşf

Allah Peygamber Efendimizi nasıl Babası İbrahim'in Duası ve Kardeşi İsa'nın Müjdesi yaptı ise şu Ayetlerde işaret ettiği Hakikatleri de ona öyle Kendi Özünde Keşfettirdi, Kendi Kendisinden haberdar kıldı; ve bizi de Onunla öylece Özümüzden haberdar kıldı ve bazımıza keşfettirdi! O zaman ki; Biz, nebîlerden onların misaklerini almıştık. Ve senden ve Hz. Nuh’tan ve Hz. İbrâhîm’den ve Hz. Musa’dan ve Meryemoğlu Hz. İsa’dan ve onlardan ağır bir misak aldık. { Ahzab 7 } Ve Allah, nebilerden, “Size kitap ve hikmet verdim. Sonra size, beraberinizde olanı tasdik eden bir Resûl geldiği zaman, O'na mutlaka îmân edeceksiniz ve O'na mutlaka yardım edeceksiniz” diye misak aldığı zaman, “İkrar ettiniz mi (kabul ettiniz mi?) ve bu ağır (ahdimi) üzerinize aldınız mı?” diye buyurdu. (Onlar da): “İkrar ettik (kabul ettik)” dediler. (Allahû Teâlâ): “Öyleyse şahit olun ve Ben sizinle beraber şahitlerdenim.” buyurdu. { Ali İmran 81 } Hani Rabbin Âdemoğullarının sulpl

Tanrı cüz'ileri bil-e-mez.. ~ Felsefe

Mutlak Aklın Keşfi ancak Mutlak Aklın sayesinde olabilir; o halde "Tanrı cüz'ileri bil-e-mez" gibi sözler ile, yani O'nu Tenzih etmek ile Daraltmanın bir anlamı yoktur.

Yoktan Yaratma ~ Felsefe ~ Mutlak Akıl ~ Batıl Dinler

"Şey"lerin kendileri mevcud değillerken hiçbir Sıfatları da zaten yoktur ki, Vücutlarını kendi kendileri oluşturmakta olsunlar.. Bu durumda bir şeyin meydana gelebilmesi için Tek bir Zât, Akıl, Kudret vb gibi Sıfatlarıyla Mutlak Var olması gereklidir.. Bu konuştuklarımız yok ise -ki bu olanaksızdır- yani Mutlak Akıl yok ise zaten ne öncesi ne sonrası hakkında konuşulacak iddia edilecek hiçbir şey kalmaz.. ya da aynı bütün Batıl Dinler-Felsefeler gibi, saçmala dur.

Sıfatların Tecellilerinde Halk mertebesi..

Sıfatların Tecellilerinde Halk mertebesinde takılıp kalan zavallıya "Zât" desen, o bundan Yokluk anlar, Mahrumiyet anlar; Uzaklık duyar. Zât Mertebesini ancak böyle kategorize ederek, ayrıca görebilir; Zevki oraya erişmez, ancak Halk ile zevk edebilir o.. Bir de bu durumunu marifet maharet gibi söyler durur, Halk'ı ikaz eder.

Su nedir ? ~ Bilim ~ Din

"Su nedir" diye sorduğunda Bilim Adamları "H2O" derler. Fakat ne Oksijen ne de Hidrojen "Su" değildir. Bilim gerçekleri arayanlar için tatmin edici olabilir.. lakin sadece o kadarcık arayanlar için.

Hayal ~ Tasavvuf ~ Esma ~ Kudret

Hayal etmeyi-kurmayı sen kolay sanırsın.. halbuki o da Kudret Sıfatının bir eseridir. Sadece bedendeki evrendeki güç kuvvet enerji değildir Kudret. İnsan bilmez ama, oturduğu yerden ayağa kalkmak uzaya gitmek gibidir.. Hayal etmek ise ondan da güç, Kudret'dir.. Allah'ı tanıma bahsinde incelikler lütuflar pek hoş pek çok, O'nun İsimlerinin hepsi en Güzeldir.

Ruh ~ Hayal

Hayal'e nasıl bakıyor, görüyorsun. Göz'le mi. Gözün kapalı olsa da, açık olsa da, görebilirsin Hayal'i. Ne ile bakıyoruz Hayal'e.. Ruh'un Gözü yok ama, Görendir işte.

"Camiye giden iki yüzlü, gitmeyen kafir"..

"Camiye giden iki yüzlü, gitmeyen kafir".. Bu söz, Allah'a Seferinde istisnasız her İnsan'ın tecrübe edeceği büyük bir İmtihanın eseridir.. Sonucunda Mükafat olarak şu iki Hakikat Zahir olur: "Allah bilir siz bilmezsiniz"... "Bilenlerle bilmeyenler bir olmaz"... Anlamazsa, bu yaşamdan hiçbir şey anlamamıştır o zaten.

Hakikat'te..

Hakikatte İstisnasız her insan için, yalnız O Var'dır.

Düşünme ~ Nefs ~ Felsefe

İnsan'ın Düşünmesi, Cehaletini gösterir.. Kabul edememesi, "Nefsini Bilmek" istememesi ise, Düşüncesizliğini.

"Ol" emri

"Ol" emri bazı kulaklara hoşlukla, "Olmaz" diye de duyulur.

Gayb ~ Kuran ~ Tasavvuf

İşte bu, gayb haberlerindendir ki sana vahyediyoruz. Yoksa onlar tuzak kurarak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin. { Yusuf 102 } Gayb konusunda aç olanın, Ayetlerin hepsinin -aslında her şeyin- Gayb oluşundan pek haberi olmaz. Gayb'ın Gaybı O'dur, Açan da O'dur; Bilinenin Bilineni O'dur, Bildiren de O'dur.

Aristoteles ~ Felsefe - Tasavvuf

Modern Batı Bilimi ve Felsefesi Aristoteles'deki Feyz sayesinde bugüne gelmişken, Aristoteles'deki İlahi Edep ve Tenzih'e ne Bilim Adamları ne de Felsefeciler kesinlikle ulaşamamışlardır. Aristoteles'in Platon'un görüşlerini reddetmesi dahi Tanrı'ya karşı Gayretinden ve aşırı Tenzih'inden kaynaklanır. Çünkü İdealar'da (Platon belki öyle kastetmemiş olsa bile) o, İlk Hareket Ettiricilik Sıfatını verdiği Tanrı'ya (Tek İlah'a) karşı gizli bir Şirk bulunduğunu sezmiş, aldığı bu g izli Şirk kokusu (Teselsül vb) sebebiyle Töz'leri Madde'lerine bağlı olmak kaydı dışında (görülür alemin haricinde) reddetmiş ve Alem'i de Töz'ler ile birlikte ancak Tanrı'ya bağlı görmesi sebebiyle Ezeli saymıştır. (Onun Yunan Tanrılarını gerçekten kabul ettiğini zannetmek onun hakkında şu bahsettiklerimiz noktasında çok çocuksu kalmaktadır) Nübüvvet Bilgisinden mahrum olmasına karşın yani (Ayan-ı Sabite, Tenzih-Teşbih dengesi vb) Tasavvufi

Ölümdeki Tad

Yemez İçmezsen Ölürsün. 'Hayat ne Kötü !'; 'Zor; Her şey Zorla !'.. diye düşünebilirsin. Ya bu dildeki, "Zor"daki Tad, Lezzet, Oruçtaki Sarhoşluk, Ölümdeki Tad nedir.

Oruç ~ Hakikat

Dünya zamanından herhangi bir Vakit Akıllı İnsanın Orucunu bozamaz.

Oruç ~ Şeriat

Dedikodu, Alay, Laf gibi eğlencelere dalmış, Şeytanın Pisliğiyle Beslenmeye alışmış İnsan'ın Allah'a dönmesi zordur. İsterse Müslümanım desin. Bunlar onun için artık Su gibi Yemek gibi olmuştur. Tevbe edemez. İşte bu Hakikatler sebebiyle Tevbe edenler için "Oruç", "Farz" kılınmıştır. Başka türlü Kurtulamaz çünkü İnsan Akibet'den. Yoksa "Diyet" olur onun Ameli; yine battığı pisliğe geri döner ! Allah'ın Emirleri, Yasaklarıdır "Şeriat" ! Sen ne sandın ?

Niçin Yaratıldın ~ Kıyas

Sen bir Yücelik halinde olsaydın, mutlak bir Rahmet içinde olsaydın, yani Merhamet'e gerek olmıyan, Merhamet'e ihtiyacının olmadığı bir halde de olsaydın, Merhamet'in kendisi güzel olduğundan yine onu ister, yine onu özlerdin. İşte tüm Yaratılış, senin yaratılışın, sana ihtiyaç olmasa da, sen olmasan da, Güzel olduğu için, Tercih edilmiştir. Yani Allah Güzel olduğu için, seni de öyle istemiş, yokluğunu varlığına tercih etmiştir; ihtiyaç olduğu için değil. Allah Güzeldi, şimdi ise daha Güzel değildir; Güzel, senin için daha Güzel oldu. İşte gerçek İlim sahibi için İlim de böyledir; onun için bir İsmin diğer bir İsme üstünlüğünü zikretmek, bu açıdan doğru olmaz. O'nun bütün İsimleri Güzeldir. Bir muhtaçlık, bir kıyas olmaksızın, O Güzel olduğu için, O Güzel'e muhtaç olduğu için. O'nun Güzelliğini bildiği için. Çirkinliğin bu anlamda söz konusu olmadığını idrak ettiği için.

Oruç

Nafile Oruç sana, Kulluğunu hatırlatır. Hayvan gibi olan havlamayı, hırlaşmayı sevmiş insanları unutturur. Özünü yaşatır sana. İnsanlara göre, dünyaya göre tasmasını boynundan atar; her şey ile bağlantının ancak Allah olduğu tacını giydirir başına. Ali'nin, Hasan Hüseyin'in makamlarını görürsün. Oruç da öyle değil mi ? Dışarıdan bakılınca kendini aç bırakmak, kendine zulmetmek görünür. Ama Allah onda neler neler gizlemiş miğde açlığından başka. Fakat Allah pis şeyi emretmemiş hiç; istisna; dışı çirkin olup içinde bir güzellik de bulunsa.

Kayd ~ Tasavvuf

Hakikat'de Küfrün ol-amayacağını ve de Var-lık bulamayacağını bildiğimiz ve sözümüzün Allah'tan korkmayana zaten fayda vermeyeceğini bildiğimiz için ne Celal ile ne Cemal ile kayıtlanacak bir Yüzümüz yok. Kafirlere karşı Güleryüz Tatlı dil Kaydı, Sıfatların Tecellilerinde Halk ile Kayıtlananlar içindir!

Zât - Sıfat ~ Bir - Tek

Bir olmak, senin vasfın, sıfatın olmaktan önce, Zâtındır. Ve bu Zâti olup Birleşimden görülmeyen Tek anlamındaki Bir Sırrı, Nefsin-de değil, Öz Sen olan Ruh'tadır. Seni Kendi Ruhuna nispet ettiğine ve Zâtında Tek-Bir oluşu da bir birleşimden (mesela İsimler) olmadığına göre anla ki, Sırrın O'ndan ayrı olmadığı gibi, asla ne maddi ne manevi çokluktan toplanan ve ayrı iken birleşen bir şey de değildir. Tabi bu söylenenler O İdrak ettirmeden Manası tam değerince anlaşılamaz. Ve Hakikat'e göre ise tabi ki sadece Mana yahut Lafızdan ibaret anlaşılır.

Felsefe ~ Tasavvuf

Biz O'nu, Felsefeciler gibi sadece Düşünüp İnceleyenler değiliz, O'nunla ve Muhabbeti ve Sevgisiyle Övünenleriz.

Evrim

Musa'nın (as) Tahta'dan Asa'sı Yılan'a dönüştü, lakin Evrimcilere sorsan ne Mucize'ye inanırlar ne Allah'a ve Her şeye Kadir olan Kudretine. Bu dediklerimizle Evrimi doğruladığımız olumladığımız zannedilmesin tam aksine Allah Dilediğini Dilediği gibi ve bir Hikmetle yapar diyoruz; Adem'i ister Ana karnında 9 ay'da meydana getirir, isterse İsa (as) 'ın kuş heykeli yapıp ona üflediğinde canlandırması gibi, bir anda meydana getirir ki Kuran Adem (as) 'ın öyle yaratıldığını İsa'dan getirdiği bu misalle de apaçık gösteriyor Evrim Yobazı olmayıp gerçekleri görmek isteyene.

Evrim

Kozaya giren Tırtıl zaten Kelebekti.. Felsefecilerin İnsan'ı Hayvan'dan ayrıştıran özellik olarak saydıkları "Gülme", Kaba anlamlardan ve mesela gıdıklamadan olan Doğal Gülme değil, çok çok İnce Manalara ulaşabilmeden doğan Gülme'dir.. Tebessüm.. "Hayret" de böyledir.. Evrim Fikri-Teori'si bu Ayrımın Hakikatini yanlışlamak bir yana gölgeleyemez bile..; Evrim'in kendisi zaten Hakikatte zayıf bir Fikir, ve Aldanmadan ibarettir. Şöyle ki: Önceliği Sabit olmaksızın hiçbir şey sal t sonradan ortaya çıkmaz; Potansiyel zannedilen gerçekleşmediği halde de şeyin Hakikati (veya Potansiyeli de) ne ise o yine o amaçlanandan ibarettir. Yani, kozaya giren Tırtıl zaten Kelebektir.. Bu söylenenlerde İnsan'a ait başka çok İnce ve Derin Sırlar da saklı lakin ne yazık ki ey kardeşim, Tasavvuf ile gökleri aşacağın Yer'de, seni Evrim ile aldatmışlar, Hayvan'dan aşağı düşürmüş, fikirlerden örülme küçücük daracık bir kafese kapamışlar; elden ne

Tasavvuf ~ Şekil İbadeti ~ Zahir - Batın

"Gönülden boyun eğerek Allah için namaza kalkın." Bakara 238 Kim Allah'a gerçekten secde ederse, ebediyen başını secdeden kaldıramaz. { Muhyiddin İbn Arabi (ks) } "Ebû Hureyre diyor ki; dostum Hz. Muhammed, benim namazımı horoz gagalar gibi çabuk kılmamı, tilkinin bakındığı gibi namazda, sağa-sola bakınmamı ve maymun oturuşu gibi oturmamı yasakladı." Tayalisî, Ahmed "Hz. Peygamber yine şöyle buyuryor: "Hırsızların en kötüsü , namazından çalan kimsedir. Ashab dediler ki; Yâ Resûlallah! Bir , insan namazından nasıl çalar?" Buyurdu ki;: Rüku' ve secdelerini, tam yapmayarak." Ibn Ebî Şeybe 1/89/2 "Hz. Peygamber (S.A.V.) namaz kılarken, göz ucuyla, rüku' ve secdede belini doğrulmayan birini gördü. Namazı bitirdikten sonra şöyle buyurdu: Ey cemaat! Rüku' ve secdesinde belini doğrultmayan kimsenin namazında hayır yoktur.' " Ibn Ebî Şeybe 1/89/2 "Başka bir hadis-i şerifte şöyle buyurdu: Rukü&

İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir zaman geçmedi mi..

İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir zaman geçmedi mi? { Dehr 1 } “Dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin, cennette yerleşin.." { Bakara 35} Ve andolsun ki Âdem (a.s)’e ahd verdik, fakat o unuttu. Ve onu, azîmli bulmadık. { Taha 115 } "..ikisinin (ayağını) oradan kaydırdı. Böylece ikisini de içinde oldukları şeyden çıkardı. Ve: “Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için bir zamana kadar yeryüzünde oturma ve faydalanma vardır.” dedik. { Bakara 36 } Sizi Biz, değersiz bir sudan yaratmadık mı? { Mürselat 20 } Öyleyse akıttığınız meni nedir, gördünüz mü (ne olduğunu idrak ettiniz mi) ? Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan Biz miyiz? { Vakıa 58-59 } "O ki, sizi çamurdan yaratan sonra ölüm zamanını takdir edendir. Sonra da siz, şüphe ediyorsunuz. { Enam 2 } Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini ald

O

Emellerin amaçların hepsi tükenir.. O kalır..

İnsan - Hayvan - Küfür ~ Öz ~ Bütün İşler Allah'a dönmüyor mu..

Deniz'den Gök'ten felaketler geliyor diye onları Kötülükle, Küfürle Kayıtlıyor muyuz.. Hele ki Kendi Suretinde Yarattığı, O'ndan bir Ruh olan "İnsan"ın Zâti Halifeliğini, Hayvanlıkla, Küfürle, Kötü Sıfatları, İşleriyle nasıl Kayıtlayabilirsin! Sen böyle yapmakla ancak Kafirler gibi O'nun Kendinden Kendine Yolunu, Seyrini Kayıtlarsın! Ancak kendi kendini Kayıtlarsın! "Bütün İşler Allah'a dönmüyor mu?"; o halde işlerin Özüne erip Özünde kal da, Kayıtlama!

Şeriat

O hal üzere ölmediği müddetçe bir İnsanın yolu eğri kendi eğri olsa da Allah'ın Koruması ondan kalkmaz; Allah Halim'dir, Rahman'dır, engin Merhamet sahibidir. Onlar O'nun Hidayetini asla saptıramaz. Yolu eğri kendi eğrilere karşı ister Rahman ol, ister Sabır, istersen de Uzak ol, ne yaparsan Allah'tan. Bırak dışarıda Şeriat'ın olmasını olmamasını, Hz Peygamber (sav) zamanında dahi (ki o her şeyden haberdardır) Kafiri Müşriği Münafığı eksik olmadı, sen kimsin ne yapacaksın? Al i, Hasan Hüseyn (ra) hiç mi gönlüne düşmedi senin.. İnsanı koruyan dıştaki değil içteki, Kalpteki Şeriattır, bunu bilemedin, anlayamadın mı daha ki Dilin Tasavvuf'a uzuyor! Allah Rızası diyorsun, boyunu boynunu uzat sen! Millete dışta Şeytandan veryansın edeceğine, içte Kurdun mu ki Sen O Şeriatı kendinden kendine haber ver ! Kursan belli olurdu Zahirinden (!) ; Dilinden Emelinden Meşguliyetinden, Hâlinden!

Kulluk

Meryem Annemizi, İsa Efendimizi, Musa'yı ve Ali'yi (as) düşün.. Ve Yahudileri, Hristiyanları.. Şia'yı düşün.. Beşeri hesap ile bi düşün fayda zarar hesabı yap.. İnsanlığa ne kadar fayda hayır dokunmuş, filan.. Bu Kulluk denen şeyi beşeri hesapla güdülen fayda zarara göre, böyle anlaşılacak, bu hesaba göre olan bir şey mi zannediyorsun ! Allah'ın, Kullarına verdiği değer neye göre iyice bi düşün !

Felsefe ~ Akıl ~ Kulluk

Fikir olmadan Aklın Varlığının Bilgisine ulaşamazdın. Fakat Akıl yoktur iş sadece Fikir'den ibarettir dersen bu herhangi bir Bütün ancak parçalardan oluşur demek gibi olur ki hiçbir madde parçacığı tesadüfen bir araya gelmez.. hatta Akl'a uygun değillerse birbirlerini yok olasıya iterler. İşte bu Aklın Varlığının Bilgisi için sana bir burhandır lakin yine Aklın Kendisi değildir; ve bu Akıl sana bana ait zannettiğin henüz Tasavvurundaki Akıl da değildir. Abdülehad Nuri (ks) Ha zretleri şöyle buyurmuş: Aklı aradım bende bulmadım Şübhe kılmadım sendedir ya Rab Kalbi yitirdim, arayı geldim Muttali oldum sendedir ya Rab Akıl için verdiğimiz Fikir örneği "Hareket" için de geçerlidir. Fikir Aklın soyut bir hareketi (kendisi değil) olduğu gibi Madde de O Aklın Sahibinin soyut hareketidir, Kendisi, Zâtı değil. Madde'yi Suret olarak görüyor ve hissediyorsun diye nasıl o aslında neredeyse yok küçük parçalardan enerji'ye, enerji'den soyut harekete,

Kulluk

"Acı" Hakk'ı İdrak noktasında çok güçlüdür, İkna ve Tatmin edicidir. Hayal mi değil mi, Gerçekliği algılamada çok yardımcıdır. Ama Acı, bir iğne batması acısı gibi ufak olursa aynı etkiyi vermez. Ya da nefesini çok uzun tutup bıraksan, Şükredici bir İnsan olmazsın. Öyle ya Neye Şükredeceksin, Şükrünü idrak edemeyen Boğazına mı Soluğuna mı.. veya rahatsızlansan, nefesine soluğuna lanet mi edeceksin; Hakk aslında geyet yakın ve anlaşılırdır. Aslında "Acı" değil Şiddet ve Ölçü ö nemli demek ki.. Ama Hayat gayet çok Tatlı ve Rahat iken neden Kıymetini İlahi boyutta İdrak edemiyoruz. Ölüm'den Korkmak Hayatın Kıymetini İdrak ettiğimizin bir delili sayılmasa gerek. "Hayat" da Hakk'ın duyduğumuz Acı'nın O'nun Azameti olması gibi, yine Hakk'ın bir Sıfat'ı.. Yani Hayat'a tapmakta bir sakınca yok.. O zaman Ölüm'den de bu kadar korktuğumuz halde biz neden Hayat'a Tapamıyoruz da sanki O Hayat başka şeylerin elindeymi

Kuran - Mecaz ~ Halife

Hani Rabbin Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da, “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir. { Araf 172 } “Sizi yeryüzünde halifeler kılan O'dur. Artık kim inkâr ederse, o zaman onun küfrü kendi aleyhinedir.” { Fatır 39 } Ve sizi yeryüzünün halifeleri yapan, size verdiği şeylerle sizi imtihan etmek için, bir kısmınızın derecelerini diğer bir kısmınızın üstüne yükselten O’dur. Muhakkak ki; senin Rabbin, cezası çabuk olandır. Ve muhakkak ki; O, mutlaka Gafur’dur (mağfiret edendir), Rahîm’dir. { Enam 165 } Kuran'ın Hakikatlerini Mecaz yapma, yoksa Dünya'yı Hakikatleriyle OKUyamazsın ve İlmin tam aksine daralır.

Kafir ~ Nefsini Bilmek

Kafirin Saflığı Hoşluğu kendini bilmemekten kaynaklanır; Kamil'in ise tam aksine bilmesinden.

Şirk - Aracılık ~ Tasavvuf - Muhabbet

Sevgi yönünde aracılık şirk değil, Allah Sevgisinin bir İzharı, Eseri, Kulluk Hakkının Gereği, Edebidir. Sen o büyüklerin Allah Katında senin üzerindeki Hakkını bilebilseydin -hele ki Peygamberin (as) adını anmayı Şirk saymak- onları aracı kılmak için can atar, onların İsmini Hürmetini Duanda anmayı unutmaktan bile utanç duyardın. "Nimet bahşettiklerinin Yoluna".. Sen ise bunun tam aksine bu Muhabbeti göremediğin yetmiyor Şirk-Küfür sayıp, onları papazlara putlara, Müslümanları kafirlere müşriklere benzetmektesin.. Ayıp! Utan! Sen Allah'a Kul olanlardan isen, bu gibi Sevgi Hallerini bliememen yaşıyamaman, başkalarının Şirk'i değil, senin bir Kulluk ayıbın, utancın, şüphe yok ki Kibrindir, başka değil.

Kibir ~ İman ~ Kemal

Kibirli olanları güçlüler zannetme, İnsan Zayıf yaratılmıştır, zavallıdır, acizdir. Bir an sonra öleceğini bilmediği gibi yarın güneşin doğacağını da, Bilimsel olarak filan, bilmez.. İdrakinde değildir, İnanmaktadır bunlara, Bilimsel bir delil filan olmaz Hakikat'e.. Aklen inanmaktadır, kalbine koyulmuş gizli İman'ın verdiği Eminlik üzeredir, Nefis Cehennemini bilmez.. O nankörü İnandıran, gizliden bu İmanı ona veren, BizZat Allah'tır, Allah'ın Lütfudur.. O ise dilinde Dolayl ı, Mecazi, Sembolik Putlar, Bilimsellik atıfları, dilde nankörlük, kalpte körlük.. Hakikat böylece ancak İslam'da iken, onun Dilinde İslam dinlerden herhangi bir tanesi.. Nefsini Dinler üstü zannederken Zavallı, Bilim, Edebiyat, Sanat dediği sayısız Putlar elinde tapınıp durmada, neyi neleri kurban etmede, bilse... Korumaktadır onu yine.. "Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır".. Kibirli olduğuna eğlendiğine bakma, Cehennem'de İman ile Allah'ın Lütfu, Din'i i

Aracılık - Şirk ~ Deizm ~ Tasavvuf

Önce sen Nefsini-Kendini aradan çıkarabilirsen (!), sonra Peygamber (sav) ve Allah Dostları Aracı mı, "İLETİ" mi (Allah affede ettiğimiz yakışıksız sözler için) anlayabilirsin belki.. "De ki: 'Eğer siz Allah'ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır, esirgeyendir".. Peygamberler olmasa Allah akıllarına gelmiycek adamlar bugün Deistlikten ve Şirk'ten dem vuruyorlar.. Allah Hidayet etsin ne diyelim..

Allah deyince

Allah deyince, akan sular duruyor mu, derya denizler okyanusa kavuşuyor mu.. yoksa, nimetleri azabını, nefsini, veya isim sıfatlarını, türlü türlü işler, derin derin düşüncelerde misin hala..

Madde - Mana ~ Hiçbir şeye benzemez..

Madde'nin Maddeliği neyden.. Mana'nın Manalığı neyden.. Hiçbir şeye benzemez el Hakk, Görmek Duymak neyden..

Felsefe ~ İmkan - Mümkün

Akıl ehli "İmkan"ı "Mümkün"ü tartışa dursun, gözünün önündeki en basit şey bile kendisi için imkansız ve başta en büyük Mucize kendisi iken.

Bir - Tek

Korkulu olana her şey korkulu gelir; Çılgın olana her şey çılgınca gelir.. Ancak Mutedil olup Kemal bulana her şey uygun gelir.. İsimleri çok olan Allah (cc) "Bir" ya O'ndan.. O'ndan bir Ruh olan İnsan, bir, Nefsinin Halleri çoktur ya, O'ndan..

Tasavvuf ~ İnsan ~ Ruh ~ Vahdet-i Vücud

Melek kabul edemedi, Cin yolu şaştı, Suretindesin Sen bile Hayret ettin, Ey Ruh!, "İnsan" diye en İnceden göründü.

Muhabbet - Münâcât

Şen'e bağlı olsun ya da olmasın "Allah'ım Sen yücesin, Allah'ım Sen bağışlayansın, Allah'ım Sen lütfedensin, Allah'ım Sen rahimsin, Allah'ım Sen kendini unutturmayansın" gibi Kalb Dilin daim Münâcât'da olsun Muhabbet'de kalasın.

Hızır Kıssası ~ Kader

Hızır kıssasındaki çocuk "Dua Kader'i değiştirir" (sav) Sırrınca yolu kendi nefsine bırakılsaydı Cehenneme varacakken, ana babasının Ahlakı, Dua'sı vesilesiyle Cennetlik olmuştur. Allah (cc) açığa çıkarmadığı şey ile Hüküm vermez.. Ve Allah'ın Lütfuna şaşırma!.. Dilediğini de yapandır, Zulüm etmez!.. "Bütün işler Allah'a dönmüyor mu?" Sırrına erenler için Kader vb konular Kalplerinde bir mesele haline gelmez ; onların kalplerinde büyütükleri (!) ancak ve ancak Hakk Teala'dır çünkü.

Tasavvuf ~ Sadaka

Sadaka verirken "Allah'ım Senin Rızan için veriyorum" demeyi unutmadığın gibi, sana o Sadakayı Kim veriyor onu da unutmuyorsun değil mi.

Madde - Mana ~ Zahir - Batın

Kamil İnsan İlahi olanı sadece Madde'ye bağlamadığı gibi sadece Mana'ya-Maneviyat'a, Gönül'e de bağlamaz. Çünkü O, göklerin ve yerin Nur'udur, hem Zahir hem Batın'dır.

Evrim

Uçan bir Kuşun Rüya'da kendini Yürürken görmesi ona normal gelir. Bir Meleğe göre de bu normal olurdu : "Ve o, (Cebrail) ufkun en yüksek yerinde (gözüktü). Sonra yaklaştı ve sarktı.".. Zira Melekler aramızda asli suretlerinde, Amellerimizi kaydederken, ve bizi korurken dahi Uçar gibidirler. Bir Sürüngen için ise Uçmak İmkansız görünür veya Tedirgin edici olurdu.. Lakin İnsan için, Rüya'da Uçtuğunu görmesi normal bir şey değildir. Kuşlardan İlham alıp Uçak yapmış olması da, Rü ya'da görmüş olması da hiç normal ve Bilimsel bir şey değildir. Diğer Mahluklar için Normal gelebilecek onca şeyler İnsan söz konusu olduğunda muhakkak İlahi'dir. Şimdi sen Bilimsel gözle Kuran'a bakıp bu İlahi oluşu bir Edebiyatmış gibi görüp Bilimsel zannettiğine bağlarsan, mesela, ya Meryem'e kabaca İftira edeceksin, Yahudiler gibi.. Yahut "bazı kadınların biyolojisi-fizyolojisi şöyledir böyledir filan" diye her şeye Bilimsel baktığın gibi bunu da öyle Mo

Bütün işler..

"Bütün işler Allah'a dönmüyor mu?", o halde ne sabrettiğine gam ye ne de bir şeyden üzül.

Üveysi ~ Melami ~ Kurbiyet ~ Sır

Madem her iş Ehlinden sorulur, Üveysiliği Üveysi olandan sor sen, Melamiliği Melami olandan sor sen.. Hakk Sohbet, Muhammed Ali'ye varmadan olmaz. Bu işte bir hoş gariplik var hep; Garip olunmadan Kurbiyet'e varılmaz, Sır O'dur ki, hem Zahir hem Batın, Bir Ömür'dür, Muhammed Ali'ye varmadan olmaz

"Sen'den Sana Sığınırım" ~ Müşahede ~ Vahdet-i Vücud - Şuhud ~ Sığınma

Baktığında gördüğünü değil de, O'nu hatırlasan... "Yarattıklarının şerrinden" nasıl Göreceksin O'nu, Görmede dahi Sığınmadan.. Bu Sır Vahdet-i Vücud'dur, zira Şuhud dahi Vücud'dur.. Yoksa nasıl olur "Sen'den Sana Sığınırım" deyip bakmadan..

Yüce ~ Zât-ı İlahi ~ Esma Hakikatleri

O, Yüce idi ; Yarattığı için Olmuş değildir.

Şamanlar ~ Hakikat ~ Uyuşturucu ~ İslam - Tasavvuf - Namaz

Şamanlar da Şamanlar.. Şu Uyuşturucu müptelası Şaman'ları ne kadar da çok zikrediyor, ne kadar da abartıyorsun.. Halbuki Bilsen kat kat fazlası Zevk ve Hakikat Uyuşturucusuz, Normal bir Sabahın Dört Rekatlık Namazına gizlenmiştir.

La İlahe İllallah

Hakk Adem'i yaratırken 'Ben bunu yaratıyorum ama bu benim tahtıma göz koymasın' gibi çekincesi yoktu. O'nun Nefsini kendi nefsinle karıştırma. Şimdi sen Gönül Tahtına kurulmak dilersen, İnsanlara bakıp da 'La İlahe İllallah'ı bu şekilde söylemeyesin.

Akıl ~ Gönül

Akıl yönüyle İtaat, Gönül yönünden Uymak vardır.

Ruh - Nefs ~ Vücud

Sıfatların Tecellileridir gidip gelir, Vucud değildir gidip gelen. Zihnindeki Hayalindeki Vücud'dur o, yani Vücud Tecellileridir gidip gelen. Sen O'ndan bir Ruh'sun, Ölüp Ölüp Dirilmezsin ya, Nefs'dir, Nefsindir Ölüp Dirilen.

Yakın

Düşüncelere dalıp uzaklara gitme ; Çok Yakın'dır.

İnsan neden "Eyler" ~ Huzur ~ İslam ~ Şe'n ~ Doğa ~ Halife

İnsan neden "Eyler" ?.. Mutluyken de sıkıntılıyken de, neden durmaz, neden kıpır kıpırdır, neden rahat durmaz ; Huzur başka.. Çünkü, Rabbi de, Yaratmakla, Eylemiştir ; "Şe'n" başka.. İnsan bu Eylemeyi, böylece, "Doğa"sından alır.. İlahi Yönünden değil..; yani Halifelik başka.. İnsan Huzur'da Durmadan, belki Mutlu olur, ama "Huzurlu" denmez ona.

Hayvan - İnsan ~ Avam - Halk ~ Kemal

Hayvanların İnsan olamıyışına üzülüyor musun ki, Avam'ın İnsan iken Kemal'e ermemesini ha iyi ha kötü Mesele ediniyorsun ? Bunu bir şekilde mesele yapman asıl senin Kemalindeki noksanlığındır.

Tenzih - Teşbih ~ İkilik

O, Kuluna Zatı ile Tecelli etmişse, Kul ne Tenzih edebilir ne Teşbih. Ne aynılık mülahazası kalır ne gayrılık. İkilikler kalkar.

Sen O'nu elbette ki kuşatamazsın.. ~ Vahdet-i Vücud ~ Tek ve Bir

Sen O'nu elbette ki kuşatamazsın. Ve O elbette ki Sen'i Bir ve Tek olarak kuşatmaktadır.

Hayvan Mertebesi ~ Kulluk

Hayvan'a ne bir açıklama yapılır ne de o bir açıklama bekler. Hayvan Mertebesi hakkıyla geçilmesi şart, pek yüksek bir Mertebedir. Hayvan olunmadan Kul olunmaz.

Beyin - Kalp ~ İhtiyaç

Senin Asıl İhtiyacın nedir bulmadan, beynin kalbin ebediyen yakanı bırakmayacaktır. Her İnsan için geçerlidir bu.

Tenzih

Rabbini Tenzihte Haddi aşan Kulun, bu Gafletle yeri, Ayrılıktan Uzaklıktan gayrı ne olabilir.

Suret - Sanat ~ Nur ~ Görü-n-en Görü-l-en

İnsanlar kendilerinin "Görü-n-ür-Görü-l-ür" olduğunu zannederler ya; Allah'ın Varlığının Tuzağı ne Hayırlıdır.. Halbuki, Zahir olan, alt Mertebeden Sanatının Eserleri olarak O'dur.. Ve üst Mertebeden, Nurunun Suretleri olarak Zahir olan, yine O'dur.

Rahim Allah - Merhamet ~ Zevk

Anne çocuğunun altını değiştirir hiç çekinmez, şimdi sen büyüdün de, O Rahim olan Allah'ın Büyüklüğü değişti mi sanırsın. O Merhametlilerin en Merhametlisidir. Kibarlık ile O'nun Rahim oluşuna erilmez; O'nun Mahlukatı üzerindeki o ince Zevklerine akıl sır ermez. Özellikle İnsan'a verdiği değer çok değişiktir, çok farklı bir Değerdir; O'nun Büyüklüğü sırf Münezzehliği sırf Yüceliğinde olmadığı gibi, İnsan'a verdiği bu üstünlük de öyle Kibir ile ele geçmez.

Kader

Kader sana hiçbir şekilde Giran gelmemeli. Bak bazen Rüya Aleminde hiçbir iraden olmaksızın hatta benliğinin dahi farkında olmaksızın seni yaşatmaktadır. Hayvanlardan olsun, biraz Kulluk dersi al.. Rüya, bu Alemin dışında bir şey olmadığına göre o hallerinden ibret al, inkar etme, anla! Dileseydi hiçbir Duamıza ne kavli ne fiili hiç icabet etmeden, kendimizden dahi haberimiz olmaksızın yaratabilir yaşatabilirdi.. Kulluk zor geliyorsa işte Rüya Alemi ortada ; öyle ya da böyle Kader'e şaşırma. Normal Aleme gelirsek, Allah bütün bir Zaman, bütün bir Tarih yazmaktadır, elbette senin sınırlı, olsa da olur olmasa da olur iradene-dualarına, keyfi isteklerine her durumda icabet edecek, olduracak değildir. Haddini bil ki Duan makbul olsun, ve kendinden hakikatli bir şekilde haberin olabilsin.

Allah İsmi ~ Hakikat-ı Muhammedî

O'nu nasıl herkes Allah İsmi ile tanımaz ama O'ndan gayrı Muhatab ve İlah yoktur; Muhammed'i de (as) İsmi ile tanımazlar ama ondan gayrı "İnsanlık" yoktur.

Hu ~ Muhabbet ~ İnsan

Sen kendinden Var olmadığın için kendini bilemezsin. Ancak O'ndan Var bulduğun için, O'ndan gayrını bilemezsin. Sen'de Gayrılık zannettiğin, Zatı ile Sıfatı-Esmasının Suretleri, Tecellileridir; Seni Kendi Sırrından Halk etmiş, Suretinde, Ruhundan olduğundan, Sana Muhabbeti Hakk oldu da, Kendinden haberli kıldı. Muhabbet Hakk oldu. Ancak Şart yine O ki, O Nefsine Uymadığı gibi Sen de uyma; yoksa Muhabbetin Manası kalmaz. Sana İhtiyacı olmıyan bir Nefs, Seni başka ne diye Kendi Suretinde yaratmış olsun. Sanat dersen, Muhammed'den (as) Yüce Eser mi var ki, bir de seni yaratsın. Merhamet dersen, Hayvanlar da yeter gelirdi.. Söz uzamasın. Madem Mana Muhabbettir, o halde Nefsine uyma da Muhabbetli ol.

Tasavvuf

Ne Dünyevi ne Uhrevi, ne Maddi ne Manevi bir işimiz var; ancak Allah.

Sığınmak

Sabır olsun, Zevk olsun, Sığınmadan ibarettir.

Zikir ~ Vecd

Allah'ım bize Zevk ver, Zevkimizi artır, artır ki Sabrınla Seni Andığımız gibi Vecdinle de Analım!

Yoktan Yaratma ~ Ateizm - Şirk

Delili göremediklerinde 'yoktan yaratma olamaz' derler.. görseler, bu sefer de 'kendiliğinden oluyor' derler.. Hele ki 'Yok zaten yoktur, Allah vardır' demiş olsan, muhakkak Şirk koşarlar. İşte bunlar onların Cehennemlerinin içeriden sürgülü zincirli kapanmış kapılardır.

Zihin ~ Kalp ~ Ruh - Sır

"Zihin" kavramı Düşüncelere dayatılmışken, "Kalp" kavramı hem Düşünceleri hem Duyguları kap'sar, muhafaza eder. Ama asıl muhafaza "Sır"dadır; Manevi Sabitlik, ve Muhafaza asıl "Sır"da edinilir; İnsan'ın, edindiği Manevi Zâti Varlığıdır. "Ruh" ise hepsinin merkezinde ve kuşatıcı Öz Ben'idir; Sır, Ruh'un Dünya'da "İnsan" oluşunda emanet bulunur; yahut Nefsini sahiplenip, yüklenerek, Öz Ben'ine ve Sırr'ına perdelenir. Hem Sırr'a hem Ruh'a, "Kendi Ruhumdan" buyurmasında tek bir ifadede işaret etmiştir.. Zaten iş Tek'tir.. Örnek verdiğimiz "Zihin" kavramının, sadece düşüncelere dayatılmasından ileri gelen çokluğa ve ayrılığa bak, bir de Nefs, Kalp, Ruh, İnsan, Sır kelimelerinden ileri gelen Birliğe, Tekliğe bak.

Sanat ~ İmtihan

Yıllarca kurslara gidip edinilemiyecek Bilgi, Sanatçının gözünde kulağında elinde hazırdır, Fıtratında doğuştan bulunur. Hayvanlar da böyledir. Peygaberler de (as) böyledir; Allah Hased edenlerin, Yalanlayanların Şerrinden muhafaza etsin. Bilgiye bakma, İlmin Sahibine bak, Lütfuna bak. Hamd et O'na ! Şükret. Edindiğini zannettiğin her şey de böyledir, İmtihana bak!

Celal ~ Şirk

Allah'ın Kahrı Cemali, Azameti dururken, senin şeytana, şeytanlaşmış insanlara herhangi bir şekilde pay ayırman, senin çiğliğin, hamlığın, belki şirkindir.

İmtihan

Yalnızlıkla İmtihan edilenler Dost Kimdir daha iyi bilirler. Açlıkla İmtihan edilenlenler Rızık Neymiş daha iyi bilirler. Kalabalıkta da Yalnızlık olur Hayret etme. Rızık neymiş karın tokluğunda da anlaşılabilir Hayret etme.

Celal ~ Cemal

Allah bize hiç acısız sıkıntısız, darlıksız da Rahmet edip Lütfedebilirdi. Yani Merhamet'de ve Rahmet'de hissettiğimiz o Duyguları, direkt olarak tattırırdı. Ama Celalini, Kudretini de tanıttı ki, O'ndan O'na İştiyakımız tam olsun, O'nun hakkında Bilgimiz tam Kemal bulsun. Hoş O'na nihayet yoktur ya, Celaline de Cemaline de doyum olmaz ya.

Amel - Nefs

Kendini iyi olsun kötü olsun Ameline kaptırma, bağlama. Seni hiç yokken varetmişin Lütfundan Ümit kesilmez.

Merhametlilerin En Merhametlisi

Allah "Mazeret" kabul eden Merhametli Zat'tır, Rahim bir Rabb'dir. Yeter ki Yöneliş, Tevbe (Dönüş) olsun; Seyyiyatı Hasenata tebdil edendir. Yüzün karardığı, Nefsin sana "Bu işten çıkış yok" dediği, insanların Ümitsizlik verdiği yerde, O Bağışlayıcı, Gafur, Merhametlilerin en Merhametlisi, Rahman Allahdır. Kafire de Müslümana da Hayret verendir.

Zikir

İsimleri ile Allah'ı Zikret, yani Zâtını, Makamını; Tecellileri değil.

Deizm - Deist ~ Peygamberler

Peygamberler olmasa Tanrı aklına gelmeyecek adam kalkmış "Ben Allah'a inanıyorum ama peygambere ve dine inanmıyorum, Deist'im" diyor.

Kim Allah'a güvenip dayanırsa, Allah ona yeter.. ~ Sebepler Mertebesi

"..Kim Allah'a güvenip dayanırsa, Allah ona yeter.." Talak 3 Halk bu Ayet'in işaret ettiği asıl Manaya ve Mertebeye yani Sebepleri katırştırmaksızın Allah'a güvenip dayanmak Mertebesine ve Manasına kendiliğinden ulaşamaz. Bunu anlamak istemezler, işlerine de gelmez.. Muhakkak ki "ama eşeği de sağlam kazığa bağlayacan" demeyi eksik edemezler.. Halbuki bu ve pek çok buna benzer Ayetler vardır ki sebepler mertebesinden öte yalnızca Allah'ın Kendisini Sebep kıldığı bir Mertebeye işaret etmektedir. Şu Hadis'de işaret edildiği gibi.. "Siz Allah'a hakkı ile tevekkül etmiş olsaydınız kuşlar gibi rızıklandırılırdınız.." sav.. Halk bu Mertebeyi asla görmez hatta yapabildiği dereceye kadar örtmeye çalışır.. Halbuki ilelebet ancak bu Mana ve Mertebeye eriştirilmek için İmtihan edilmektedirler.

Nasip ~ Sabır ~ Lütuf

Keşke deme, Gam yeme. Zulme uğradınsa dahi gam yeme, çünkü O eksildiğini zannettiğini başka surette aynı geri iade eder, hatta lütfeder fazlasını dahi vermiştir. Kimse kimsenin nasibini kısamaz, nimetini engelleyemez, kendi nimetini de çoğaltamaz, kişi ne ederse kendine eder.

Ezel ~ Alem ~ Cüzziyat

Sen sayamadın diye Zamanın Evveli yok değil.. sen günleri sayamadın diye Muhsi olmadı değil. Cüzziyat Teferruat sana müşkül gelir, O'na değil.

Dost

Dostun ile bazen bir şeyler yaparsın, bazen oturur konuşur Muhabbet edersin, bazen de sadece oturursunuz, konuşmaz, yine Muhabbet edersiniz. Mucizeler saçtığında Allah, "normal"de de O yine "Allah".

Manevi Günler Aylar

Allah'ın bildiğimiz günlerden başka manevi gün, geceleri, vakitleri var, Allah lütfedip şuuruna erdirsin o günlerinin gecelerinin, vakitlerinin.

Yüce ~ Cabbar ~ Vedud

Yüce'dir, Cabbar'dır, Vedud'dur!

Aşk ~ Sır

Yüce'dir, Cabbar'dır, Vedud'dur! Allahla Yakınlığın yollarını arıyacaksın. Halbuki Allah'a Yakınlığın hiçbir Yolu yoktur. Ancak sen bu niyette olucaksın yolunu gözleyeceksin ki sana acısın merhamet etsin, Muhabbet etsin. Hatta öyle olur ki sanki sen O'nun Maşukuymuşsun. Yoksa O'na ulaşmanın bi yolu var sanmak küfürdür müşrikliktir. Bu arayış ise şevkten iştiyaktan ötedir, zorundasın Aşk'a!

Diriltilme ~ Kuran

Üzeyir as'a, öldürdükten sonra Diriltmesine misal gösterirken kendisini ve eşeğini de öldürmüş, sonra Üzeyr'i (as) diriltip, eşeğinin diriltişini ona göstermiştir. İbrahim as'a ise, kuşları öldürtmüş ve onları diriltmeden önce İbrahim'e (as) "onları kendine çağır" demiştir.

Hayret

Bir Zalimin kucağında bir ömür Adam yetiştir, sonra onu Kendine çağır, sonra tekrar o zalime İsminle gönder, sonunda da bu yaratışının aksine işi Mucizeler ile kapat. Senin acayip işlerinin, verdiğin Hayretin sonu gelmez. Seni dile getirmek ne mümkün; olursa o da Senin acayip işlerinden.

Tasavvuf ~ Muhabbet ~ Vahdet-i Vücud

Elimiz ayağımızsın, Sen'den başkasına ihtiyacımız yok. Malımız mülkümüz makam mevkimiz Sen'sin, İhtiyacımızı gider Allah'ım.

Zikir - Tespih ~ Muhabbet

Her an her olanda her vesileyle Allah'ı İsimleriyle O'nunla Konuşarak Zikret: Allah'ım Sen düşündürensin.. Allah'ım Sen hatırlatansın.. Allah'ım Sen işittirensin.. Allah'ım Sen gördürensin.. Allah'ım Sen rahmet edensin.. Allah'ım Sen şifa verensin.. Allah'ım Sen koruyansın.. Allah'ım Sen merhamet edensin.. Allah'ım Sen yürütensin.. Allah'ım Sen ölçü koyansın.. Allah'ım Sen yaratansın.. Allah'ım Sen güldürensin.. Allah'ım Sen sevdirensin.. Allah'ım Sen yardım edensin.. Allah'ım Sen adaletlisin.. Allah'ım Sen affedicisin.. Allah'ım Sen güvenilensin.. gerisini ne varsa duruma göre sen getirirsin artık.. böylece her fiilde her anda O'nunla konuşarak Allah'a bağlan.

Tasavvuf

Kalbini Allah'a hasretmeye çalış. Fazilet sahiplerini anmak dışında, kimseyle Dedikodu yapmadığın gibi kendi kendinle de dedikodu yapma; seni Allah duymaktadır. İster kafir sebep olsun ister Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker.. Ömrünün başkalarının kusurlarıyla geçtiği vakitlerini bir düşün.. Müslüman başkalarıyla meşgul olacağı vakti Allah'a ayırsaydı hiç şüphesiz zarar etmez fazladan kar ederdi.

Akıl

Kemaliyle Nispetini kurmak zordur ama "Akıl" Allahtadır. Misal: Kuşlar olmasaydı İnsan uçmayı uçağı Akledemezdi.

Veli ~ Müşahede

İnsanlardaki hayvanlardaki bu Dostluk birbirlerine Yakınlık, Kimin Dostluğunun Kimin Yakınlığının Eseri.

Nefs

Sıkıldığına sıkılmayasın..

Aşk ~ Halk

Halk'ın Aşk'tan haberi yoktur, Aşk'a göre iş işlemez, işleyemez. Halbuki Sünnet der amel der hesap der.. ama Aşk'la iş tutmaz, dünyasında Aşk'a yer vermez. Beşeri Aşk'ı bir delirme-sapma gördüğü gibi Allah Aşkını da sapma görür, başka anlamaz, anlayamaz. Hz Peygamberi (as) sever ama Aşk-ın-dan (Hu) haberleri yoktur. Aşk'a düşmezler.. İnşaallah bakalım Cennet'e, haftada bir Cemali Seyre kaldı bizim Ümmet Kardeşliğimiz.

Tecelliler - Zıtlık ~ Sığınmak

Allah Dünya perdesindeki Tecellilerinin Zıtlıkları şiddetinden seni korusun. "Allah her şeyden üstündür" , "Allah her şeyin üzerindedir" diye diye Tecelli dalgalarının üstünden aş, Zât'ı limanına sığın.

Kalp ~ Sır

İnsan'ın Kalbi Sırrına hem Ayna hem Perdedir. Eğer Kulluk, Sırrında olmasaydı, Allah Kalbini hallac pamuğu gibi attığında insan ne ağlayabilir ne de gülebilirdi. Eğer Sır Nefs'e nispet olur ise, o halde İnsan aynı anda hem güler hem ağlar olurdu, hem de durmaksızın her an. Halbuki duygular-haller gelip geçici, Sır da sabittir. Sen Kendini Kalbinde ve Nefsinde arama. Sen özün sırrın, O'nun Sırrından, O'nun Ruhundansın.

Kulluk ~ Zikir

"Allahım Sen'den Razıyım" diyemiyorsun, öyle mi..

İlim ~ Muhabbet ~ Kulluk

İlim'den Muhabbet'den Tespih yap kendine, aksın zihninde kalbinde. Nasıl toplanır bu tespihin taneleri: Subhanallah, Elhamdülillah, Allahuekber.. 99 Esma.. Salavat, Dua, Ayetler, Namaz, Hadisler, Büyüklerin güzel sözleri, Kitaplar, Şiirler, İlahiler-Şarkılar, Küçük gördüğün belki hiç görmediğin Allah'ın sana Nasib ettiği Ameller, Teşekkür, Şükürler, Sabr-ı Cemiller ...; Kulluklar..

Zat ~ İdrak ~ Bilmek ~ Bilememek

İdrak edilememesi Sıfatına, Bilinmesi Zâtına Nispetledir; Mutlak Var'dır, O'dur O, Zâtına İdrak, Biliş, Gerekir değil. Perde olur Bizlere İdrak edememek, Bilememek; yoksa İdrak etmeyiş, Bilmeyiş O'na İlişir değil.

Zat - Sıfat ~ Fiil

Doğuştan Yeteğin olup da Sanatçı olsan, ve bir zaman Eser vermesen, artık Sanatçı olmaz mısın?.. O'nun, Hayy Sıfatı dahi böyledir ! Faaliyet (Fiil-Tecelli) göstermiyor diye Yok, faaliyet (Tecelli) gösterdi diye Hayat sahibi olmaz ! Zâtındandır Zâtı, Hayatı, Şânı! Görünen Efali, İsmi Sıfatı, Eseriyle değil !

Zât ~ Esma ~ Ruh

Allah'ın Hayy diye bir organı Var da haşa, Zâtı onunla mı Hayat buluyor?.. Ya Sen?.. Ey Ruh ya sen ne ile var oldun, nasıl hayat bulduğunu zannediyorsun, Kendi Ruhundan başkasıyla mı! Yokluğundan mı! Akciğerinden mi!.. Nispetlerine dikkat et!

Ali (kv)

"..Sen, Hz. Harun'un, Hz. Musa yanında aldığı yeri, benim yanımda almaktan razı değil misin? Şu farkla ki, benden sonra peygamber yok!".." Demek O'nun (kv) hakkında da Nübüvvetle ilgili bir Hadis var.. Bu Hadisi böylece unutmadığın gibi "Ali ve Ben aynı Nurdanız" (sav) Hadisini hiç unutma..

Ben sizin Rabbiniz değil miyim..

"Ben sizin Rabbiniz değil miyim" diye soramadıklarına, "Elest Bezmini hatırlayan var mı" diye sorup Lütuf mu ediyorsun.. Ne ediyorsun a Hakikat Kadısı, a Hakikat Yobazı? Derviş bu sözü eğri büğrü söyleme. Seni sîgaya çeken bir Molla Kasım gelir..

Şikayet ~ Kulluk

İnsan her şeyden yorulur da "Şikayet"den yorulmaz mı ?..

İlim Zâtının Aynıdır ~ İlim - Kıylu Kal

Sen Bilgi'yi bir şeye-şeylere Nispet edip, yani Bilgi'nin-İlmin Yolunu kesip, geldiği yere Döndürmezsen, yani Zâtına vardırmazsan, Bilgi-İlim tabi sana kıylu kal olacaktır. Diğer Sıfatlar da böyledir; yani Zâtının Aynıdır, Bilene!

Sanat ~ Din ~ Felsefe - Bilim

Varlığa baktığında Sanat göremiyen İnsan Nakıstır, Eksiktir onun görüşü. Sanat'ı sadece insanın fiilinde yani Resim'de Heykel'de gören İnsan Sanat'ı görmemiştir, Sanat değildir onun gördüğü. İster Bilim Adam'ı olsun ister Filozof Sanat'ı varlıkta göremiyorsa sadece Akıl sadece Nedensellikle bakıyordur ki Eksiktir Nakıstır onun görüşü. İster Dinsiz ister Dinli Bilim Adamı-Filozof olsun Varlığa 99 İsimle bakmıyanın görüşü Kamil olmaz.

Nafile ~ Nefs - Oruç - İftar

Nafile deme, Nefsine Gem vuranın İftar'ı Allah'ladır.

Zikir - Tespih

Allah ile olduğunu Hatırlamak Zikir'dir, Tespih'tir.

Bir - lik ~ Hu

Gözün alamadığı, Dilin sayamadığı, Zihninin Matematiğinin hesaplayamadığı bu kadar çok varlık hangi Gaye ile Bir arada bulunuyor? Nasıl ayrılıp kopup dağılmıyorlar? Bu Birliğin, Dirliğin, Manası nedir, tutkalı nedir? Bu Tespih'in Zikrettiği nedir?

Hu - O

Kafan ne kadar O'nunla ki Kalbin O'nunla olsun.. Zihninde şu Varlık nerede ki, senin Varlığın da o kadar O'nda olsun.

İlim ~ Kalp

Allah kulunun diliyle “Semi Allahü limen hamideh” der. (sav) Namazlarınızı, dünyaya veda eden kişinin kıldığı gibi kılınız. (sav) Namaz mü'minin miracıdır. (sav) Şimdi sen bu İlim'leri-Haberleri zihninde tutmaz hatrında bulundurmaz isen, muhafaza etmez isen, Kalbin neyi duysun, nasıl duysun, nasıl amel etsin.

Manevi Şeriat ~ Tasavvuf

Sen Kıl Tüy Sureten Şeriat Hesabı tutuyorsun da, Manevi Şeriat Hesabı ne olacak, Kendin için bu yönden Hesap tutuyor musun? Seni Hesaba çeken var mı yani? Ya senin başında da Manevi Şariat Bekçileri olsa, acaba Halin nice olurdu! Emin ol herkesin Hesabı Kendine, kendince Hesab tutmaktan, Kusurlardan geç, adam-kadın belki senin bi haftalık namazın değerinde "Allah" diyor, bunun Hesabını soruyor mu Allah senden? Allah diyenleri Sev Sen Sev! Bak Yüce Ali'ye (kv) dahi Kafir diyen çıktı bu Dün'ya'da! Kerbela'yı düşün, hepsi de Şeriat'da Ala idiler o Densiz Katillerin, Kalpleri bozukken Sureten Şeriat kurtardı mı onları! Sen Kusurlardan geç, tutacaksan Kendi Kalbî Hesabını tut! Sev Allah diyenleri Sev! Sev o mensub olduğun Manevi Devletin Kullarını Sev!

Denge

Hangi iki şeyin arasındasın, hangi dengeyi sorarsın.

Şah damarından daha Yakın

Şah damarından daha Yakın olan, seni Fiiline, Yaratış Tecellisine azıcık daha Yaklaştırırsa, bedenin dışında da bir şeyleri hareket ettiriyor yönlendiriyormuşsun gibi hisseder, zannedersin.

Nefs

Nefsine de ki: Ben senin İsteklerine uyarsam şu üç günlük dün'ya'da ne tatmin olabilicez ne de rahata kavuşabilicez, neticede elimize bir şey de geçmemiş olarak sonunda Cehennemi boyluycaz. Sana da yazık bana da yazık. Yahut sen toprak olup yok olucaz diye tutturursan, öyleyse zaten ne benim ne de senin elde etsek de bi anlamı olmayacak hayali şeyler peşinde zavallıca ömür tüketmemiz daha da anlamsızdır; İntihar etmem bu durumda bana göre daha anlamlıdır. Şimdi sen gel öyle öleceğimize Bana Uy da, ölmeden önce O Allah Yolunda ölelim, Resulüne (sav) Uyalım da hem bu dün'ya'dan İstediklerin güzelce verilsin, hem de Cennette Hesapsız Bitimsiz olarak Sayısız Nimetler içinde Neşe ile Ebedi Yaşa. Sen Tatmin bul, Ben de Rabbimin Rızasını kazanmış olarak Zâtına varayım.

Dün'ya Cenneti ~ Nefs ~ Zan ~ Bulmak

Nefs öyle bir şeydir ki İnsan para mal mülk Zengin olmakla bu Dün'ya'da Cennet'e girdiğini Vuslat bulduğunu zannedebilir. Şimdi Sen neyi arıyor arzuluyorsan, o arzuladığının Cennetine girersin, hiç gam yeme, hem de bu Dün'ya'da girersin!

Aşk ~ Nâr - Nur ~ Nefs - Sıfatlar ~ Ruh

Güneş, hem Nâr iken hem Nur'dur. Zahirinde Nur, Batınında Nar diyelim.. ama Nârının fazlalığı Zâtından bir şey eksiltmediği gibi Nur'unun fazlalığı da Zâtına bir şey katmıyor.. Allah'dan bir Ruh-Zat olarak Senin, Nur'un Akıl-Kalp, Nâr'ın ise Nefsin-Ben-liğin.. Nefsin seni yakmakta, Nurun ise söndürmekte. Nur'dan göremiyorsun, çünkü Allah öyle Yakın.. Nar ise uzaklaştırıyor çünkü Allah öyle Şiddetli.. Ne zaman Nâr'ın Nur'un (Sıfatların-Nefsin) İtidal buldu, Ruhunu, Yakınlığını, şu gökteki Güneş gibi Ay gibi apaçık görecek, seyredeceksin. Allah'a Misal olmaz ya; biz bunları Muhabbeten söyledik..

Reiki - Yoga - Karma ~ Müslüman - Tasavvuf

Reiki, Yoga, Enerji, Karma.. ? Çok kısaca şöyle ifade edeyim.. Daha Güneş doğmadan Nurla yıkanan, günde beş Vakit Özel Mirac'a koşan, gizli açık her şeyin içinde bulunduğu bir Kitabı olan, Nebisi dünya hayatında gelmiş geçmiş en etkili İnsan olan, İlk ve Son Din'in, Mensublarına.. En cahili bile bunlara itibar etmezken, bir de bu Din'in Büyüklerini tanıdığını mı iddia ediyorsun.. Bize, bunları mı getirip anlatıyorsun.. bunları getirme bize.. "Sen" gel..

Kadim - Hadis ~ Zaman - Tasavvuf ~ Hadid 3 - Evvel Ahir Zahir Batın - Alim

Evveli Ahiri, Zahiri Batını O olanlar için, Zaman nedir ki, Kadim Hadis olsun.

Elest Bezmi - Kalu Bela ~ Ruh ~ İsa'nın (as) beşikte konuşması ~ Mecaz ~ Fena ~ Tasavvuf

Bebeklik-Çocukluk, bir tür Fena Hâlidir.. İsa (as) Elest Bezminden sanki hiç ayrılmamış gibi daha beşikte "Ben Allah'ın Kuluyum" dedi.. Şimdi biz daha yeni yeni, şu beden elbisesini sıyırıp, aslımızın surete dayanmadığını anlıyoruz gibi gibi.. Bebeklik-Çocukluk, bir Fena Hâlidir dedim.. Mecaz demedim. "Mecaz" ucuz kıymetsiz bir iştir.. Hakikat, Hakikati olduğu gibi görebilmektir dostum.

Allah'ı Görmek

O'nun Zâtını görecek göz nerede, Yok zannedersin. Sonra Sıfatlarından az bir Tecelliler olur da o güne kadar yer gök ikisi arasında gördüklerinden Tevbe edersin.

Sırrullah ~ Min Ruhi - Ruhumdan ~ Zâtî Tecelli

İnsan Sırrullahtır, Kendi Beyanıyla (Min Ruhi) Kendi Ruhundandır; Zâtî Tecellisidir. Bu Hakikate karşın İnsanlar birbirleriyle aynı Sırdan olduğu halde, Sıfat-Özellik Mertebeleri farklı olduğu gibi, Allah'ın Lütfunu bilip Şükretmeli, Hamd etmeli ve Haddini de bilmelidir. Zira İnsan Hayvanlarla Kıyas edilemeyecek bir Makamda, hepsindeki Özelliklere ve daha belki kendisinin dahi bilmediği Gizli Lütuflara olağanüstü Yeteneklere sahip olduğu kadar, bir Kartalın Görüşünü veya Bukalemunun üçyüzaltmış derece Görmesini dahi Tahayyül edemez. Nerede kaldı ki Alemlerin Rabbinin Sıfatlarının Tecellisinde Zâtî Mertebesini (Ki Sonsuzdur-Sınırı-Nihayeti yoktur), O Kendisine Miraç Lütfetmeksizin herhangi bir şekilde kendiliğinde "Tahayyül" edebilsin..

Kader Değişir mi ~ Ayan-ı Sabite ~ Kader Sırrı

Kader Dört Nispetledir.. Birincisi: Sabit Hakikatlerdir (Ayan-ı Sabite). Kadın, Erkek, Çocuk, Nefs, Bitkiler, Madenler, Hayvanlar, Ulvi ve Sufli Mertebeler, Zıtlıklar gibi sonsuza varan, Yaratılışın gerçekleşmesi için Zorunlu olan, Allah'ın İlminin İcadlarıdır. Zorunludur, fakat ne Zorlama vardır ne de Sorumluluk; hiçbir Erkek ve Kadın, erkek ve kadın olmaklıkla, yahut boynuzlu koç boynuzlu, boynuzsuz koç boynuzsuz olmasıyla yükümlü tutulmaması gibi.. Ayan-ı Sabite Kader Sırrındandır, tümüyle "Kader" demek değildir. İkincisi: İmtihan'ın gerçekleşmesi için başa gelmesi Kesin Takdir edilmiş Olaylar; Belalar ve Bağışlardır.. Üçüncüsü: Basitçe, İnsan, Belalara karşı Sabır ve Dua, Bağışlara karşı Şükür ve Nankörlük etmemekle iki yönden de Kader olarak Yükümlü ve Sorumlu Tutulmuştur. Olayların başa gelmesi herkese eşit olarak Takdir edilmiş olduğu gibi Dua ve Niyetten Sorumlu Tutulmaları da aynı derece eşit ve Kader'dir (Zorunluluktur). Üçüncü Nispeti

Muhabbet ~ Tasavvuf

Büyüklük etme, Küçüklük de etme, Muhabbet et.

Nefs - Dün'ya

Bu Dün'ya Nefis gibidir, Allah'ın Rahmetidir deyip, güleryüzüne aldanma; Allah'ın Rahmeti Allah'tadır!

Büyük Cihad

Büyük Cihad nedir unutmuşsun. Nefsin de üzerine çullanmış, altında ezilmiş kalmışsın. Nefsine kızacağına, Rabbine, sızlanıyorsun, gevşemişsin. Ayağını yere vur, Allah de, nefsine kaşların çatık olsun. Bezgin Halini değiştir, nefsine karşı Celalli Heybetli ol, sesini kes. Soldan da yaklaşsa Sağdan da yaklaşsa "Kulluğum sana mı kaldı, dengesiz" de, Bilinçli ol, Uyuma, Diri ol, Allah'la olduğunun Bilincinde ol.

Kuran'da "Habibim" geçer mi..

"Habibim" Hitabını Allah'ı zihninde bir erkek gibi tasavvur edenden başka hangi "Ahmak" Yanlış anlayıp da Uygun bulmayabilir! Hem de Kuran'da şöyle bir Ayet apaçık bulunuyorken: "De ki: 'Eğer siz Allah'ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin.." ve Allah Resulüne "De ki: “Eğer Rahmân'ın bir çocuğu olsaydı, ona kulluk edenlerin ilki ben olurdum." dedirtirken kendisi bunu diyemiyor ve başkası dese Şirk sayabilecekken, daha hangi sözü Tekzib etmeye, Yanlışlamaya kendinde Hak bulabilir! Kendini bilmeyen, kendi Dininin Muhabbetinden haberi olmıyan bir kimse başkalarının Muhabbetini, Yakınlığını, Sözlerini nasıl Tekzip edebilir! Kendi Dininin Peygamberine "Anam babam sana feda olsun" diyebilecek Muhabbeti olmıyan, Kibir'den başka çok bilmişlikten gayrı hangi Halle kimin Muhabbetini Şirk saymaya kendinde Hak bulabilir!

Güzel Hasletler ~ Tasavvuf ~ Felsefe

Şimdi sen "Felsefe" diyorsun da.. Acaba "Felsefe" deyince kim ne anlıyor.. "Tasavvuf" deyince ?.. Güzel Hasletler, Ameller nelerdir ?.. Sabır-Sabrı Cemil, Metanet, Hilm-Rıfk, Bağışlama, Merhamet, Vakar-Ağırbaşlılık, Saygı, Ciddiyet, Sadakat, Ahde Vefa-Sözünde durmak, Vefa, Cömertlik, Şükür-Teşekkür, Övgü-Takdir-Tasdik etmek, Üste varmamak, Güleryüzlülük, Güzelsözlülük, Açık sözlülük-dil eğip bükmemek-gizliden konuşmamak, Latife-Mizah, Yardım, Müsâmaha, Edep, Haya-Utanma, Fazi let Talebi, Azim, Nefs ile Cihad, Bilmiyorum diyebilmek, İlim Talebi, Diğergâmlık, Nezaket, Sevgi-Muhabbetli olmak, Sıdk-Doğruluk, İnsaf, Adalet, Ref-et-Acıma, Kusurları örtmek-yüze vurmamak, Sükut-Çok konuşmamak, Kanâat, Tevekkül, Teslimiyet, Dirilik-Uyanıklık, İstiğnâ, İsar-İhtiyacı varken de vermek, Kötülüğe kötülükle karşılık vermemek, Kulak kabartmamak, Bilmediğine karışmamak, Sır saklamak, Hayır-Hasenat yapmak, Yapmacık davranışları terketmek, Dua etmek, İnsanlarla

Müşahede

O'nu madem biliyorsan, o zaman Acayiplikler, Doğaüstü şeyler bekleyerek Müşahedeni, Muhabbetini Perdeleme. Ağacın konuşmasını, yanmasını bekleme.. ağacın ağaçlığı nerden geliyor, kuşun kuşluğu, kedinin kediliği nerden geliyor, nasıl oluyor, onu anla da.. Seyret. Muhammedî olan yanan ağaç aramaz.

Nispet ne demektir

Şimdi sen Güneş'e, Suret'e Nispet'le bakarsan, Güneş tırnak kadar küçücük bir şeydir. Ama Hakikatte o ne kadar büyüktür, "Bilirsin", öyle değil mi?.. İşte "Nispet", kısaca bu demektir. Şimdi senin Nispet'in, Nispetlerin nedir.. Muhakkak ki onlardan hâlî değilsin. Ama şu da var, bir yönden de onlardan Münezzehsin.. İşte senin Nispet'in ne ise ona göre, O'na nispetle! Küçüklüğün de O'na göre, Büyüklüğün de O'na göre! Yokluğun da O'na göre! Hayır hayır Samimi Dost, Varlığın O'na göre! İşte anla anla, ama senin nispetlerin neler, Nispet'in neye!.. Önemli olan bu!

Ölüm ~ Diriliş Günü ~ İnsan üzerinden öyle bir zaman geçti ki..

İnsan'ın Ab-ı Hayat'ı, Yaşam Kaynağı nedir ki onu onunla Ölümden döndürebilsinler.. Madde mi, Enerji mi ? Bilim mi ?.. Görmez misin ya onun üzerinden öyle bir zaman geçti ki, bunlar vardı da, o yoktu! Bu senin, özleyişin, yersiz dileğindir; çünkü o hakikatte, Ölmedi de!.. Onu ilk defa var kılan tarafından Diriltilmeyi bekliyor. Sen anla ki, asıl Dirilişi inkar edenin Kalbi ölmüş, Aklı ölmüş!

Zaman Sırrı ~ Kader

Sen ne geçmiş zaman'da ne gelecek zaman'da olamazsın, An'dan başka Zaman yoktur. Geçmiş Zaman Hafızanda daha doğrusu ancak Bilgi-nde bulunur. Gelecek Zaman ise, An-ı Daim ve ed-Dehr olan Hakk, Ol-uş ile Tecelli etmediği için, Var değildir ki Bilginle kuşatabilesin; ancak olaylar hakkında Tahminde bulunur ve Hayal kurarsın; yahut Rüya ve Keşf ile bazı şeyler Hayal vasıtasıyla gösterilebilir ve Bilgi vasıtasıyla Bildirilebilir. Hakk ise, Gelecekte de (ki Ahir O'dur) her şeyde O 'ndan başkası Tecelli etmeyeceği için, Ol-acaklar Geçmiş gibi Bilgisindedir..; yani Tecelli etmemiş olsa da, Kendisi ve Bizim için ne yapılacağını bilir. Ameller yani Fiiller Hakk'tan, Niyetler ise Biz'den olduğundan, Kader'den Sorumlu tutulacağın yer, ancak Gönlün, Kalbindir.. Nazar ettiği yer, Fiilinde Kalbindir.. Amel-Fiil iyi veya kötü, ona göre gider gelir.. Manevi Kuvvetler de ona göre, perdelenir ve açılır..; bunu Bilesin! Hız ve Hareket'e gelirsek, bir şey n

"Bizim ne yapacağımız kaderimizde yazılmış ise.." , "Sonumuz belli ise niçin bu dünyaya geliyoruz?" , "Allah Cehenneme gideceğimi bile bile.." ~ Kader Sırrı ~ Kader - Cebr - Zorlama ~ İstidat ~ İlahi İhsan ~ İcad - Yaratmak - Bulmak

İcad, Keşf-Bulmak mıdır, Yaratmak mıdır.. Allah'ın Bilgisi yenilenmez, İlmi-Kemali artmaz.. Bilgisinin ilgisi yenilenir ve ortaya çıkar. Merak bir İstidat'tır, Bilim Adam'ı olmaya Zorlanmazsın, böylece bu Cebr değil İlahi İhsan Lütuf olur.. Sen eğer durum böyleyken "Yaratıyorum" dersen bu Kibir'dir.. Allah seni kendisine Kibirlen diye zorlamaz, cebretmez.. Bu Cebr-Zorlama seninle ilgilidir, sendendir, Nispet'i Sanadır.. İcad'ın sana olan Nispet'i "Bulmak" (ki İstidadından gör ürsün ki İlahi İhsan'dır) O'na Nispeti ise Yaratmaktır. Şimdi Sen Madem Büyüklenmekten ve Benliğinden vazgeçmiyorsun, ve Kibrinde böyle İnatçısın, Allahın da seni bununla Ezeli Bilgisinde yargılayıp Cehenneme sokacağını bile bile yaratmasını Kötü saymamalısın. Ümitsiz olma Dua Sadaka Kader'i değiştirirmiş.. Bu Bilim Adamı dediğime takılma bir Misaldir.. Misaldir dediğime bakma Kibir bir Hakikattir.

Kuran ~ Mecaz ~ Mucize

Kuran'a Mecaz diyen ya Tertemiz Meryem'e (as) İftira edenler Derekesindedir, ya da İlim'e değil Bilim'e Kanmış, Aldanmışlardandır.

Kuran ~ Mucize ~ Mecaz

İlmi, Acı'sı ve Keşf'i Vehminden öte varmamış, Acayip Haller tatmamış, Keramet dahi görmemiş, Mucize'ye, Mecid olan Kuran'a, Mecaz'dan gayrı ne desin. İman'ı kaybetmiş, Kul olmamış, Şikayet halinde Ümitsiz, Ahmak Yalandan Kibir'den başka Hakk'a ne isnad etsin..

Zât ~ Esma - Sıfat ~ Rahmet - Rahman

Bir İnsanın Suretinde Öfke her zaman görünmeyebilir.. Belki içinde Zuhur eder de Suretinde belli olmaz.. ya da Surette, Yeri geldiğinde Zuhur edip de apaçık belli olunca, "Öfke", Varmış da gizli imiş anlaşılır.. Hakk için bu Misali düşünürsen, "Rahmet", Gazab gibi değildir.. Surette Belli olmakta ve daima Zuhur etmektedir.. Şimdi, Gizli olup da Zuhur eden acaba Sıfat mıdır, Zât mıdır.. işte sana bu Belli olmalı!

Allah'ın Bilgisi - İlmi ~ Ayan-ı Sabite - Kader

Yanılmayacağı için, verdiği-vereceği Hüküm değişmez. Yazdığını ise Lütfunun eseri olarak Dua ile değiştireceğini ve Dua edilmediği halde nasıl olacağı Yazılı (gerçekleşmemiş) şeyin yerine geçireceğini haber vermiştir. Bu sonucu dahi Tüm'de Mutlak Biliyoroluşu, Dua etmemeği gerektirmeyeceği açıktır! Böylece Dua etmeyen ve Sadaka vermeyen için Hüküm yine değişmemiş olur!.. Sadaka veren için de aynı Lütuf geçerlidir.. Keza, Mucize de bir yönden, Yazdığını değiştirmesidir.. Muciz e, Kader'in değişmesi ile Bilgisinin değişmediğinin delilidir Bilmek-Anlamak isteyene!.. Belirttiğimiz gibi, Yanılmaz ki Mutlak gerçekleştireceğini yazdıkları hakkında verdiği Hükmü değişsin de Tüm'e dair Bilgisi değişmiş olsun.. Yahut Zorla Cehennemlik edilmiş olsunlar! Bu, onların ümitsizliği, hesapsızlığı ve yüzsüzlüğüdür!.. Netice.. Yazdığı dahi Lütfu ile değişir, İlmi (!) değişmez, artmaz ve eksilmez! Kemâli eksik olanlar, İlimlerinin ve Sevgilerinin artırılmasını Lütuf olarak Kendis

Aşk - İlim ~ Sıfatlar

İtidal Esastır; Zat-ı İlahi Esmasına-Sıfatına Hâkim'dir. Ama olur ya, sen seni bilesin diye, Aşk'tan yanarsan, İlim soğutur.. İlim'den donarsan, Aşk ısıtır. Sonra Rabbini de Bilirsin, Zât ile Esması Bir.

Ayan-ı Sabite

O'nun Zuhuru için Ayan-ı Sabite'ye ihtiyacı yoktur. Siyah üzerine siyah resim çizer, Görür, seyredersin. Su içinde su görmez ama Ruh içinde Ruh görür. Görü-l-mezdir ama, Görü-n-ür. Sadreddin Konevi Hazretleri buyurmuş: "İnsan-ı Kamil'in ayn-ı sabitesi yoktur."

Ebedi Cehennem - Adalet ~ Kafirler - Şirk - Ümitsizlik ~ Ayan-ı Sabite - Kader Sırrı

Kurtuluşa inanmıyan İnsan'ın Hâli Ümitsizlik ve ilerisinde Başıboşluktur. Ve bu Ümitsizlik Hâli onda Şahsî olmasına rağmen onu Başıboş bir halde Herkese ve daha kötüsü Varlığa yayar. Yani İnsan'a (as) İnanmadığı gibi Allah'a da İnanmaz. Sonra Şahsi Hâlinin gerektirdiği şekilde de bir Mutlak Varlık-İlah (Bu "Bilinmezlik" de olabilir) Tasavvur eder. İşte Cehennemlik olmaları, bu Şahsi Hallerini yani Ben-lik'lerini Varlığa Yaymaları ile İmansızlıklarını Mutlaklaştırmalarıdır; ha tta burada kalmayıp imkanları ölçüsünce İtikatlarını Allah'a Şirk de koşarlar. Henüz yaşamadıkları Hâller ve Hakikatler olduğuna dair İnançları yoktur, çünkü kendi yaşadığı Halleri de Haber aldıkları Hallere, kendi Bildiklerini başkalarının İlimlerine benzeterek aynı kılmışlardır. Allah'ın Adaleti ile Ebedi Cehennem çelişir derler, fakat Allah'ın Hükümlerini kabul etmezler.. Allah'ın Bilgisi Mutlakdır derler fakat kendi Zanlarını kabul ederler.. İnsan derler,